HIV pozitif olduğu gerekçesiyle çalıştığı iş yerinden kovulan A.S. yaşadığı ayrımcılığı mahkemeye taşıdı. Görülen davada iş mahkemesi işe aide kararı verdi. temyize giden davayla ilgili Yargıtay'ın kararı da iş mahkemesiyle aynı oldu. A.S. sürdürdüğü hukuk mücadelesini kazandı.
"Yola başka HIV pozitifliler de benim yaşadıklarımı yaşamasın, uğradıkları ayrımcılıklarla hukuk yoluyla mücadele etsinler diye yola çıktım" diyen A.S. ile hikayesini konuştuk.
Çalıştığı kuruma karşı açtığı davayı kazanan A.S. "Önyargıları yıkmak zor ama mücadele etmekten başka seçeneğimiz" yor diyor. Devletin AIDS/HIV'le mücadeleyi sağlık politikası olarak görmesini istiyor.
Medyanın da var olan önyargılar yerine bilimsel verileri kullanarak haber yapmasının HIV pozitiflilerin hayatlarını kolaylaştıracağı görüşünde.
Bütün bu süreç nasıl gelişti?
2006'da sağlık sorunları yaşamaya başladım. Cildimde problemler oluşmaya başlayınca cilt doktoruna gittim. Doktorum bana HIV testi yaptırmamı söyledi. Ben de test yaptırdım ve sonuç pozitif çıktı. İkinci testimde de durum aynıydı.
Test sonucunu aldıktan sonra herhangi bir hastalık işte dedim. Ancak hastalığıma dair hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Konuyla ilgili araştırmalar yapmaya başladım. Hangi ilaçlar kullanılıyor, hangi yöntemler deneniyor, uzmanlar kimler gibi sorularıma yanıtlar buldum.
Tedaviye başlamak için Çapa Tıp Fakültesi'ne gitmiştim. Orada AIDS'le ilgili "uyarıları"görünce kendimi kötü hissettim. Siyah panolarda AIDS'ten öcü gibi bahsediyorlardı çünkü.
Ardından sigortalı olduğum için Göztepe SSK Hastanesi'ne gittim. Bana iki gün hastanede yatmamı söylediler ve ilaç olarak da son yıllarda kullanımı tedavülden kalkmış ve yan etkileri olan bir ilaç önerdiler.
Bunun üzerine hastaneyi Sağlık Bakanlığı'na şikayet ettim. Çünkü bu ilaç artık HIV tedavisinde kullanımı terk edilmiş, ciddi sorunlar yaratan bir ilaçtı. Bakanlık konuyla ilgili soruşturma başlattı. Ben de tedavimi orada sürdürmemeye karar verdim.
Bu esnada yolum Pozitif Yaşam Derneği'yle (PYD) kesişti. Dernekten konuyla ilgili bilgiler ve uzman önerileri aldım. Bunun politik bir mücadele olarak şekillendirdim. Çalışma hayatında sorunlar yaşayan HIV'liler için bunu yapmam gerektiğine karar verdim. Ve onların da yönlendirmesiyle Marmara Üniversitesi'nde tedavime başladım.
Yaşadıklarınız iş yerinize nasıl yansıdı?
Turizm sektöründe hizmet veren bir kamu kuruluşunda 3,5 yıldır yönetici olarak çalışıyordum. Aynı zamanda arkadaşım da olan yöneticilerime anlattım. Tepkileri çok normaldi ve bana destek olacaklarını söylediler. Ancak Yönetim Kurulu'na söylemek konusunda ciddi şüphelerim vardı. Zira önyargıları olan insanlardı ve emekliliğime çok az kalmıştı. Tedavim sürerken böyle riskli bir adım atmak istemedim.
İki yıl daha aynı yerde çalıştım. Bu esnada tedavim sürüyordu ve gayet iyi gidiyordu. Emekliliğim 2008'de doldu ve ben bu durumu artık saklamamak gerektiğini düşündüm ve biraz da benimle aynı şeyleri yaşayan daha genç insanlara emsal olması amacıyla Yönetim Kurulu'na HIV pozitif olduğumu söyledim.
Tepkiler tahmin ettiğiniz gibi miydi?
Evet, şaşırmadım doğrusu ama çok kırıldım. Yine de bana sahip çıkacaklarını düşünüyordum. Ama önyargıların kurbanı oldum. Zira hepsi bana korku dolu gözlerle bakıyor, benimle sohbet ettiklerin de dahi virüsün kendilerine bulaşacağını düşünüyorlardı. Gerginleştiler.
Beni ücretli izne çıkarttılar ve yıllık izinlerimi de zorla kullandırttılar. Bu sürecin sonunda da, bir ay sonra tazminatımı ödeyerek kovdular.
Eğer ben emekliliğimi garantilememiş olsaydım kovulduğum için ilaca erişemeyecektim. HIV pozitiflileri ilaçsız bırakmak cinayet demek.
Sendikalı mıydınız?
Hayır değildim.
Kovulduktan sonra neler oldu?
Bunun üzerine neler yapabileceğimi düşünmeye, araştırmaya başladım. Dernek avukatıyla görüştüm, insanlardan bilgiler aldım. Ve bu bilgiler ışığında aynı yıl işe iade davası açtım.
O yıl içinde duruşma tarihi aldık. Sirkeci'deki İstanbul İş Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada hakim işe iade edilmeme karar verdi. İşveren bunun üzerine "Benim AIDS olmam ve ileride tedavisi mümkün olmayacak sonuçlara sebebiyet vereceğimi" gerekçe göstererek davayı temyize götürdü. Ben de buna karşı temyize başvurdum. Çünkü benim elimde üç hastanenin başhekiminden aldığım çalışmasında hiçbir sorun yoktur raporları vardı.
Dava böylelikle Yargıtay'a taşındı. Dokuz ay sonraya tarih aldık. Ben bu esnada Başbakanlık İletişim Merkezi aracılığıyla Başbakanlığa yaşadıklarımı anlattım, ayrımcılığa uğradığımı ve haklarımın ihlal edildiğini söyledim ve işyerini şikayet ettim.
Bunun üzerine şaşırdığım bir gelişme oldu ve İstanbul Valiliği soruşturma açtı ve bir heyetle işyerine giderek durumu incelediler.
İşyeri heyete önce performansımın düşük olduğunu söylediler ancak bununla ilgili bir belge gösteremediler. Ardından ruh sağlığımın bozuk olduğunu, aşırı agresif olduğumu iddia ettiler. Ancak bununla da ilgili ellerinde bir belge yoktu.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı incelemenin sonunda hazırladığı raporda "Kişinin HIV pozitif olması nedeniyle toplumdaki önyargıları pekiştirici bir biçimde işten çıkartılmasının insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olduğunu" belirtti. Rapor Başbakanlığa iletildi.
Yargıtay davayı 2009'da gördü ve İş Mahkemesi'nin verdiği kararı onadı. Bu Türkiye'de HIV pozitif birinin açtığı ve kazandığı ilk dava olarak da kayıtlara geçti.
Davadan sonra neler yaşadınız?
Zorlu kısmı geçti diyordum ama daha zorlu bir süreç başladı benim için. Önyargılarla cebelleşmek durumundaydım yine. İşveren bana sekiz maaşlık bir tazminat ödedi. Ama avukatıma hiçbir medya kuruluşuyla görüşmemem şartını koydular. Avukatım da buna evet demiş benden habersiz.
Siz ne yaptınız bunu öğrenince?
Bu benim değil, onların sorunu. Ben yaşadıklarımı anlatma kararı verdim ve anlattım da. Onlar yaptıkları şeyin farkındalar ve bunun öğrenilmesinden korkuyorlar. Ancak bu benim kaygım değil. ben hakkımı savunuyorum ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim.
Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Beni kovan yönetim kurulu üyelerinin hapsi istemiyle Ağır Ceza'da dava açmayı planlıyorum. Çünkü hiçbir işverenin HIV pozitif çalışanlarına böyle davranmaması gerektiğini düşünüyorum ve bunun duyulmasını istiyorum. Ayrıca yaşadığım ayrımcılığın belgelenmiş olmasından dolayı da çok mutluyum.(BÇ)
Yarın: Devlet HIV'le ilgili neler yapmıyor? Medya nasıl davranmalı? HIV pozitiflilere tavsiyeler.