farklı konteyner kentte yaşam mücadelesi veriyor. 21 metrekarelik konteynerlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışan kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özel bireyler için hayat günden güne daha da zorlaşıyor. Evlerinde geniş alanlara sahip olan aileler, artık daracık bir konteynerde hayata sığmaya çalışıyor.
Deprem sonrası kurulan Çarmuzu Konteyner Kent'te yaşayan Gönül Bayram, dört kişilik ailesiyle bu zorlu koşullarda ayakta kalmaya çalıştığını anlatıyor:
“Ev gibi olmuyor. Çok korkuyorum ama yine de duvarlara yaslanmak, evimde gibi hissetmek istiyorum. Ancak her şey daracık bir odanın içinde; nefes almak bile zorlaşıyor. Dört kişinin eşyası buraya sığmıyor. Yemek yaparken buhar oluyor, çamaşır sererken nem... Derken bir bakıyorsunuz, duvarlar küflenmiş.”
Kadınların yükü daha ağır
Konteyner yaşamının özellikle kadınlar için daha büyük zorluklar barındırdığını vurgulayan Bayram, elektrik sorunlarından da bahsediyor:
“Elektrikli ocağı çalıştıracağım zaman çamaşır makinesini durdurmam gerekiyor. Isıtıcıyı açtığımda diğer cihazları kapatmam şart. Her adımı düşünerek hareket etmek zorundayım. Elektrik kesilince, yarım saatte buz gibi oluyor içerisi. Yere ne kadar halı sersem de toprakla aramızda sadece ince bir metal var. Halıların altına karton sermek zorunda kaldım.”
“Çamaşır, küf ve nemle mücadele”
Güzelbahçe Konteyner Kent’te yaşayan Özlem* ise kış aylarında çamaşır kurutmanın büyük bir sorun olduğunu belirtiyor:
“Eşim ve oğlum işe gidiyor, ben tüm gün 21 metrekarenin içindeyim. Çamaşır yıkıyorum ama kurutacak yer yok. Kapıyı açsam kar, yağmur giriyor. Mecburen içeride kurutuyorum. Bu da yoğun neme ve küflenmeye sebep oluyor. Plastiğin içinde yaşıyoruz sonuçta. Çamaşırdan sonra yemek yaparken de aynı sorunla karşılaşıyoruz. Dışarda kar yağarken içeride duvarlardan su damlıyor. Depremden canımızı kurtardık ama burada sağlığımızı kaybediyoruz.”
Hamile olduğu için durumunun daha zor olduğunu söyleyen Özlem, bir an önce kalıcı bir eve geçmeyi hayal ediyor.
“Makineler dayanamıyor, biz nasıl dayanalım?”
Filiz ise çamaşır makinelerinin konteyner yaşamına uyum sağlayamadığını ifade ediyor:
“Makinemiz sabitlenmediği için bozuldu. Kaç kişinin çamaşır makinesi bozuldu burada... Makineler bile bu hayata dayanamıyor, biz ne yapalım? Erkekler işe gidiyor, biz kadınlar tüm gün burada sıkışıp kalıyoruz. Neyi kaldırıp nereye koyacağımızı şaşırdık.”
Kadınların Talebi: Görülmek ve duyulmak
Malatya’daki depremzedeler, özellikle de kadınlar, bir an önce kalıcı konutlara yerleşmek istiyor. Konteynerlerde sağlıklı bir yaşam sürdürmenin neredeyse imkânsız olduğunu belirten kadınlar, daha hızlı bir konut yapım süreci talep ediyor. Görülmek, duyulmak ve unutulmamak isteyen bu kadınlar için mücadele devam ediyor.
(BAŞ/EMK)