MİHA'nın kurucularından da olan, Genel Yayın Yönetmeni Öğretim Üyesi Kayıhan Güven, bianet'e bu "üniversiteli ama profesyonel" gazetecilik deneyimini anlattı.
Tipik, profesyonel bir haber ajansı gibi çalışan, tamamen gençlerden kurulu ajansın ömrü 15 yıla yaklaşıyor.
Bütünlüklü bir gazetecilik eğitimi
Ajansın en önemli özelliklerinden biri muhabirlerinin eğitimine verdiği önem. Ajansa yeni katılanlara okul dışında 5-6 ay boyunca haftanın 6 günü devam eden özel bir eğitim veriliyor. Mayıs ayında bir törenle onlara "artık muhabir oldunuz" deniliyor ve yetişmiş çekirdek kadroya dahil ediliyorlar. Ancak bu eğitim sürecinin bittiği anlamına gelmiyor...
Güven, MİHA'da yetişen birinin, hem yazı yazmasını hem fotoğraf makinesini hem kamerayı hem kurguyu öğrenmesini, bütünlüklü bir gazetecilik eğitimi almasını istediklerini belirtiyor.
Bir çok öğrenci yayınından farklı olarak MİHA, yaz-kış aralıksız yayınlarına devam ediyor. Belirli bir staj zorunluluğu falan yok. Her bölümden isteyen herkes gelip çalışabiliyor. Ayrıca ajansın eğitimleri ve çalışmaları misafir öğrencilere de açık.
Dergi, sergi ve kitaplar
Ajansın yaptığı haberlerden bir seçki olarak senede bir defa, MİHAber isimli bir dergi çıkarılıyor. Üniversite'nin gazetecilik bölümünde Şehir Notları başlığıyla sürekli bir foto-haber sergisi düzenleniyor. Önümüzdeki günlerde bu sergide Irak fotoğrafları izleyenlere sunulacak.
Ayrıca ajansta yayınlanmış bir çok haber röportajın yer aldığı kitaplar yayınlanıyor. İnternet üzerinden de ajansın haber havuzuna ulaşmak mümkün.
Muhabirlik yeterince önemsenmiyor
Türkiye medyasında genel olarak bir muhabirliğin yeterince önemsenmediğine dikkat çeken Güven, MİHA'da piyasanın genç muhabir talebini karşılayabilmek adına daha öğrencilik yıllarından muhabirleri hayatla ve gazetecilikle tanıştırmayı amaçladıklarını ifade ediyor.
"Üniversiteden çıkan insanın hemen alelacele muhabir olması isteniyor. Bu da aslında ciddi bir dezavantaj. Hayatı yeterince tanımamış, sorunlarla, acılarla karşı karşıya gelmemiş insanlar olarak bir yansıtmaya durduklarında sorun yaşanacağı çok açıktır. Bakıyorsunuz dışarıda 30-35 hatta 70 yaşında olan çok ünlü muhabirler var. Bizde muhabirlik yeterince önemsenmediği için bu böyle değil. Ama biz bu işi önemsiyoruz."
Haber-röportaj geleneğinin takipçileri
Güven'e göre, MİHA "bir hayat deneyimi" olarak da görülebilir; "Daha gazetecilik mesleğine atılmamış bir insanın hayatla karşılaşması, çünkü gazeteci eninde sonunda hayata tanıklık yapıp bize hayatı anlatıyor".
MİHA'da, üniversiteli muhabirler, artık neredeyse unutulmuş ve yanlış bilinen, günümüzde haber röportaj olarak adlandırılan Yaşar Kemal ve Fikret Otyam'la taçlanmış röportaj türünü canlandırmayı da amaç edinmişler. Bu tür haber röportajları yayınladıkları, İnkılap Kitapevi'nden çıkmış bir çok seçki kitapları var. Bunlara yakın zamanda yeni bir tane daha ekleniyor; ismi"İki Film Birden" .
Sürekli bir foto-haber sergisi: Şehir Notları
MİHA'nın üniversitenin gazetecilik bölümünde Şehir Notları isimli sürekli bir foto-haber sergisi de var.
"Burada, okuldaki fotoğrafçıların yanı sıra, Eren Aytuğ gibi profesyonel fotoğrafçılar da bize destek veriyor. Bu serginin özelliği fotoğrafların yanında fotoğrafları açıklayan, kışkırtan, basın fotoğrafçılığını tartışan metinler de olması."
Şu anda Türkiye'de foto-röportaj geleneğini sürdüren MİHA'dan mezun olmuş bir çok başarılı fotoğrafçı, dergi, gazete editörü olduğunu belirten Güven, "Bu bize güç veriyor. Bu sistemin işlediğini gösteriyor." diyor.
Akademik bakışın katkısı
Bir üniversite yayını olarak MİHA'nın akademik bir boyutu da var. Eğitimi bu denli ciddiye alarak olabilecek hataları en aza indirmeyi amaçladıklarını söylerken, "Gazetecilik etiği tabi ki olmazsa olmaz" diye ekliyor Güven.
"Üniversitede gazetecilik yapmanın bu öğrenciler açısından çok önemli bir avantajı da okulda kuramsal dersler de alıyor olmaları. Akademik hayat insanın, dünyaya çok daha geniş bir çerçeveyle bakmasını sağlıyor."
Mutlu gazeteciler, evrensel gazetecilik
Sınava sistemi gibi hepimizin bildiği nedenlerle gençlerin liseden çok güvensiz geldiklerini söyleyen Güven, MİHA'daki çalışmalarla güvensizliklerini büyük ölçüde yendiklerini ifade ediyor.
"Bir habere gitmek bile çok önemlidir, o duyguyu taşımak, haberinin yayınlandığını görmek... Dergi, kitap, sergi bütün bunlar birleştiğinde öğrencileri de mutlu ediyor. Türkiye'de insanlar, özellikle de gençler pek mutlu değil, bizim temel amaçlarımızdan biri de yaptıkları işlerle öğrencilerin mutlu olması. O nedenle MİHA aynı zamanda bir mutluluk deneyimi."
Güven, öğrencilik dolayısıyla çok yoğun bir tempoda çalışamayan üniversiteli gazetecileri ve onlardan beklentilerini şu sözlerle anlatıyor:
"Öğrenciler, gazetecilik yaparken bir yandan derse giriyor, vize sendromu yaşıyor, bir kere bir muhabirimiz aşık olmuştu bir ay hiçbir şey yapamadı çocuk. Profesyonel değilsiniz sonuçta, o da öğrenciliğini yaşasın istiyorsunuz. Üretmek istedikleri zaman üretiyorlar. Benim için öğrencinin mutlu olması, bir de evrensel ölçülerde iş çıkarabilmesi önemli."
Üniversitelilerin, gençlerin sorunları haberlerinizde ne derece yer buluyor sorumuza ise, hazırlamakta oldukları bir haberi anlatarak yanıt veriyor Güven; MİHA muhabirleri şu sıralar üniversite için Anadolu'dan İstanbul'a gelen öğrencilerin kente uyumunu konu eden bir haber-röportaj üzerinde çalışıyorlarmış. (GS/EÖ)