“Adalet bakanı, biz Sarıyer dosyasıyla da ilgileniyoruz ve o dosya için de soruşturma başlattık, dedi. Ancak iyi bir soruşturma yapıldığını düşünmüyorum. Mesela müvekkillerimiz gözaltına alındıklarında şikayetçi olduklarını söylemişlerdi. Öncelikle kendilerinin ifadeleri alınmalıydı. Şüpheli polislerin ifadelerinin ayrıntılı bir şekilde alınması gerekiyordu. Tutanaklarda olay anlatımları var. Muhtemelen şöyle olmuş, bir kişinin ifadesini almışlar, diğerlerinin hepsine onu kopyalamışlar.”
Avukat Oya Aydın işkencede yaşamını yitiren Engin Çeber’in öldürülmesiyle ilgili 19 polisin savcılığa verdikleri ifadelerin bire bir aynı olmasını bianet’e bu sözlerle değerlendirdi.
“Adli tıp raporunda en basit sorunun ‘bu insanlar bu darbeleri nereden aldılar?’ olduğunu belirten Aslan polislere bu sorunun dahi sorulmadığını, "doğrudan anlatımların alınıp tek tipleştirilerek dosyaya konulduğunu” söyledi.
“Diğer polislerin sorgusunun alınması sırasında bizim de katılmamız yönünde bir talebimiz oldu. Dilekçemizi sunduk ve diğer şüpheli sıfatıyla alınacak beyanlarda hazır bulunmak istedik. 20 polisin ifadesi daha alınacak. Onlarda bizim de bulunmamız gerekiyor.”
“Tahliyeler Çeber’in tutuklanmasının gereksizliğinin ispatı”
“Çeber yaşamını yitirmeden bir gün önce tahliye talebinde bulunmuştuk. Henüz delillerin toplanmadığı ve tutuklamanın bir önlem olduğu gerekçesiyle reddedildi” diyen Aslan’a göre Çeber’le birlikte tutuklanarak cezaevine konulan Cihan Gün, Özgür Karakaya ve Aysu Baykal'ın tahliye edilmelerinin nedeni kamuoyu baskısı.
“Ortada delil yokken yapılan bir tutuklamanın hikayesi bu. Bir kamuoyu baskısı sonucunda bırakıldılar. Müvekkillerim tutuklanmayı gerektirecek bir cezayla da yargılanmıyorlar. İki yıllık bir cezayla yargılanıyorlar ve bu tür dosyaların çoğunda tutuklanmaya başvurulmamıştır şimdiye kadar. Bir ilkti bizim için. Bu kararın verilmemiş olması Engin’in gereksiz tutuklanmasına da bir kanıttır.”
“Bakanın özrü olumlu bir adım ama...”
Avukat Aslan "Adalet Bakanı’nın Çeber’in ailesinden ve kamuoyundan özür dilemesinin olumlu bir adım. Ancak bu yeterli değil" dedi.
“İlk kez işkencenin resmen kabulü söz konusu. Gerçekten Türkiye tarihinde işkencenin varolduğu kesin kanıtlarla sunulduğu için şimdiye kadar kabul edilmemişti, hep inkar edilmişti. Ancak özür dilenmesi bizim acımızı karşılamıyor. Öncelikle tabi herkesten özür dilenmeli. Tarih boyunca işkenceye maruz kalanlardan, Cihan’dan, Özgür’den ve Aysun’dan da özür dilenmeli.”
“Gerçek ve Çeber için adalet istiyoruz”
"Sorumluların tutuklanmasını istiyoruz" diyen Aslan'a göre aksi halde polis şiddeti sürecek.
“Her gün değişik şekilde polisin kötü muamelesine ilişkin basından bilgi ediniyoruz. Bunlar sürecektir; tek çözüm ciddi şekilde yapılacak yargılama ve asıl sorumluların tutuklanmasıdır. Burada tutuklama önemlidir. Çünkü ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyorlar. Nasıl sıradan insan iki yıllık ceza için hemen tutuklanıyorsa ağırlaştırılmış ceza içinde hemen tutuklanmalılar. Bu toplumun devlete karşı güvenin kazanılmasının adalete olan inancın güçlenmesinin önünü açacaktır.” (BÇ)