Türkiye’de 2002-2007 dönemi art arda gerçekleşen ortalama yüzde 7 büyüme iddialarına rağmen istihdamın aynı tempoda artmadığı , büyümenin istihdam yaratmadığı yeterince ortaya çıktı.
2002-2007 döneminde büyüme ortalamasının yıllık yüzde 6,8’e ulaşmasına karşın, istihdamın artmak yerine yıllık yüzde 1,4’lük düşüşlerle seyrettiği görülüyor.
2002’de 21 milyon 354 bin olan istihdamın 2007’ye geldiğinde artmış olmak bir yana 21 milyon 189 bine düşmüş olduğu görülüyor. Başka bir ifadeyle, büyümenin istihdam yaratmadığı, tersine biraz daha işsiz kitlesini büyüttüğü gibi garabet ve sağlıksız bir durumla karşı karşıyayız.
Bu sonuçta, izlenen düşük kur politikasının, ithal sermaye yoğunluklu yatırımları cezbettiğini, yenileme-modernizasyon yatırımları ile de daha az istihdama yer veren teknolojilerin benimsendiği gerçeğinin payı var.
Başka bir ifadeyle. 2002 sonrasının kur politikası, istihdam düşmanı bir sonucu da yaratmış, bütün büyüme iddialarına rağmen, istihdam artmak yerine azalmıştır.
Derdi işsizliği azaltmak olan bir yaklaşımın hangi sektörün daha fazla istihdam yarattığını da bilmesi gerekiyor. Bu durumda en çok teşvik edilmesi gereken sektör de ortaya çıkıyor.
2008’in ilk 4 ayı itibariyle yaptığımız analiz, en istihdam dostu sektörün turizm olduğunu ortaya koyuyor. Bu yılın ilk 4 ayında 11 milyar YTL’ye yakın tutarda yatırım niyeti belirlenmiş ve 935 proje için teşvik belgesi alınmış. Bu 11 milyar YTL’lik yatırım, toplam 37 bin kişiye istihdam yaratacaklarını öngörmüşlerdir. Bu durumda bir kişiye istihdam yaratmak için gerekli yatırımın 293 bin YTL olduğunu görüyoruz.
Ancak, bu bir kişiye istihdamın gerektirdiği yatırım sektörden sektöre değişiyor. İşte tam da bu noktada turizmin en istihdam dostu yatırım alanı olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü turizmde bir kişiye istihdam için gerekli yatırım sadece 107 bin YTL, yani genelin yüzde 36’sı. Yine ilk 4 ayda görüyoruz ki, turizme yapılacak yatırımlar, toplam yatırımların yüzde 6,6’sı iken öngörülen istihdamdaki payı yüzde 18 ...
Yılın ilk 4 ayında öngörülen 59 turizm projesi 715 milyon YTL’lik yatırım ve yaklaşık 7 bin kişiye istihdam öngörüyor. Sözkonusu turizm projeleri içinde en istihdam dostu olanların Muğla’daki yatırımlar olduğu öngörülüyor. Bu ilimizdeki turizm yatırımlarında kişi başına istihdam için yatırım miktarı 41 bin YTL’ye kadar iniyor.
Buna karşılık en az istihdam vaadeden sektörün enerji olduğu görülüyor. Enerjide kişi başına istihdam 13 milyon 606 bin YTL.
İlk dört ayda yatırımların yarısının enerjiye yapılacağı anlaşılıyor, ama buna karşılık bu sektör , yaratılacak istihdamda sadece yüzde 5’e sahip ve topu topu 2 bin kişiye istihdam vaat ediyor. Buradan, GAP bölgesine enerji yatırımına niyetlenen hükümetin, 3,5 milyon insana iş vaadinin ne kadar balon olduğunu varın siz anlayın...
Turizmden sonra en çok istihdam dostu sektörün tarım olduğu, kişi başına istihdam için 132 bin YTL’lik yatırım gerektiği ortaya çıkıyor. Tarımı madencilik, sonra imalat sanayii izliyor. İmalat sanayiinin kendi içinde tekstil, gıda gibi sektörlerin daha çok istihdam yaratıcı özellikte olduğunu söyleyebiliriz. Bu, daha detay bir araştırmayı gerektiriyor. Turizm dışında kalan hizmet sektörünün de yeterince istihdam dostu olmadığı ortaya çıkıyor. Bu sektörde bir kişiye istihdam yapmak için 392 bin YTL’lik yatırım gerekiyor.
Buradan da şunu anlamak gerekiyor, istihdam sorunu dert ediliyorsa, en istihdam dostu sektör turizme , tarıma , imalat sanayisinin emek-yoğun sektörlerine, istihdam yaratma saikiyle öncelik verilmeli, gelişimi desteklenmeli. (MS/TK)