Danimarka'da araştırmacılar, HIV Medicine'de yayınlanan rapora göre, ulusal tedavi kılavuzlarının takibinden beri Danimarka'da tek bir anneden bebeğe bulaşan HIV vakası kaydedilmediğini açıkladı.
Hamilelikte ve doğum sırasında görülen antiretroviral tedavi, uygun koşullarda gerçekleştirilen doğum, bebekleri hastalığa karşı koruma yolları geliştirilmesi ve annenin bebeği emzirmesinden kaçınılması, HIV bulaşma riskini yüzde 1'den aşağıya çekiyor.
Modern tedavi yöntemleriyle risk oranı yüzde 1'in altında
Rapora göre, anneden çocuğa bulaşma 1994-1999 arasında yüzde 10,4'ken, bu oran 2000-2008 yılları arasında binde 5'e düştü.
Bu vakalarda anneler HIV pozitif olduklarını doğum sırasında ya da doğumdan kısa süre sonra öğrendi. Hiçbiri antiretroviral tedavi görmedi. 2000'den sonra tek bir dikey geçiş vakasına rastlandı ve "ulusal tedavi kılavuzlarına göre tedavi edilen kadınların hiçbirinden bebeklerine HIV geçişi olmadı.
Danimarka rutin antenatal HIV testi yöntemini Ocak 2010'da başlattı. Araştırmacılar bu durumu, "Bunun Danimarka'daki anneden çocuğa HIV bulaşma oranını daha da düşürmesi bekleniyor" şeklinde yorumladılar.
HIV pozitif hamilelerin bakımı, tedavisi ve bulaşma oranları araştırılmıştı
Hollandalı araştırmacılar, 1994 ve 2008 yılları arasındaki verilere dayanarak geriye dönük yaptıkları analizde HIV pozitif hamile kadınların bakımı, tedavisi ve anneden çocuğa HIV bulaşma oranını gözlemlemişlerdi.
Araştırmadaki toplam 210 kadın 255 hamilelik ve 258 doğum gerçekleştirmişti. Yıllık doğum 1994'te yediyken 2006'da 39 olarak kaydedilmişti.
Kadınların yüzde 51'i Afrikalıydı. 1999'dan önce kadınların sadece yüzde 8'i hamilelik öncesi HIV pozitif olduklarının bilincindeydi. Bu oran 2000-2008 yılları arasında yüzde 80'e yükselmişti. Sekiz kadına HIV teşhisi doğuma hatta doğum sonrasına kadar konulamamıştı.
2000 sonrasında, hamileliklerin üçte ikisi planlanmış, diğer kısmı HIV pratisyen hekiminin gözetiminde gerçekleşmişti.
2000'den sonra neredeyse her kadında üçlü-ilaç tedavisine başlanmış, kadınların yüzde 91'ine hamilelik süresince yoğunlaştırılmış AZT sağlanmıştı.
Kadınların sadece yüzde 5'inde viral yük, doğum sırasında bulaşma riski ile ilişkili görülen miktar olan 1000 kopya/ml'nin üzerinde görülmüştü.
Toplamda 6 bebek HIV ile enfekte olmuştu. Bu oran, toplamda yüzde 2.4'lük bir orana denk geliyordu ki bu oran 1999 öncesinde yüzde 10, 2000-2008 yılları arasında yüzde 0.5 olarak tespit edilmişti.
HIV enfeksiyonu bulaşan bebeklerin beşi vajinal doğum yoluyla dünyaya getirilmiş ve annelerin hiçbiri antiretroviral tedavi görmemişti. Çok geç tanı almış olan dört kadına doğum süresince AZT tedavisi sağlanamamıştı. HIV durumundan doğum sonrasına kadar haberdar olmayan bir kadın, emzirmeye başlamıştı. (BB)
* Bu haberi Pozitif Yaşam Derneği'nin sitesinden alıntıladık.