Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 17 Ağustos Depreminin 19. yıl dönümünde "İstanbul Depreme Hazır mı?" diye sordu.
Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul şube binasında yapılan açıklamayı TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu adına Kurul Sekreteri Cevahir Efe Akçelik okudu.
Akçelik, İstanbul ve çevresinde deprem riskinin giderek arttığını sürenin ise aksi yönde azaldığını söyledi. Depreme ve sonuçlarına karşı tedbirlerle ilgili mevzuatın tamamlanması için yetkililere çağrı yaptı.
TIKLAYIN - "İstanbul da Türkiye de Depreme Hazır Değil"
Toplantıya katılan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Makina Mühendisleri Odası (MMO) ve Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube başkanları da olası bir deprem durumunda İstanbul’un karşı karşıya kalacağı riskleri kendi uzmanlık alanları çerçevesinde anlattı.
İstanbul Valiliği’ne 5 soru
Akçelik, TMMOB İl Koordinasyonu olarak Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında İstanbul Valiliği’ne gönderdikleri soruları da paylaştı.
Herhangi bir afet durumunda İstanbul’daki risklerin tespiti açısından yöneltilen beş soru şöyle:
* İstanbul il sınırları içerisinde olası doğal afetlere karşı belirlenen toplanma alanlarının sayısı ne? Mevcut konumları nereler? Kapladıkları alanların ölçüsü ne kadar?
* Olası bir afet durumunda çadır kurmak için ilçe bazında planlanmış alan veya alanların konum ve ölçüleri, olası bir deprem anında çadır ve toplanma alanları belirtilmişse, bu alanlardaki teknik ve yaşam malzemeleri açısından bir hazırlık yapılıp yapılmadığı, eğer bir hazırlık yapılmışsa kapsamı nedir?
* Olası bir afet durumunda hasar alan alanlar için yeni/geçici konut alanları olarak planlanan alan var mı?
* Olası bir afet durumunda arama kurtarma amaçlı ekipman noktaları nereler?
* Olası bir afet durumunda acil müdahale yollarının konumları nereler? Mevcut durumda kaçı aktif?
TIKLAYIN - 17 Ağustos Depremi’nden Bugüne Çözülmeyen Sorunlar
“İstanbul’da deprem tetikleniyor”
TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu Kurulu’nun depremin 19. yılındaki ortak metninde şu ifadelere yer verildi:
“Jeolojik yapısı nedeniyle her zaman yıkıcı depremlerin yaşanabileceği ülkemizde; çarpık kentleşmenin sonucu oluşan yapı stokunun, başta depremini bekleyen İstanbul olmak üzere, ne kadar güvenliksiz olduğu son günlerde arka arkaya çöken binalar ve istinat yapıları ile bir kez daha ortaya çıktı.
“15-20 yılda yapılan bilimsel gözlemler, yeryüzünden çok büyük kütle alınması şeklinde oluşturulan açık maden ocaklarının, yakınlarında ve daha geniş alanlarda depremleri tetiklediği ve çeşitli yıkımlara, can ve mal kayıplarına neden olduğunu gösterdi.
“Risk artarken süre azalıyor”
“İstanbul ve çevresinin deprem riski giderek artmakta, süre kısalmaktadır. Depreme ve sonuçlarına karşı tedbirlerle ilgili mevzuat tamamlanmalı, denetim, gözetim ve uygulama sisteminin taşıdığı sorumluluğu yerine getirmesi sağlanmalıdır.
“‘Doğanın er ya da geç intikam alacağını’ söyleyerek kendi sorumluluklarını gölgelemeye çalışanları, hamaseti kamuoyunu yanıltmak için silah olarak kullananları, kentsel alanları sermaye gruplarına peşkeş çekenleri, su havzalarını, yeşili yok edenleri, ‘İstanbul’un kalbine hançer gibi gökdelen dikenleri’, kenti insanın değil, sermayenin ihtiyacına göre düzenleyenleri, bilimi ve meslek disiplinlerini önemsizleştirerek kaderciliği yönetim biçimi haline getirenleri tarih, İstanbul dramını yazanlar ve sahneleyenler olarak anacak."
17 Ağustos depremi hakkındaKocaeli Gölcük merkezli deprem 7,5 büyüklüğünde deprem tüm Marmara Bölgesinde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17 bin 840 ölüm, 43 bin 953 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybetti. Ağır-hafif 100 bine yakın kişi yaralandı. Ayrıca 133 bin 683 çöken bina yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz bıraktı. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilendi. 2010 tarihli TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Raporu için tıklayın |
(TP)
* Fotoğraflar: Tansu Pişkin