Kürt sorununda son dönemi değerlendiren emek örgütü temsilcileri, demokratikleşme adımlarının hızla atılmasını istiyor, bu arada süreçteki bütün aktörlerin toplumsal psikolojiyi dikkate alması gerektiğini söylüyor.
bianet, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgün'le ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Başkanı Salim Uslu'yla görüştü. TÜRK-İŞ de 29 Ekim mesajında konuya değindi.
Görgün: Demokratikleşme paketiyle çözülür
Bütünlüklü yaklaşım gerek: "Sorunun demokratikleşme çerçevesinde ele alınması gerek. Kürt sorunu herhangi bir sorun değil, çok önemli. Tek başına Kürt sorununu ortadan kaldırmak gibi bir yaklaşımın başarılı olamayacağını da söyledik. Demokratikleşme paketinin içinde önemli bir bölüm olmalı. Özgürlüklerin, sendikalaşmanın önündeki engeller kalkmadan, anayasa değişmeden, genel demokratikleşme olmadan sonuç alınmaz. "
Toplumsal psikoloji: "Bu konuda Türkiye'de şovenizme dayalı bir psikoloji oluşturuldu. Bu psikoloji milyonlarca insanı etkiledi. Dolayısıyla birden çözülecek bir sorun değil. Özellikle çatışmalarda ölenlerin, yaralananların aileleri başta olmak üzere, çok sayıda mağduru var. Toplumsal travma söz konusu. Adımlarda toplumsal psikoloji dikkate alınmalı."
Uslu: Hükümet adım atmalı, DTP kontrollü olmalı
Hükümet devam etmeli: "Başbakan'ın 'açılımdan vazgeçmeyeceğiz' demesiyle, hükümetin cesur ve kararlı bir adım attığını düşünüyorum. Şimdi hükümet, demokrasi konusundaki kararlılığını her şeye rağmen sürdürmeli; ülkesindeki yurttaşlarının layık olduğu demokrasi standartlarını gerçekleştirecek yasal değişiklik adımlarını atmalı."
Toplumsal psikolojiyi herkes dikkate almalı: "Barış sürecine herkesin olabildiğince soğukkanlılıkla katkı vermesi gerekiyor Toplumsal psikolojiyi hem hükümetin hem süreci destekleyen herkesin dikkate alması gerek."
Kimse PKK'liler gelmesin demiyor: "Kimse PKK'lilerin gelmesinden rahatsız değil; yapılan gösteriler rahatsız ediyor. DTP bu gösterilere izin vermemeli. Bunlar toplumsal barışa katkı sağlamaz, tersine karşı tepkiye meşruiyet kazandırır. DTP siyasi irade kullanarak, PKK'yle aynı dili kullanmamalı."
PKK: "PKK barış isteyen taraf olduğunu kanıtlamalı. 'Kardeşçe yaşamak istiyoruz, silah bıraktık, hepimiz derin acılar çektik' mesajı verilebilir. Gelenler önceden belirlenmiş bir şehit ailesine giderek 'Bugüne kadar kardeş kanı döktük, bu karşılıklı oldu. Barış içinde yaşamak istiyoruz, acıları paylaşmak istiyoruz' dese, bu çok insani bir yaklaşım olurdu."
TÜRK-İŞ: Barış isteyenlerin dediği olacak
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Başkanı Mustafa Kumlu da, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için yayımladığı mesajda, barışa değindi.
"Atatürk, Türkiye'de farklı din ve inançlara sahip değişik etnik grupların yaşıyor olmasının farkındalığı ile 'Ne mutlu Türk olana' değil, 'Ne mutlu Türküm diyene' demiştir. Onun için önemli olan, soy, sop, köken değil, 'bugün burada bizimle olanlar'dır. 21. yüzyıl, 'bölünmelerin' değil, 'birleşmelerin' yaşanacağı bir yüzyıldır ve 21. yüzyılı 19. yüzyıl gibi yaşamak mümkün değildir. Dünyada savaş isteyenlerin karşısında barış isteyenlerin dediği olacaktır." (TK)