Sayın Vuslat Doğan Sabancı,
Önceki hafta başında olduğunuz Hürriyet'in de düzenleyicilerinden olduğu Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki "Aile içi şiddet ve medya" konferansının açılışını yaparken oldukça mutlu ve umutluydunuz. Gazetenizin üç senedir sürdürdüğü kampanyanın nasıl bir değişime yol açtığını, haber dilinin değiştiğini, gazetecilerin kadına yönelik şiddete karşı duyarlı hale geldiğini anlattınız. Ön sırada oturan sayın vali, sayın bakan, sayın genel yayın yönetmeni konuşmanızı coşkuyla alkışladı. Sonra da hep beraber salondan ayrıldınız.
Şüphesiz siz de farkındaydınız, aile içi şiddet hala büyük bir sorun ve gidilecek çok yol var. Burada medyaya da sorumluluk düşüyor, söylediniz. İki gün boyunca konferansta konu üzerine çalışan uzmanlar, gazeteciler, aktivistler tartışacak; medyanın bu sorumluluğu taşıyabilmesi için neler yapması gerektiğini konuşacaktı. Hatta kadın duyarlılığıyla olsa gerek, sayın bakana kürsüden sığınma evlerinin sayısının ne kadar az olduğunu hatırlatıp bu konuda adım atmasını bile istediniz.
Üzülerek söylemem gerekir ki, konferanstan beklediğiniz etki gerçekleşmemiş gibi görünüyor. Mesela bugün gazeteniz Hürriyet'te bir haber yer aldı. Başlığı şöyle: "Kumayla kavga eden karısının kulağını kesti". Çocuk doğuramadı diye eşinin dışında bir kadınla ilişkiye giren, iki kadın kavga edince bıçakla eşini yaralayan bir adamla ilgili bu haber.
Sizin de kolayca görebileceğiniz gibi saldırgan erkeğin bakış açısıyla kaleme alınmış. Başlıkta mağdur kadınlar var ama erkek yok. Şüphesiz "kuma, karı, bıçak, kulak" bunlar sansasyonel, tirajı artıran, tıkırı tavana vurduran kelimeler. Kısa bir haber, Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri Tayfun Tuna olayı "gördüğü gibi" ya da kendisine "polisin verdiği gibi" yazmış. Haberin yanında gurur duyduğunuz "Aile içi şiddete son" kampanyasının amblemi de yok.
Aslında kalıp dinlemediniz ama ev sahibi olduğunuz konferansta iki öğretim üyesinin medya üzerine yaptığı araştırma bunun gibi onlarca haber olduğunu, haberlerin hemen hemen her seferinde saldırgan erkeğin yanında durarak verildiğini gösteriyordu.
İsterseniz kolayca ulaşabilirsiniz aslında ama biz sizin için sunumun bir haberini yaptık. İşimiz bu olduğu için. Dilimiz döndüğünce sadece sizin gazetenizin değil tüm medyanın kadına yönelik ihlallerini anlatmaya çalışıyoruz bianet'te. Belki bu özeti genel yayın yönetmeniniz sayın Ertuğrul Özkök'e de iletebilirsiniz. Belki o da editörlere, onlar da muhabirlere iletebilir. İsterseniz biz de gelip anlatabiliriz, daha önce onlarca gazeteciyle toplandık. Böylece bin bir emekle düzenlediğiniz konferans amacına ulaşabilir. Oldukça kolay aslında. Bizim de çorbada tuzumuz olursa çok seviniriz.
Saygılarımla,
Erhan Üstündağ
bianet.org, Kadın Hakları Editörü (EÜ)