6 Şubat depremleri, tüm halkı derinden etkiledi. Ancak halihazırda zaten sorunlarla karşı karşıya olan dezavantajlı grupları daha da çok etkiledi.
Gündelik hayatlarında birçok sorunla karşılaşan engelliler de deprem sonrasında ikincil bir ayrımcılığa maruz kaldı.
Zaten erişilebilir olmayan şehirler, yıkıldı. Yeniden inşa sürecinde de engelliler unutuldu.
Şantiye sahasına dönen Hatay’da yaşayan tekerlekli sandalye kullanıcılarıyla iki yıldır değişmeyen sorunları konuştuk.
Konteyner’de tekerlekli sandalye
bianet’in telefonla ulaştığı Nesrin ve Hamza Bilgin çifti 6 Şubat depremlerinde evlerini kaybetti. Hatay Antakya’da kendi evlerinde oturan çift şimdilerde konteyner kentte yaşıyor. Deprem öncesinde evlerini kendilerine göre düzenlediklerini ve erişilebilir hale getirdiklerini söyleyen Bilgin çifti bugün konteynerde yaşamanın zorluklarını anlatıyor:
“Biz mutfağımızı kendimize göre yapmıştık. Ocağımız bize göreydi. Burada bize göre bir şey yok. Burada mutfağı kullanmakta zorlanıyoruz. Yüksek olduğu için tezgâhtan bir şey alacakken üstümüze su dökülüyor. Sürekli ıslanıyoruz. Lavaboya gitmek ayrı bir dert. Kısacası burada bize göre hiçbir şey bize göre yapılmamış.”

Hamza Bilgin, tekerlekli sandalyenin daha rahat hareket edebilmesi için ailelerinden farklı bir konteyner kente yerleştirdiklerini söylüyor ve ekliyor:
“Depremden önce ailelerimize yakın oturuyorduk. Şu an ailelerimizden uzakta yaşıyoruz çünkü onların konteynerleri ufak. Devlet burayı tahsis etti. Ancak burada da yollar çok kötü. Buraya ilk geldiğimde akülü arabam bozuldu. Yolar o derece bozuk. Şehre çok uzak. Bir buçuk senedir hastane yüzü görmedim. Çünkü buradan hastaneye gidecek, bizi alacak araba yok.”
"İki senedir konteyner kentten hiç çıkmadım”
Nesrin Bilgin ise tam iki senedir şehre hiç gitmediğini söylüyor ve duyduğu özlemi şu sözlerle anlatıyor:
“Biz her gün Vali Göbeği'nde dolaşıyorduk. Şehre, çarşıya yakındık. Haftada iki üç defa çarşıya gidiyorduk. Ama şu an bizi çok uzakta koydular. O yüzden gidemiyoruz maalesef. Akülü arabalarımızın şarjı yetmez. Yollar çok bozuk. Kaldırımlar yok. İnşaat arabaları her yerde. Korkuyoruz.”
Yaşadıkları konteyner kentte iki defa da yangın çıktığını aktaran Bilgin çifti, “Burada 256 konteyner var. Hepsinde engelliler yaşıyor. Yangınlar gündüz çıktı da kurtulduk. Gece çıksaydı kurtulamazdık” diyor. Çiftin talebi ise bir an önce rahatça yaşayabilecekleri bir eve sahip olmak. Ancak kura ile ev çıksa bile nasıl ödeyecekleri konusunda endişeleri var.
“İki yıl geçti hiçbir şey değişmedi” diyen çift, engelliler için ayrı bir çalışma yapılmadığını da ekliyor.
“Biz engelli olduğumuzu depremde hatırladık. Öteki olduğumuzu depremle anladık. Bunca zaman engelliler için bir tane bile proje yok. Burada yaşamak zor. Engelliler için iki kat zor.”
"Çadırda yaşamak felaketti"
Defne Engelliler Derneği Başkanı Fırat Yılmaz ise 6 Şubat sonrası yaşamın ekstra zor olduğunu söylüyor. En büyük sorunların başında barınmanın geldiğini belirten Yılmaz, çadırlarda yaşama süreci hakkında, “Felaketti” diyor.
“Engellilerin çadırda yaşaması imkansız” diyen Yılmaz, “Konteynerler de engelliler için uygun değil” diye ekledi.
Şu an sadece bir konteyner kentte 350 engelli ve ailesinin yaşadığını belirten Yılmaz, şehirde yaşamanın da benzer sorunlar taşıdığını vurguladı.
Aynı zamanda tekerlekli sandalye kullanıcısı olan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bütün yollar bozuk. Kaldırım diye bir şey yok. Kaldırımlar dağılmış. Kaldırımdan gitme şansınız yok. Kamyonlar, iş makineleri, büyük araçlar engelliler için tehlike oluşturuyor. Ezilmekten korkuyoruz.”

"Tekerlekli sandalyeler enkaz altında kaldı"
Fırat yılmaz, depremde çoğu engellinin bağımsız yaşam araçlarını da kaybettiğini de belirtti. Yılmaz, “Depremden sonra en büyük sıkıntı bu oldu” diyor.
Yılmaz, depremden sonraki süreci şöyle anlatıyor:
“Engellilerin tekerlekli sandalyeleri enkaz altında kaldı. Bu konuda devletten destek sağlanmadı. Bölgeye gönderilen bu konudaki yardımlar engellilere geç ulaştı. Dernek olarak, biz engellilere bu araçları ulaştırmaya çalıştık. Ancak eksiğimiz halen var. Hâlâ da zor durumdayız.”
"Erişilebilir şehir kurulmalı"
Şehrin yeniden inşasında engellilerin dikkate alınması gerektiğini hatırlatan Yılmaz, “Kurulacak bu şehrin engellilere yönelik olması gerekir. Şehri kurarken engelliye sorulmalı. Engelli bu kaldırıma nasıl çıkar? Yolda aracını nasıl yürütebilir? Ev yaparken engelli evine rampayla nasıl çıkar? Kapılar, lavabolar hepsi düşünülmeli” diyerek sözlerini sonlandırdı.
(AD)