Bayrampaşa Cezaevi'ne yönelik 12 siyasi hükümlü ve tutuklunun ölümüne neden olan "Hayata Dönüş" operasyonuyla ilgili davada 39 sanıktan yalnızca 28'i mahkeme salonuna geldi.
Sanıklardan Vedat Ceylan, Halil Akgün, Tuncay Köken, Tuncay Bilgili, Sultan Dal, Serkan Aslan, Serhan Karaçoğa, Ramazan Şener, Ömer Seymenoğlu, Osman Aydemir, Oktay Sinoplu, Nevzat Kara, Mete Koçtürk, Mehmet Kaya, Mehmet Çöllü, Lütfü Kozan, Durmuş Özkaya, İbrahim Üstün, İbrahim Başer, Hilmi Çolak, Hayrettin Çiftçi, Eren Odabaşı, Erkan Çelik, Cemil Korkmaz, Bilal Akşit, Barış Suluyer, Mustafa Usta, müşteki avukatların sorularına "bilmiyorum, hatırlamıyorum, susma hakkımı kullanıyorum" diye cevap verdiler.
Sanıkların çoğunluğu Bayrampaşa'da değil Ümraniye'de görevli olduklarını, o güne dair hiçbir şey hatırlamadıklarını, hiçbir yaralı görmediklerini, nereye, ne için gittiklerini bilmediklerini belirttiler.
Sanıklar, ağız birliği halinde "Ben görmedim, arkadaşlarımın anlattıklarını aktardım", "Yanlışlık olmuş" diyerek reddettikleri 2006'daki ifadelerinde oysa şunları söylemişlerdi:
"İçeriden yanık halde yaralılar geldi...", "Bize operasyonun açlık grevine katılmak istemeyenleri örgüt liderlerinin baskısından kurtarmak için yapıldığı söylendi..."
Sanıklardan yalnızca Türker Geçdoğan, "tüp patlaması gibi sesler duyduğunu" söyledi.
Sanıklar, duruşma boyunca güldüler, sigara içmeye, tuvalete gittiler...
Rahat tavırlarıyla dikkat çeken sanıklar arasında gülenler, telefonuyla konuşmak, tuvalete gitmek, sigara içmek için duruşma salonundan çıkanlar da oldu.
Sanıklardan Durmuş Özkaya'nın, dinlenmesinin ardından yerine dönerken "o... çocugu" dediğini söyleyen müşteki avukatlardan Ebru Timtik bu ifadenin zapta geçirilmesini istedi, Murat Çelik de mahkeme başkanını şu sözlerle eleştirdi:
"Bu davaya sıradan bir dava muamelesi yapamazsınız. Biz arkadaşlarımızı, müvekkillerimizi kaybettik. Cesetlerini kendi ellerimizle teşhis ettik. Kimse bize küfredemez."
"Hepinizi kebap yapacağız' dediler"
Bu arada baskının yapıldığı Bayrampaşa Cezaevinin Kadınlar koğuşunda kalan Behiç Aşçı'nın eşi Münevver Öz Aşçı, sanıklardan Mustafa Usta'yı teşhis etti. Aşçı, gözyaşları içinde şunları söyledi:
"Bu kişiyi hatırlıyorum. Elinde ağır silah vardı. Havalandırmaya çıkarıldığımızda gördüm. Mazgallardan, çatıdan açılan deliklerden bombalar atılırken kurşuni renkte bir gaz salındı içeri. Soluduğumuz an istemsiz hareketler yapmaya ve çırpınmaya başladık...
"Arkadaşlarımızdan birinin yüzü erimiş, aşağıya doğru sarkıyordu. Onu aşağıya götürdük. Ama geri kalanları kurtaramadık. Askerlerin kahkahalarını duyuyorduk. Bize 'Hepinizi kebap yapacağız, diri diri yanacaksınız' diyorlardı."
Mahkeme heyeti, sanıkların önceki ifadelerini yalanlamaları üzerine tutuklu yargılanmalarını isteyen müşteki avukatların bu talebini reddetti. Gece geç saatlerde biten duruşma, bugün sabah 10.00'a erteledi. Bu arada adliye önünde bekleyen Halk Cephesi, duruşma boyunca sloganlar attı, operasyonda ölenlere ağıt yaktı.(BT/EÖ)