"Uluslar arası Nefret Suçları Konferansı"na konuşmacı olarak katılacağı açıklanan Hormonlu Domates Homofobi Ödüllü Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilal Kaplan, protestolar nedeniyle konferanstan çekildi ama tartışmalar bitmedi. Katılımcılardan Melek Göregenli ve Selin Bergan da gelişmeler üzerine katılımını geri çekti. Facebook ve Twitter'da tartışmalar sürüyor.
bianet konferansa katılmayan Kaos GL'den Umut Güner'le gelişmeleri ve konuştu.
Güner, "Eşcinsellerin hak taleplerine karşı çıktığını, ancak şiddete uğramalarını da doğru bulmadığını" söyleyen Kaplan'a "Peki Türkiye'deki LGBT'ler neden örgütleniyorlar diye soruyor. "Çünkü şiddete, ayrımcılığa uğruyorlar ve nefret suçlarına maruz kalıyorlar ve buna karşı örgütleniyorlar."
Organizasyonu yapan Durde ve SDD'nin LGBT'lerden ve ailelerinden özür dilemesi gerektiğini söyleyen Güner'in konferansla ilgili eleştirileri var.
"Konferansın hazırlıklarından bir seneyi aşkın bir süredir haberdarız. SDD'liler iki sene önce Siyah Pembe Üçgen Derneğinin düzenlediği Baki Koşar Etkinliklerinde ve Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği Nefret Söylemi konferansında bu buluşmadan bahsetmişlerdi. Kaplan'ın konuşmacı olacağından o dönem habersizdik. Ancak, sürekli olarak 'İslamcılarla LGBT'leri buluşturacağız, İslamcılar homofobiyi, LGBT'ler de islamfobilerini sorgulayacak' tadında söylemlerine itiraz ediyorduk. Program oluşturulmadan önce bizim fikrimiz alınmadı.
"Kaos GL adına SDD'ye bir mektup yazarak, Nefret Siyaseti gibi bir oturum yapılıp bu oturuma homofobi/transfobinin dahil edilmemesinin nedeni sordum. Aynı zamanda Türkiye'de resmi ideolojinin sürekli olarak zihnimize zorla sokmaya çalıştığı Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman deniyor. Peki, İslamfobiye Türkiye'de kimler maruz kalıyor diye ekledim ancak sorularıma yanıt alamadım."
"Türkiye'de nefret suçları alanında çalışan LGBT dernekleri Pembe Hayat ve Siyah Pembe Üçgen'in konferans hazırlık sürecine doğrudan dâhil edilmelerini de eleştirdiklerini belirten Güner şöyle devam ediyor:
"Nefret alanında çalışan insanlar Google'a 'nefret söylemi' ya da 'nefret suçu' yazdıklarında bu kavramların Türkiye'de ilk kez LGBT dergisi Kaos GL'de kullanıldığını görürler. Göregenli dahil bu alanda çalışan bir çok akademisyen ve insan hakları savunucu Türkiye'de nefretin yoğun bir şekilde mağduru olan kesimin LGBT bireyler olduğunu söylüyor. Göregenli Türkiye İnsan Hakları Vakfını işkence araştırmasında Türkiye'de iki gruba yönelik işkencenin nefret saikiyle işlendiğini belirtiyor. Bu gruplar Kürtler ve LGBT'ler."
"Bunlara rağmen nefret suçları konferansında Hilal Kaplan gibi nefreti meşrulaştıran bir ismin moderatör olması, LGBT bireylerin konuk sanatçılar gibi sadece homofobi ve trransfobi meselesine duyarlı kişilerin katılacağı kapalı bir etkinliğe hapsedilmesi Kaos GL'nin katılmamasını kendiliğinden engelledi diyen Güner'e göre bu konferans bu haliyle bizim temsil edileceğimiz bir alan olarak ne yazık ki durmuyor.
Güner Kaplan'ın eşcinsellikle ilgili açıklamalarının ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmesine de tepkili:
"Türkiye'nin toplumsal yapısı ile batı hukukun belirlediği nefret suçu tanımı ne yazık ki havada kalıyor. Ogün Samast savunmasında ne diyor, gazetelerden okudum ve öldürdüm diyor. Kaplan eşcinselliğin günah olduğunu söyleyerek LGBT bireyleri günahkar ilan ediyor. Eşcinsellik günahkâr dendiğinde bu lafın Yozgat'ın ya da Erzurum'un bir köyünde nasıl bir şiddete dönüşeceğini kimse bilemez.
"Kaplan ifade özgürlüğünü kullanıyor diyorlar. Buna itiraz ediyorum. Kaplan'la benzer şekilde düşünenler Ahmet Yıldız'ı öldürdü, Eryaman'da çeteleri başımıza sardı, Bursa'da linç edilmek istendik, derneklerimiz kapatılmak istendi. Düşünce tek başına suç olmayabilir ancak o suç neleri tetikliyor ve kimleri mağdur ediyor diye bakmak gerekiyor. Nefret suçlarının işlendiği ortamı bir nefret ortamı olarak tariflediğimiz de Selma Aliye Kavaf'ın söylemi de Kaplan'ın söylemi de nefret söylemidir. Bunun yanında Allah adına insanların öldürüldüğü, terör eylemlerinin yapıldığı bir ülkede Kaplan'ın ideolojisini eleştiremiyoruz bile. Kaplan eşcinselliği günah olarak tanımladığında kime göre neye göre sorusunu sorduğunuz da bile bu ülkede öldürülebilirsiniz?"