"Hükümet genellikle Türkiye dışındaki konularla ilgili demokratik ve kahraman edasıyla davranabiliyor ama içerideki meselelere dair benzer bir değerlendirme çabasından geri duruyor."
Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı, PKK'nin ateşkes kararını kaldırmasının ardından çatışmaların yoğunlaşacağı beklentisiyle birlikte kısa vadede Kürt sorununa çözüm yönünde bir adım beklemediğini söyledi.
Oysa yüzde 10'luk seçim barajının indirilmesi ya da anadilde eğitim hakkının hayata geçmesi gibi adımlar hızla bir değişim yaratabilir.
"Memnun olmayanlar kalabalıklaşıyor"
Askeri yönetim mantığının devam ettiğini vurgulayan Ersanlı çözümün demokratikleşmeden geçtiğini tekrarladı.
Buna göre siyaset alanının genişlemesi, silahlı çatışma taraftarlarını da tamamen ortadan kaldırmasa da marjinalleştirerek politik olarak anlamsız hale getirebilir.
"Her ölüm, her kayıp sosyal alanda mağduriyeti ve toplumda muhalefet alanlarını genişletiyor. Muhalefetin yönü fark etmez; gayri memnun kitlenin sayısı artıyor. Bu çağda savaştan yararlanan küçük kesimlere taviz vermemek ve bu işi diğer ülkelerde nasıl çözüldüyse diyalog yoluyla çözmek gerekiyor. Bu iradeyi de, örgüt ve imkan olarak en çok hükümetler kullanabilir."
Ayrımcılık
Ersanlı'ya göre hükümetin adım atmamasının sebebi "hesaplarını halkın tamamını gözeterek yapmaması". Yani ayrımcılık yapması.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Parti Meclisi üyesi olan Ersanlı, anayasa değişikliği çalışmaları sırasında bu tavrın açıkça görüldüğünü belirtti.
"BDP önerilerini kapsamlı bir şekilde hazırlamış ve açıklamıştı. Buna rağmen başbakan 'istedik kimse bize öneri getirmedi' diyebildi."
Silahlı arayışın önünü kesmek
Türkiye siyasi tarihi, barış çalışmaları, kimlik politikaları gibi alanlarda çalışmaları bulunan Ersanlı, "Bu davranış olduğu müddetçe insan kayıplarını durdurmak mümkün olmuyor" diye ekledi.
"Zaten -ne taraftan olursa olsun- askeri şekilde mücadele etme alışkanlığı edinmiş kesimler başka türlü arayışlara girmez; senin o arayışı kesmen lazım."
"Milliyetçi cephe" zorlaması
Ersanlı, iki yıl önce verdiği röportajda sorunu "terör-antiterör" ikileminden çıkartarak konuşmanın elzem olduğunu vurgulamıştı.
Ona göre, hükümetin "açılım"ına ve Ergenekon soruşturmasına rağmen ne demokratikleşme ne de askeri mantığın kırılması anlamında ilerleme sağlanmadı.
Hükümetse ilginin dışarıya -örneğin Ortadoğu'ya- yönelmesiyle bir "milliyetçi cephe" oluşturmanın peşine düştü.
Ersanlı, bu durumun ve "kısasa kısas psikolojisinin" toplumda yaygınlaşması halinde, zaten hiç durmamış olan çatışmanın daha da kökleneceğini söyledi. (EÜ/TK)