20 başka cezaeviyle birlikte Bayrampaşa Cezaevi'ne yönelik "Hayata Dönüş" adıyla yapılan ve 12 siyasi hükümlü ve tutuklunun hayatına mal olan operasyonla ilgili dava 10 yıl sonra bugün Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Olay günü cezaevi operasyonunda görev yapan askerlerden oluşan 39 tutuksuz sanıktan 27'sinin katıldığı duruşmada olayda yaşamını yitiren kişilerin aileleri şikayetçiydi. Duruşma salonunda ve adliye çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alındı. Duruşma salonunda çok sayıda polis ve jandarma görevlisi görev yapıyor.
Tutuksuz sanık olarak yargılanan jandarma görevlileri, "Görev sınırını aşarak gayrimuayyen şekilde birden çok insan öldürmek" suçundan 12'şer kez müebbet, 29 tutukluyu "öldürmeye teşebbüs"ten de 29 kez 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Davada 42 mağdur ve 55 müşteki yer alıyor.
Anadolu ve Avrupa'dan müdahillik talepleri
Aralarında Fikret İlkiz, Kemal Aytaç, Ömer Kavali ve Eşber Yağmurdereli'nin de bulunduğu 50'yi aşkın avukat müdahillik taleplerini içeren dilekçelerini mahkemeye sundu. Ayrıca, Yunanistan, İtalya ve Almanya Barolarından avukatlar, Mersin Barosu, İzmir Barosu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) da müdahillik talebinde bulundular.
Mahkeme ara kararında iddianamede ölü ve yaralı olarak adları geçen 42 mağdurun müdahil olarak davaya katılmalarını kabul ederken, diğer müdahillik talepğlerini ret etti.
Duruşmayı izleyenler arasında BDP milletvekili Hamit Geylani, yazar-yönetmen Sırrı Süreyya Önder ve Yalçın Küçük de bulunuyor.
Yücel: Operasyonunun önceden planlandı
İzmir Barosu'ndan avukat Özkan Yücel, müdahillik talebinde bulunurken yaptığı sunumda, operasyonunun "önceden planlanmış ve gizli bir hazırlığın sonu" olduğunu söyledi.
İddianamede bazı eksikliklere de dikkat çeken Yücel, "Sorumluları ortaya çıkmasın diye mermi çekirdeklerini çıkarmak için maktüllerin vücutlarında müdahale edildi. Mermi yaralarının genişletildiğini Adli Tıp raporları ortaya koyuyor" dedi.
Arıkan: Operasyon başlarken direniş olmadı
Yarananlarda olay günü Bayrampaşa cezaevi C 1 koğuşunda kalan Hacer Arıkan da duruşmadaydı.
Gazetecilere açıklama yapan Arıkan, "Koridorda ağabeyimle birlikteydik. Ben koğuşuma döndüm. Uzandım ve sonrasında operasyon sesi ile uyandım. O saate kadar içeride ne bir eylemlilik ne bir karşı gelme ne de rehin alma herhangi bir şey yoktu. Aksine o günkü koşullarda hayatımıza devam ediyorduk," dedi.
"İçerde görüşmeler devam ediyordu. Silah sesiyle uyandık. İçeriye gaz bombaları atıyorlardı. Onları alıp dışarıya havalandırmaya atıyorduk. Artık nefes alamaz duruma gelmiştik, bilincimiz kapanıyordu. Koğuştan en sonra ben çıkarıldım. O gün ölüm orucunda da değildim. Operasyon başlatıldığında direniş de yoktu, eylem yoktu. Son bir yılda sekiz ameliyat oldum" şeklinde konuştu.
Yargılamanın üç gün devam edeceği açıklandı. Öğlenden sonraki bölümde ifadelerin alınmasına devam edilecek. (BT/EÖ)