"Türkiye'de Adalet Bakanı olmayan bir şeyin bakanıdır. Bunun gibi olmayan pek çok şeyin bakanı, genel müdürü vardır. Kağıt üstünde de olsa temsil edilir. 'Çalışan Gazeteciler Günü' de bu bağlamda bir karikatür gibi. Ben çalışmayan bir gazeteci olarak daha rahat konuşabiliyorum. Çalışanlara bu kadar sansür varken niye çalıştıkları sorulabilir."
Sendikal etkinlikleri nedeniyle işten çıkarılan Sabah gazetesinin eski editörlerinden Cengiz Erdinç, 10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü"nü bianet'e değerlendirdi. Erdinç, Sabah gazetesine açtığı "işe iade ve sendikal tazminat" davasının 4. duruşmasının 30 Ocak'ta görüleceğini aktardı, "Sonucu ben de merak ediyorum" dedi.
29 Haziran 2007'de Radikal gazetesinde işten çıkarılan 40 gazeteciden biri olan Sibel Ünlü'yse bianet'e kadın gazetecilerin medyada iki misli sorun yaşadığını vurguladı:
"Bir hafta önce bir bebek dünyaya getirdim. Sektörün nereye gideceği de belli değil. Özel durumda olmayan insanlar bile medyada iş bulma zorluğu çekerken, kadının işi, her yerde olduğu gibi, medyada da daha zor."
"Hukukta alınan yol çiğnendi"
Bir süre işsizlik yardımı aldığını söyleyen Erdinç, şimdi başka bir sektörde çalıştığını anlattı. Erdinç'e göre tüm yıldönümleri gibi "Çalışan Gazeteciler Günü"nün de buruk olduğunu belirtti, bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Tanzimat'tan beri hukukta az da olsa alınan yol, şimdiki iktidar anlayışıyla çiğnendi. Bunu somut olarak gazeteci Hrant Dink'in davasında görüyoruz. Bir gazetecinin öldürülmesinin üstünden bir yıl geçti."
"Gazeteci kendini rahat hissediyorsa, o ülke demokratiktir"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çalışan Gazeteciler Günü’nün 47. yıldönümü nedeniyle şu açıklamayı yaptı:
"1961'de, gazetecilere önemli bazı haklar getiren 212 Sayılı Yasa yürürlüğe girdi. Daha çıktığı gün, gazete sahiplerinin tepkisini çeken yasa, aradan geçen 47 yıl içinde de yok edilmek istendi."
"En demokratik ülkeler, gazetecilerin kendilerini en rahat hissettikleri ülkelerdir" diyen TGC'ye göre bazı işverenlerin yasayı yok sayan uygulamaları kadar, yasayla kendilerine verilen görevleri yerine getirmeyen bürokrasi katları da duyarsızlıkları nedeniyle gelinen durumdan sorumlu:
"Bunun son aşaması, gazetecilere emeklilikte getirilen kazanılmış hakların yok edilmek istenmesi. Yasanın gazetecilere getirdiği ayrıcalıklar eleştirilebilir. Ancak gazetecilerin mesleklerini yerine getirirken, zamana karşı çalışmalarının yanı sıra, hapse girme, dayak yeme, yaralanma ve bazen de ölümle karşılaştıkları da bir başka gerçek."
Verilerle gazeteciler
Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden (ÇGD) Veysi Sağlam'ın açıklamasına göre:
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2007 yılı verilerine göre Türkiye'de gazetecilik iş kolunda sadece 15 bin 640 gazetecini sigortalı.
- Toplamı 40 bin olduğu tahmin edilen medya çalışanından 24 bin kadarı sosyal güvenceleri olmadan "kayıtdışı" çalıştırılıyor.
- Sendika üyesi olan 4 bin 531 gazeteciden de sadece 600 kadarı toplu sözleşme gibi haklardan tam olarak yararlanabiliyor. (GG/TK)