"Öğretmenin bir öğrenciye Alevi olduğu için şiddet uygulaması ayrımcılık yasağına aykırı ve eğitim hakkının da ihlali. Böyle bir durumda sadece öğretmenin cezalandırılması yeterli olamaz. Üzerinde durulması gereken sistemin ayrımcılığa izin veriyor olması, okullarda denetleme mekanizması yok."
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Avukat Seda Akço, yaptığı açıklamada bianet'e İstanbul Ali Kul Çok Programlı Lisesi'ndeki ihlale benzer daha pek çok ihlal yaşandığını ama denetleme yapılmadığı için bunların ortaya çıkamadığını aktardı.
İstanbul Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İki No'lu Şube Başkanı Hasan Toprak'sa bianet'e Eğitim-Sen olarak öğrencinin ailesiyle irtibat halinde olduklarını, Türk Ceza Kanununun (TCK) 122. maddesine göre öğretmen hakkında ayrımcılık ve kötü muameleden suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Radikal gazetesinin haberine göre Meclis İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun "ayrımcılıkla" suçladığı edebiyat öğretmeni Zeki Yılmaz'a, sadece 30 YTL maaş kesme cezası verilmiş ve civardaki bir okulda geçici şekilde görevlendirilmişti. Öğrencilere Alevi olup olmadıklarını, neden oruç tutmadıklarını soran Yılmaz hakkında adli soruşturma da başlatılmadı.
"Tüm sistem ve müfredat hoşgörüsüz toplum yaratıyor"
Akço'ya göre bu vakka üzerinden bakılması gereken toplumda farklı dillere ve dinlere hoşgörüsüzlüğü besleyen yaklaşımın nasıl oluştuğu.
"Türkiye'de hoşgörü, anlayış ve çok kültürlülüğü besleyen bir sosyal ortam yok. Bu eğitime de yansıyor. Müfredat ve benimsenen yöntemin önceliği bu ortamı oluşturmak değil. Rahiplere yönelik saldırılar da bunu gösteriyor. Bu saldırıları gerçekleştirenleri, bu eğitim sistemi yetiştiriyor."
Öğretmenin şiddet uygulaması ve ayrımcılık yapması dolayısıyla adli soruşturma açılabileceğini belirten Akço, "Çocuğun eğitim hakkı ayrımcılığa maruz kalarak ihlal edildiğinden özel hukuk alanında da dava açılabilir" dedi.
"MEB ayrımcılığın önünü açıyor"
"Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmalıydı" diyen Toprak, böyle bir gelişmenin yaşanmadığını vurguladı, sadece idari yönden bir soruşturma yapıldığını ifade etti.
"Peki adli soruşturma başlatmak zorunlu mu? Değil. Ama MEB'in böyle bir tavır benimsemesi ayrımcılık konusunda taviz göstermeyeceğini yansıtması açısından gerekliydi. Adli soruşturma açmamak başka ayrımcılıkların önünü açmış oluyor."
Toprak, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’de din dersleriyle ilgili kararı üzerine yaptığı açıklamaya katıldığının da altını çizdi.
"AİHM kararına göre din dersleri yeniden düzenlenmeli. Rehn'e katılıyoruz çünkü din dersleri bir ayrımcılığa yol açıyor ve bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerek."
Milliyet gazetesinin haberine göre Rehn, 29 Aralık'ta yaptığı açıklamada AİHM'in Türkiye’de Sünnilerle Alevilerin aynı din dersini almamaları konusunda verdiği kararın gereğini yerine getirmesini beklediklerini bildirmişti. (GG/TK)