Araştırmacı, yazar Erdoğan Aydın Aydın, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) "Alevi açılımı"nın Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi ya da laikleşmesi için bir çaba olarak değil, Alevileri İslam'ın içine çekerek parti için bir taban oluşturma ve Alevi potansiyelini manipüle etme gayreti olarak yorumlanması gerektiğini vurguladı.
bianet'e konuşan Aydın, "AKP, zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Bakanlığı aracılığıyla toplumun İslamileştirilmesini geliştiriyor; Alevi konusunda samimi bir açılım Alevi demokratik örgütleriyle diyaloğa geçerek mümkün" dedi.
NTV'ye Pir Sultan Abdal Derneği adına açıklama yapan avukat Kazım Genç de, AKP'nin açılımını sinsi bir asimilasyon planı olarak nitelemiş, bir araya gelen 12 Alevi dedesi, Alevilere yarın akşam (11 Ocak) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı iftara "katılmayın" çağrısı yapmıştı.
Dedelerin iftara katılmama gerekçesi iftarın Muharrem orucunun yas mantığıyla ve Alevi gelenekleriyle çelişen bir "şatafat" içinde yapıldığını düşünmeleri.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) milletvekili Ufuk Uras'sa konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Muharrem iftarı asimilasyonun başlangıç adımı. Bunu, Sünni din adamlarının kamusal bütçeden desteklenmesi şeklindeki anti laik uygulamanın Alevilere yayılması, devletin istekleri doğrultusunda Alevi toplumunun kontrolünü sağlamaya çalışacak dedeler yaratılması izleyecek."
AKP, işbirlikçi bir Alevi kesim mi oluşturuyor?
Gelişmeleri Avrupa Birliği'nin (AB) Alevi konusundaki taleplerinin karşılanması olarak algılamanın yanlış olacağını ifade eden Aydın, "Tam tersine Alevi sorunu da, tıpkı Kürt sorunu gibi, İslam kartı kullanılarak çürütülmeye çalışılıyor" dedi:
"AKP kendisine işbirlikçi bir Alevi kesim yaratmaya çalışıyor. Bununla hem Alevi sorunundan mağdur olanların yedeklenmesi, hem de uygulamakta olduğu yeni liberal politikaların Alevilere benimsetilmesi amaçlanıyor. AKP'nin açılımı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kaynaklı 'Ilımlı İslam Projesi'nin uygulanması olarak görülebilir."
"Aleviler CHP'nin de istismar ettiğini gördü"
12 Eylül'den sonra Alevilerin kendi içlerinde farklılaştığını anlatan Aydın, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) "oy deposu" olarak görülen Alevilerin giderek CHP'nin de Alevileri istismar ettiğini artan oranda gördüğünü kaydetti:
"Bu durum demokratik bir Alevi hareketinin ortaya çıkmasını ve Alevi sorununun daha doğru bir yerden tanımlanmasını beraberinde getirdi. Türkiye'de Alevi Bektaşi Federasyonu'nda şekillenen bu anlayış AB standartlarında da ifadesini bulan evrensel laikliğin ve demokrasinin uygulanmasını, kendi sorunlarının çözümü için temel zemin olarak görüyor."
"Diyanet, sadece din özgürlüğünü denetlesin"
Aydın'a göre Alevilerin Sünnilerle, eşit hak ve özgürlüklere sahip olabilecekleri yasal ve anayasal bir düzenleme, Türkiye'de sıkışıklık yaratan temel toplumsal sorunların çözümü olacak.
Bu eşitliğin zorunlu din derslerinin kaldırılmasının yanı sıra, Diyanet'in sadece "din özgürlüğü denetleme kurumu"na indirgenmesiyle gerçekleşebileceğini belirten Aydın, Alevilerin taleplerine Sivas katliamının yapıldığı Madımak otelinin dünyadaki birçok örnekte olduğu gibi müze haline getirilmesini ekledi. (GG/TK)