Mardin Kızıltepe'de Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesiyle ilgili dava, dört yıl sonra, hâlâ sonuçlanmış değil.
Kaymaz ailesinin avukatı Tahir Elçi, dosyanın Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne 3 Ekim'de gittiği bilgisini bianet'e verdi. Daire kararını duruşmasız verecek.
Yargıtay Başsavcılığı, sanık polisler Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Seydi Ahmet Döngel, Salih Ayaz'la ilgili beraat kararının onanmasını istiyor.
Kaymazlar 21 Kasım 2004'te öldürülmüştü. Olay basına ilk olarak Mardin Valiliği'nin açıklaması üzerine "iki terörist öldürüldü" diye yansımıştı.
Eskişehir'deki mahkeme, 18 Nisan 2007'de sanıkların Ahmet ve Uğur Kaymaz'ı öldürdüğünü tespit etmiş ancak Kaymazların ateş açtığı, polislerin eyleminin savunma sınırlarında, meşru müdafaa kapsamında olduğu gerekçesiyle beraat kararı vermişti.
Elçi: Cezasızlık kültürü egemen
Davada adil yargılamanın gerçekleşemeyeceğini baştan beri söyleyen Elçi, "Bir yıl içinde Türkiye'de yaşam hakkı ihlallerinin yaygınlığına bakılırsa, ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Bu olaylar, cezasızlık kültürünün nasıl egemen olduğunun kanıtı" diyor. "Kaymazları öldüren polislerle ilgili etkili soruşturma, adil yargılama yapılsaydı belki de kamu görevlileri bu kadar rahat hareket edemeyecek, Engin Çeber ölmeyecekti. İşkence ve yargısız infaz gibi şikayetlerde yargılamalar neredeyse hep sonuçsuz kaldı. Kaymaz davası bunun örneği."
Elçi, Kaymazlar davasıyla ilgili sözlerinden ötürü "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamasıyla ayrıca yargılanmış ve martta beraat etmişti.
Sanıkların tutuklanması her seferinde reddedildi
Kaymaz ailesinin avukatları ve müdahil avukatlar soruşturma sürecinin başından beri adil yargılamanın gerçekleşmesiyle ilgili kuşkularını dile getirmişlerdi.
Sanıkların tutuklu yargılanması talebi her seferinde reddedildi. İfadelerinin gıyaben alınmasına karar verildi. Sanık polisler İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Mersin'e tayin edilerek göreve iade edildiler. Mardin'deki dava "güvenlik gerekçesiyle" Eskişehir'e nakledildi. Sanıklar ilk kez Eskişehir'deki duruşmaya katıldılar.
Adli tıp raporları
İstanbul Adli Tıp Kurumu, davayla ilgili ilk raporda, Uğur Kaymaz'ın sırtındaki kurşunların art arda, birbirine çok yakın biçimde vücuda girdiğini belirtti; "yara aldıktan sonra çatışması mümkün değil" dedi. Raporda, sanık polislerin "yaşça büyük" iddiasının aksine "12 yaşındaki Uğur Kaymaz 1.60 boylarında orta yapıda bir çocuk" deniliyordu.
Avukatların keşif talepleri reddedildi; yerine Emniyet'in olay yerinde çektiği görüntüler CD'den izlendi.
Adli Tıp Kurumu, Ahmet ve Uğur Kaymaz'ın ellerindeki barut izlerinin çatışma kanıtı olmayabileceğini gösterir raporunu mahkemeye gönderdi. Sanık avukatları, bu izlerin çatışma kanıtı olduğunu öne sürüyorlardı. Müdahil avukatlar Adli Tıp'ın silahlarla ilgil raporunun da sanıkların iddialarını çürütür nitelikte olduğunu söylemişlerdi. (TK)