"Bu bir sistem meselesi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başkanının kimliği bizi fazla ilgilendirmemeli. Zaten yeni YÖK Başkanı'nın hükümet ve cumhurbaşkanıyla ilişkilerini öngörmek, kendisini tanımadığımız için zor. Başkan olumlu bir duruş da benimseyebilir, olumsuz da... Burada esas olan sistemin değişip değişmeyeceği."
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, medyada Yusuf Ziya Özcan'ın nasıl bir YÖK Başkanı olacağına dair süren tartışmayı bianet'e değerlendirdi. Yeşildere, "Türkiye'deki üniversiteleri, dünyanın önde gelen üniversiteleri seviyesine getirecek değişim ve dönüşüm yaratılabilecek mi, bunun üzerinde durulmalı" dedi.
"Özcan'ın dediğine göre yasaklar kalkacak, bilim yerleşecek. Demek ki bu sistemin bilime yer vermeden, yasaklarla devam ettiğini kabul ediyor..."
"Anayasal değişim olmadan üniversitelerdeki sorunlar çözülmez"
Yeşildere, tartışılması gerekenleri şu başlıklar altında topladı:
- 2547 sayılı YÖK yasası darbe sonrası ortaya çıkan düzenin yasası. 1981'den bugüne 40 kadar değişikliğe uğradı ama anayasal koruma altında. Anayasal değişim olmadan YÖK yasası nasıl değişebilir?
- Rektörlerin varolan yetkileri azaltılmadan akademik temsiliyet gerçekleşemez. Öğrencinin de katılımı sağlanarak yeni bir sistem oluşturulacak mı?
- Rektörlerin üniversitelerde bilimsel çalışmaların devamlılığını sağlayacak kaynağı bulabilmesi, döner sermayeden pay alması gerek. Üniversiteye yeni girmiş akademisyenler yoksulluk sınırı üzerinde yaşıyor. Biliminsanlarına ve araştırmalarına kaynak ayrılacak mı? Yurtdışına giden doktora ve yüksek lisans öğrencilerine kaynak sağlanacak mı?
"Üniversitelerde öğrenciler tüm ideolojileri tartışabilmeli"
- Yükseklisans ve doktora öğrencilerinin üniversitede kalmaları için cazip koşullar sağlanmadan yeni açılan üniversitelere öğretim üyesi yetişmeyecek. Son zamanlarda üniversitede kalan nitelikli öğrenci sayısı az.
- Üniversiteler tüm siyasi yapıya ve ideolojilere karşı korunaklı olmalı. Öğrenciler ve öğretim görevlileri tüm ideolojiyi tartışabilmeli. Düşüncesini ifade eden öğretim üyelerinin ceza almayacağı ortamlar yaratılabilecek mi? 301. madde kaldırılmadan bu nasıl olabilecek?
- Üniversitelerin beslenme, sağlık, barınma, kütüphane gibi sorunları çözülecek mi?
- YÖK Başkanları her türlü siyasi görüşe eşit uzaklıkta durabilecek mi? Rektör seçimleri büyük sorun. Üniversite altı aday gösteriyor. Üçünü YÖK eliyor. Kalan üçünden cumhurbaşkanı seçiyor. Üniversitelerin iradesi üniversiteye yansıyacak mı?
"Bu sorunlar çözüldüğü zaman üniversitelerde bilim ve akademik özgürlük oluşur. Ancak o zaman demokratik ve özerk bir üniversiteden söz edebiliriz. Eğer Özcan hükümetin ve cumhurbaşkanının etkisinde kalırsa, biz de öğretim üyeleri olarak kendisine karşı çıkarız. Üniversitelerde din de özgürce tartışılabilmeli. Fakat bunları konuşmak için erken." (GG/TK)