Engin Çeber'in önce polis merkezinde, ardından cezaevinde işkence yapılmasından sonra ölmesiyle ilgili soruşturmada, mahkeme yayın yasağı getirdi.
bianet'in görüştüğü Çeber ailesinin avukatı Taylan Tanay, kararı 24 Ekim'de Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın isteği üzerine Bakırköy Nöbetçi Sulh ceza Mahkemesi'nin aldığını, ancak kararın henüz kendilerine bildirilmediğini söyledi.
Gizlilik kararı vardı
Soruşturma dosyasında 13 Ekim'de gizlilik kararı alınmıştı. Tanay bu karara itiraz ettiklerini, her iki kararın da medyanın ve müdahillerin sürece erişimini engellediğini belirtti. Avukatlar, yayın yasağı kararına da itiraz edecek.
Tanay, gizlilik kararı nedeniyle soruşturmayla ilgili bilgi edinemediklerini, ancak hazır bulundukları işlemleri takip edebildiklerini söyledi.
Tanay: Haber alma özgürlüğüne aykırı
Tanay bu kararın uluslararası soruşturma ilkelerine ve haber alma özgürlüğüne aykırı olduğu kanısında:
"Bu dava, işkencenin önlenmesi ve cezasızlığı konusunda önemli. Bir süredir kamuoyunun tepkisi söz konusu. Herkes takip ediyor. Bu da medya aracılığıyla oluyor. Şimdi ayrıntılar, işlemlerin içeriği yayınlanamayacak. Örneğin tutanak, ifade yayınlanamayacak. Bu, ayrıntılarla ilgili kamuoyunun bilgilenmesini engellemek demek.
"Gizlilik kararı ve yayın yasağı, adil ve tarafsız soruşturmayı zedeliyor. İnsanlık suçlarının, örneğin yargısız infazın nasıl soruşturulacağına dair uluslararası ilkeler, soruşturmanın açık şekilde yapılmasını öngörüyor."
"Teşhis edilen 45 kişi var"
Tanay Çeber'le birlikte gözaltına alınan Cihan Gün, Özgür Karakaya ve Aysu Baykal'ın, 5 jandarma, 15 polis memuru ve 25 gardiyanı, toplamda 45 kişiyi, kendilerine işkence yaptıkları iddiasıyla teşhis ettikleri bilgisini de verdi.
Yayın yasağı kararı nasıl alınıyor?
Yayın yasağı kararları Basın Kanunu'nun 3. maddesine dayandırılıyor. "Basın özgürlüğü" başlıklı madde şöyle:
"Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.
"Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir." (TK)