Koyunlarımız… Bir zamanlar o uysal, o azla yetinen hayvanlar duyduğuma göre şimdi insanları bile yutacak kadar açgözlü ve vahşi olmuşlar. Tarlaları, evleri, kasabaları harabeye çeviriyor, insanından ediyormuş. Çünkü krallığınızın en kaliteli ve en pahalı yünleri üreten yörelerinde soylular ve mevki sahipleri, hatta… Manastır sahipleri… Bütün topraklarını kapatıp otlağa dönüştürüyorlar. Sonuçta… Onca aile göç ediyor; şöyle desem daha doğru olacak, sadece bildikleri ve alıştıkları yuvalarını terk ediyorlar, yoksa gidecekleri bir yerleri yok aslında…
Hakan Çörekçioğlu ’nun “Modernite ve Ütopya” adlı kitabında incelediği Thomas More ‘un Ütopya ’sının bu pasajında Rönesans’ta başlayan kapitalist endüstrileşme süreci çok açık bir dille anlatıyor. Bitmeyen bir doyumsuzluk, her şeyi yok etme çabası, rant elde etme hırsı… Yakın geçmişe baktığımızda, Taksim Gezi Parkı, İstanbul Kuzey Ormanları, Diyarbakır Sur, Artvin Cerattepe, Çamlıhemşin Fırtına Vadisi, daha aklıma gelmeyen canımızı yakan birçok konu var listede. Tüm bu olup bitenler hayatlarımızı ele geçirmeye başlarken, doğadan ve bedenlerimizden o kadar uzaklaşıyoruz ki, tüm insani duygularımızı da beraberinde kaybediyoruz.
Geçtiğimiz gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce duyurulan 122’inci grup ihale dokümanları listesinde, ülke genelinde 606 bölgede maden arama ve işletme ihalesi duyurularına yer verildi. Rize’de 3 ayrı sahada maden arama ihalesinin yapılacağı duyurulan alanlar arasında Fırtına Vadisi de yer alıyor. Fırtına Vadisi; birçok türe yaşam alanı sunan ormanları, dereleri ve endemik bitki türleri ile ülkemiz için çok önemli doğal bir kaynak. Dünya doğayı koruma vakfının (WWF) 1999 yılında yayınladığı Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 ormanı içerisinde yer alan Fırtına Vadisi ormanları "Avrupa Ormanları'nın Sıcak Noktaları" arasında yer alıyor.
Yayla turizmini geliştirmek ve bölgenin farkındalığının artırılmasını sağlamak amacı ile hazırlandığı iddia edilen Yeşil Yol Projesinin asıl amacı yayınlanan ihale duyurusu ile daha net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Yeşil yol projesinin getireceği yıkımların farkında olan vadi halkı tarafından oluşturulan Fırtına İnisiyatifi, geçtiğimiz yıl Rize valiliği önünde düzenledikleri basın açıklamasında yolun asıl amacının maden ve rantiye turizmi olduğuna dikkat çekmişti.
“Dünyanın hiçbir koruma alanında olmayacak, halkın da hiçbir gereksinimi olmayan ve adına yeşil denen bu yolu ve bunun peşinden gelecek yapılaşmayı, madenciliği ve rantiye turizmini reddediyoruz!“
Yeşil Yol Projesi’ne karşı yöre halkının başlattığı direniş, ülke çapında duyuldu desteklendi. Danıştay, Tema Vakfı tarafından ’Yeşil Yol Projesi’ni de kapsayan Karadeniz Bölgesi’ndeki 6 ilin ’Çevre Düzeni Planı’ için açılan davada ’yürütmeyi durdurma’ kararı verdi.
Bilirkişi raporunda Çevre Düzeni Planı’nın bölgedeki önemli doğa koruma alanlarını, su havzalarını, tarım alanlarını korumadığına vurgu yapıldı. Planın, merkezine yaşam önceliğini ve bunun sürdürülebilirliğini koyması gerekirken, sadece insanı esas alan bir yaklaşımla hazırlandığı belirtildi. Planın ayrıca bölgedeki korunması gereken doğal varlıkları, ’Doğal kaynak’ olarak görmekle, ticarileştirilmesinin yolunu açtığına dikkat çekildi. Danıştay İdari Dava Daireleri, bilirkişi raporlarına dayanarak 6 ilin Çevre Düzeni Planının yürütmesini durdurma kararı verdi.
Tüm bu yaşananlara rağmen geçtiğimiz günlerde açıklanan maden arama ve işletme ihaleleri bu yıkımın hiçbir zaman sonlanmayacağına işaret ediyor ne yazık ki… Biz vadide maden işletmeleri istemiyoruz. Muhteşem bir doğaya sahip olan Fırtına Vadisinin yok olamaması için yöre halkı olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Elimizde kalan her şeyi yok etmeden tüm bu güzelliklere sahip çıkalım. Fırtına vadisi büyülü bir masal diyarı… Dünyanın sayılı güzelliklerinde, bulutların üzerinde dans edebilirsiniz; tepesi karlı dağların arasında, soğuğa aldırış etmeden göle girip yüzebilirsiniz ve seyretmeye doyamadığınız şelalelerinde yıkanabilirsiniz.
Son sözü doğa söyler…
Yol yakınken geri dönün! (ÖH/EA)