"İşi çözecek olan ev kadınlarının grevi."
Feminist akademisyen Gülnur Savran, Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformundan çıkan bir komisyonun dün (5 Nisan) gerçekleştirdiği "Neo-liberal Dönüşümler Karşısında Kadın Emeği Kurultayı"nda kadınların görünmez emeğini görünür kılmak için çözüm olarak grevi gösterdi. Savran, grevle hızlandırılacak sürecin desteklenmesi içinse üç yolun altını çiziyor:
- Kadınların emeğinin karşılık bulması için yöntem üreten sosyal devlet,
- Kadınların üzerindeki yükü azaltarak istihdama katılmalarının önünü açmak (Devletin ücretsiz yaşlı ve çocuk hizmeti vermesi gibi),
- Cinsiyetlendirilmiş politikalar (Erkekleri bakım hizmetlerine çekmek: Doğum iznini erkeklere vermek, yakınların hastalandığı durumlarda da erkeğe izin vermek gibi).
"Kadınların yoğun çalıştığı alanlar toplum gözünde değersizleşiyor"
Savran'a göre kadınların çocukluklarından itibaren "bakım" konusunda eğitilmesi ve ataerkil düzenin bunu rasyonalize etmesiyle "bakım", kadınların "doğal" karakteri olarak algılanıyor; bu "doğallık" algısı kadınlara bırakılan bu hizmetlerin "vasıfsız" olarak değerlendirilmesine ve ücretlendirildiklerinde dahi az gelir getirmesine neden oluyor.
Muğla Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Dilek Hattatoğlu bu "değersizleştirme"nin sadece "bakım"la sınırlı olmadığını kurultayda şöyle anlatıyor:
"Örneğin sosyal bilimlerde kadınlar yoğun. Bu nedenle o iş 'değersizleşiyor'. Belki kadrolu olduklarından daha az ücretle çalışmıyorlar ama daha düşük bütçeli projeler yapmak zorunda kalıyorlar."
Savran'a göre bu "değersizleşme"nin çözümü erkeklerin de örneğin bakım hizmetlerine yönlendirilmesinde.
"Sorun kayıtdışı değil, güvencesizlik"
Ev kadınlarının görünmez emeği aynı zamanda bir "kayıtdışı" istihdam sorunu, bu sorunu yine kadınların yoğun olarak çalıştığı tarım sektöründe görmek mümkün. Hattatoğlu durumu şöyle değerlendiriyor:
"Kayıtdışı ve enformal sektör tanımlarının farkı önemli. Enformal kayıtdışı olmak zorunda değil. Kayıtiçi olmak vergilendirilmek demek. İşçiye verilen ücret bir şekilde kayıt içine alınıyor, nakliyat maliyeti olarak gösteriliyor örneğin ama alınıyor. Buradaki sorun bu uygulamada emekçinin güvencesinin olmaması."
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Sevgi Göyçe, bu güvencesizlik probleminin sendikalarca neden çözülemediğiniyse anlatıyor:
"Geleneksel olarak sendikalar büyük işyerlerine gidiyor çünkü oralarda örgütlenmeleri daha kolay. Taşeronlarla yürütülen işletmelere sendikaların ulaşma şansı daha zayıf çünkü o insanların sorunlarını sahiplenip politika üretemiyorlar, güven vermiyorlar. Mücadelelerini büyük işyerlerindeki işçilerin sorunlarını gündeme getirerek yapıyorlar. Sendikalar yaşam alanlarına dayalı örgütlenme biçimlerini gündemine almalı."
Petrol-İş Genel Merkezinde gerçekleşen, sadece kadınların katılımına açık kurultayın diğer konuşmacılarıysa İstanbul Tabip Odası avukatı Meriç Eyüboğlu ve feminist iktisatçı Yelda Yücel'di. (GG)