Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), "Sarı Gelin: Ermeni Sorununun İçyüzü" belgeselinin ilköğretim okullarında gösterilmesinden derhal vazgeçilmesini istiyor.
bianet'in görüştüğü Sendika Başkanı Zübeyde Kılıç, belgeselle ilgili raporlarını bu hafta sonuna kadar bitirip kamuoyuyla paylaşmaya hazırlandıklarını, belgeselin gösteriminin durdurulması için konuyu yargıya taşıyabileceklerini söyledi.
Tarih Vakfı: Belgesel değil, propaganda
Eğitimde insan hakları üzerine çalışmalar yapan Tarih Vakfı'ysa, filmin belgesel değil, propaganda olduğunu, temel insan haklarını ihlal ettiğini açıkladı; Milli Eğitim Bakanlığı'nın gösterimi durdurmasını istedi.
Kılıç: Düşmanlık besleyen kuşak yetiştiriliyor
Kılıç'a göre, Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı altı bölümlük film, 12 milyon çocuğa, Ermenilerden ve farklı olanlardan nefret etmeyi öğretiyor. Bu belgeselin bütün ilköğretim okullarında gösterilmesiyle "düşmanlık besleyen bir kuşak yaratmak" demek.
MEB: İzlettirin, rapor gönderin
MEB'in İl Müdürlükleri eliyle ilköğretim okullarına gönderdiği genelge, DVD'lerin okullarda öğrencilere "uygun görülen saatlerde izlettirilmesini", sonuç raporlarının 2 Mart'a kadar "ikinci bir yazışma ve telefona mahal verilmeden" gönderilmesini istiyor.
"İzleyen çocukların düşmanlık beslememesi mümkün değil"
Kılıç, bu filmin 6-14 yaş arası yaklaşık 12 milyon çocuğa gösterilmesinin yaratacağı pedagojik sorunlara değiniyor:
"O yaştaki çocuklar bilgiyi üzerinde yorum yapmadan alabilecek, anlatılanı doğru kabul edebilecek, belleklerine yerleştirecek ve bunlar üzerinden davranış geliştirecek durumda. İzleyen çocuğun Ermenilere düşmanlık beslememesi mümkün değil.
"Ermeni çocuklar da bu filmden sonra dışlanma, ayrımcılığa uğrama hissine kapılabilir. Tepki alabileceği kaygısıyla kimliğini gizlemeye yönelebilir."
Yaraları sarmak yerine...
Kılıç, yapılması gerekenin 1915'in, 6-7 Eylül olaylarının yaralarını sarmayı, olumsuzlukları ortadan kaldıracak davranışları amaçlayacak bir eğitim olduğunu söylüyor. "Oysa bu film, çatışmayı körüklüyor. Yalnızca Ermenilere değil, 'farklı olana' yönelik kin ve nefreti de körükleyebilir."
Tarih Vakfı da sorunun bu yönüne dikkat çekiyor: "Bu belgesel toplumda zaten var olan 'Ermeni düşmanlığını' ve ayrımcılığı körükleyen diliyle kin ve nefret tohumları saçıyor. Bizden olmayana karşı gösterilen düşmanca tavırların 'haklı gerekçeleri', bu belgesellerde ileri sürülen, seçilmiş, yönlendirici, sözde argümanlar aracılığıyla inşa edilmektedir. Filmi izleyen küçükler, öğrenciler, ileri sürülen iddiaları saf bir gerçeklik olarak algılayacaklardır.