Yürüyüş dergisini satarken gözlem altına alındığı karakolda ve utuklanarak konulduğu cezaevinde gördüğü işkencelerde hayatını kaybeden Engin Çeber’in katillerinin yakalanmasını ve siyasi sorumlularının istifa etmesini talep eden Halk Cephesi Taksim’de bir basın açıklaması yaptı.
“Özür değil katilleri istiyoruz” diyen yaklaşık 60 kişilik grup açıklamanın ardından İstiklal Caddesi’nde Yürüyüş dergisi sattı.
“Yürüyüş dergisi, toplatma, el koyma, yayın durdurma, yetmedi şimdi, dağıtımcılarını öldürmeye başladılar. Basın özgürlüğü sadece Aydın Doğan için mi var” pankartı açan grup adına açıklamayı okuyan Gülseren Karademir “Metris Hapishanesi’nde 13 gün aralıksız yapılan işkenceler sonucunda hayatını kaybeden Çeber’in ölümünün bu kez örtbas edilemediğini” söyledi.
“Çeber’in bu ülkede işkenceden katledilen ilk insan olmadığını” hatırlatan Karademir “şu an ülkenin dört bir yanındaki polis ve jandarma karakollarında, hapishanelerde yüzlerce kişinin işkence altında olduğunu” ifade etti.
“Çeber’i katledenlerin ve Ferhat Gerçek’i vuranların tutuklanmasını, siyasi sorumlularının istifa etmesini istiyoruz” diyen Karademir “Çeber’in işkencede katledilmesinin hesabını sormanın, bu işkence düzenine karşı çıkmanın ilk adımı” olduğunu belirterek herkesi katillerden hesap sormaya davet etti.
“Engin Çeber ölümsüzdür”, “Engin’in katili AKP iktidarıdır”, “Engin’in katili yargılansın” sloganları atan grup basın açıklamasının ardından, polisin engelleme girişimine rağmen, İstiklal Caddesi’nde yaklaşık 60 kişinin katılımıyla Yürüyüş dergisi dağıttı.
Taksim’deki basın açıklamasına 7 Ekim 2007’de Yenibosna’da Yürüyüş dergisi satarken polis tarafından vurularak felç bırakılan Gerçek de katıldı.
Gerçek, 7 Ekim 2007’de Yenibosna’da Yürüyüş dergisi satarken polis otosu tarafından durduruldu. “Yasa dışı satış yapıyorsunuz” denilerek gözaltına alınmak istendi. Gerçek buna direnince polisin açtığı ateş sonucu omuriliğinden yaralanıp felç oldu.
Çeber ve arkadaşları, Gerçek'i vuran ve felç olmasına neden olan polisin tutuklanmamasını protesto ettikleri 28 Eylül'deki basın açıklamasının ardından gözaltına alınmıştı. Cihan Gün ve Özgür Karakaya İstinye Karakolu'nda ve Asayiş Büro Amirliği'nde işkence yapıldığını anlatmışlardı. Ancak Sarıyer Sulh Ceza Mahkemesi, "polise mukavemet" iddiasıyla tutuklanmalarına karar vermişti. Çeber Metris cezaevinde de yapılan işkenceden sonra Şişli Etfal Hastanesi'nde 10 Ekim'de hayatını kaybetmişti. (BÇ)