Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mustafa Can Yıldırım, 23 yaşındaydı. 41 işçinin hayatını kaybettiği Bartın'ın Amasra ilçesinde madenden çıkarılan 41. kişiydi.
Annesi Nurten Yıldırım, "Tüm cenazeler çıkarıldı denilerek madeni kapattılar. Oysa bizim oğlumuz hâlâ yoktu. Ölü mü, diri mi
Makaracı Köyü Sonsuz gibi görünen ormanları, sıralı haldeki dağları, o dağların eteklerindeki minik köyleri ile Amasra, 41 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayeti sonrası derin bir sessizliğe gömülmüş durumda. Bölgenin en eski tarihi alanlarından biri. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. İlçeye 8 km mesafede. Köyün Nüfusu yaklaşık 500 kişi. |
bilmiyorduk. En sonunda bir kişiyi daha vagonun arasına sıkışmış şekilde buldular. İşte oğlum o şekilde çıkarıldı madenden" diyerek 15 Ekim günü yaşadıklarını anlatıyor.
Amasra'ya gelir gelmez hissettiğiniz ilk şey yoğun bir yas havası oluyor. Aslında herkes hem çok meraklı, süreç nasıl devam edecek, ne olacak diye... Hem de cenazesi olan olmayan herkes çok üzgün.
Gazetecilere kimlik kontrolü
Patlamanın üzerinden beş gün geçen ilçede gazetecilere yoğun kimlik kontrolü yapılıyor. Olayın yaşandığı madene ise sadece Cumhurbaşkanlığı onaylı basın kartı olan gazetecileri alıyorlar. Öte yandan işçilere "konuşmayın" yönünde telkinde bulunulduğu da iddia ediliyor.
Amasra'nın Makaracı Köyü'ne dört cenaze geldiğini anlatıyor Nurten Yıldırım.
"Bize yaşatılan başka bir işkence"
"41. cenaze de benim oğlumdu" diye ekliyor.
"Benim oğlumun adı Mustafa Can Yıldırım. 23 yaşındaydı oğlum. Madenden en son o çıkarılmış. Hatta başta madene girip girmediği bile tartışılmış. Oysa içeri girerken kart basıyorlar. Benim oğlum da kartını basıp madene girmişti. Ama içeriden çıkarılan cenazeler arasında yoktu. Biz de ölüp ölmediğini bilmiyorduk. Bu da bize yaşatılan başka bir işkenceydi aslında.
"Çünkü çocuğumuz nerede, yaşıyor mu, öldü mü bilmiyoruz. Hatta madeni kapattılar, 'herkesi çıkardık' dediler. En sonunda bir kişiyi daha vagonun arasına sıkışmış şekilde buldurlar. İşte oğlum o şekilde çıkarıldı."
"Çocuklarımıza madene inmeden önce sadece altı gün eğitim verildi. Altı günde ne öğrenebilir? Yanlarında iş bilen tecrübeli insanlar yoktu. Çok üzgünüz. Bir ihmal olduğunu düşünüyoruz. Bu ihmal açığa çıkartılsın istiyoruz."
"Bu işin peşini bırakmayacağım"
Anne Yıldırım, "Bu işin peşini bırakmayacağım" diyerek oğlunun hakkını arayacğını söylüyor:
"Biz bu işin peşini bırakmayacağız, ama yetkililer de bırakmasın. Bu işin üstü örtülmesin.
"Zaten oğlum bize 'madene bir ay bakım yapılacak, tatil verilecek' demişti. Ama o bakım yapılmadı. Hatta bir ay bakım yapıldığı sırada 'sen de askerliğini yaparsın, o işi aradan çıkarırsın' demiştim. Manisa'da bir ay bedelli askerlik yapacaktı. Parasını önceden yatırmıştı."
Anne Nurten Yıldırım oğlunu anlatırken yardımseverliğine vurgu yapıyor:
"İnsanlar gitti, biz acımızla kaldık"
"Şöyle bir yönü vardı oğlumun, hep yardım toplardı ihtiyacı olan kişilere. Hatta madende çalışanlara kömür desteği yapılırdı, o desteği başkalarına verirdi. İhtiyacı olanlar için para toplar, bunu da hissettirmeden, duyurmadan yapardı.
"Bu madenle ilgili ihmal var. Ve bu ihmaller araştırılsın. Konu bir iki gün gündemde kaldı, sonra insanlar gitti. Biz acımızla kaldık. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Mustafa 23 yaşındaydı, madende çalışmayı seviyordu. Koşa koşya gidiyordu madene."
(EMK/AÖ)