22 Temmuz seçimlerinin sonucunun hem AKP'yi hem de Genelkurmay'ı etkilediğini söyleyen Tosun, Gül'ün Çankaya'ya çıkmasından sonra bu konuda bir kriz öngörmüyor.
Doç. Dr. Fikret Başkaya da AKP'yle "devlet"in uzlaştığı kanısında. "Gül'ün aday gösterilmesi, AKP'nin merkeze çekilmesinin onaylanması gibi görülebilir. Sonuç, kitleleri oyalayacak, aldatacak bir partiye ihtiyaç duyan müesses nizam bakımından başarılıdır."
Tosun: Ara formül bulunacak
Tosun, AKP'nin seçimlerde aldığı oyda cumhurbaşkanlığı sürecinin birincil faktör olduğunu düşünmüyor. "Ama AKP bunu görmezden de gelemezdi. Gül'ü aday göstererek, devletle tokalaşmak yerine, kendine oy veren seçmenle tokalaşıyor."
Ama bu süreçte AKP'nin devletle çatışmayacağını da söylüyor Tosun. "AKP reel politikte kendi burjuvazisi için varolmak zorunda. Bu yüzden sistemin aktörleriyle çatışmayı göze almayacak."
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) de 22 Temmuz seçim sonuçlarından etkilendiğini düşünüyor Tosun. "TSK bu tabloda kendi meşruiyeti için 'halka rağmen' hareket edemez. Bu yüzden, bundan sonraki süreçte siyaseti Çankaya-Başbakanlık-Parlamento ekseninde teknik bir faaliyet olarak algılamak isteyecek; kendi değerlerini dahil etmek istediği bir alan olarak değil."
Sonuçta Tosun bir tür Genelkurmay-AKP uzlaşmasından söz edilebileceği, "durumdan memnun olmayan TSK'nin durumu idare etmek zorunda olduğunu", ama AKP'nin de bu durumun asgari koşullarını Çankaya'da inşa etmek zorunda olduğu kanısında.
"Bülent Arınç'ın Meclis Başkanlığı'nda olduğu gibi bir ara formüle yönelebilirler. Arınç'ın türbanlı eşinin resepsiyonlarda bulunmaması gibi. Böylece Çankaya'nın 'kamusal alanı'ndan çok, ağırlıkla 'özel alanı'nda varolan bir Hayrunisa Gül'den [Abdullah Gül'ün eşi] söz edebiliriz."
Başkaya: AKP merkeze çekildi
Başkaya, "ordunun cumhurbaşkanlığıyla ilgili açıklamalarının, e-muhtıranın, cumhuriyet mitinglerinin amacı, AKP'nin istediği cumhurbaşkanını seçtirmemekse, bu durumda başarısız olduklarını söyleyebiliriz" diyor.
Ama bu sürecin bir sonucu daha var Başkaya'ya göre: "Bunlar, AKP'yi ehlileştirerek daha çok merkeze çekti. Uyumlandırılmasını tamamlamış oldu; AKP'yi tartışmasız bir düzen partisi haline getirdi.
"AKP'nin derdi Cumhurbaşkanlığı falan değildi. Ama karşı taraf bunu önemseyince, bu durumu ustaca kullanarak bunu koza dönüştürdüler. Çünkü hükümetteler. Cumhurbaşkanlığı o kadar önemli değilken, bunu oya çevirebildiler."
"Diğer taraf"sa 22 Temmuz'dan sonra moral üstünlüğünü yitirmiş durumda Başkaya'ya göre. "Gül'ün cumhurbaşkanlığını içine sindiremeyen bir kitle olacaktır. Ama ordudan çok ses çıkması mümkün değil. Bir uzlaşmanın gerçekleştiği izlenimi doğuyor."
Başkaya'nın kullandığı sözcük, "kompromi". Yani "ödün vererek varılan anlaşma zemini".
"Sermayenin istediği gerçekleşti"
Ancak Başkaya, AKP'nin bu "başarısının"sadece "kitleleri aldatma ve oyalamaya dair önemli" olduğunu söylüyor. "Büyük sermayenin, emperyalist sermayenin, Avrupa Birliği'nin, ABD'nin istediği durum ortaya çıktı. Ekonomik gidişat son derece kritik. Küçük bir dış olumsuz etken her şeyi alt üst edebilir. Ama herkes, büyük sermaye, medya, üniversiteler bundan kâr ettiği için gerçeği söyleyen yok." (TK)