Birleşmiş Milletler'in (BM) zorla kaybedilmeleri yasaklayan ve ailelerinin kaybedilenlerle ilgili gerçeği öğrenmesine imkan veren Kayıplar Sözleşmesi yürürlüğe girdi.
Türkiye, hak savunucularının sadece 12 Eylül darbesinin ardından belirlediği bine yakın zorla kaybedilme vakasına, uluslararası ve ulusal hak örgütlerinin ısrarlı çağrılarına karşın beşinci yılına giren sözleşmeyi imzalamadı.
Onlar yüzleşiyor, Türkiye bakıyor
Sözleşmenin yürürlüğe girmesi için 20 ülkenin onayı gerekiyordu. Bugün itibariyle sözlemeyi 90 ülke imzaladı, 21'i onayladı.
Onaylayan ülkeler arasında, askeri darbe ve diktatörlük döneminden geçmiş; cunta yönetimleri altında kayıplar dahil ağır hak ihlalleri görmüş Arjantin, Şili, Bolivya, Paraguay gibi ülkelerin yanı sıra Fransa, Almanya, Japonya gibi endüstrileşmiş devletler de var.
Son olarak, Arjantin'de önceki gün görülen bir davada cunta liderleri gözaltında işkence ve ölümlerle ilgili olarak "insanlığa karşı suç" işledikleri gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkum edildi. Türkiye'de ise 12 Eylül darbecilerini koruyan anayasa zırhı referandumla kaldırılsa da, henüz yargı önüne çıkırılıp çıkarılmayacakları belirsiz.
BM çağırıyor, hükümet kayıtsız
Türkiye 6 Şubat 2007'de imzaya açılan sözleşmeyle ilgilenmiyor. 10 Mayıs'ta BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki dönemsel gözden geçirme toplantısına raporunu sunan Türkiye, bu konuya değinmedi bile.
Oysa aynı toplantıda, Türkiye'ye gelen çağrılardan biri, sözleşmeyi zaman geçirmeden imzalayıp onaylamasıydı.
BM İşkenceye Karşı Komite de kasımda açıkladığı Türkiye raporunda hükümetin kaybedilenlerle ilgili bilgi vermemesinden endişe duyduğunu söyledi.
BM çalışma grubunun 63 zorla kayıp davasından bahsettiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'nin mahkum olduğu kayıp davalarıyla ilgili soruşturmalarla ilgili bilgi verilmediğini belirtti. .
Hükümeti sözleşmeyi imzalamaya çağırdı.
Tam adı "Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme" olan metin, zorla kaybetmeye mutlak bir yasak getirmesinin yanı sıra, taraf devletlerin iç hukuklarında bu eylemi bir suç olarak tanımlamasını da şart koşuyor. Ayrıca yaygın veya sistematik kaybetme eylemlerini de insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında sayıyor. Sözleşme, kaybedilenlerin ve ailelerin haklarını da garanti altına alıyor. Bunların arasında kaybetme eyleminin koşullarıyla, kaybedilen kişinin akıbetiyle ilgili gerçekleri bilme hakkının yanı sıra, zararın tazmini de yer alıyor. Zorla kaybetme, aynı anda birçok insan hakları ihlali anlamına geliyor: Kişi güvenliği ve bütünlüğü, işkence, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele görmeme, adil yargılanma ve aile yaşamı hakları. (EÜ) __________________________________________________________________________ * Sözleşmenin İngilizce tam metnini görüntülemek için tıklayın. * Sözleşmenin imza durumunu görüntülemek için tıklayın.Kaybedilenin akıbetini öğrenmek bir hak