Tarlabaşı'ndaki Piramid Sanat, "Sıradan Hikâyeler" başlıklı günlük güneşlik bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
Ressam Bozkaya Aldaş, sıradan hikâyelerimizin odağındaki ilişkilere bakarken ne sadece güvensizlik, yalnızlık, intikam gibi habis duygulara, ne de sadece insanlar arasında sıkışıp kalan yalıtılmış sınırlara saplanıp kalıyor.
Bu hikâyede türlü muhlisliklere ve insan dışındaki türlere, eşyalara da yer var. Aldaş, fesahatlere flaş yakıp dikkat çekmektense, sıradan hikâyelerimizi "renklendirmiş."
Her şeyden evvel insanı rahatlatan, açan, mesafeyi daraltan resimlerle karşılaşıyorsunuz. "Resimden anlamam" ağzınızda profesyonel bir yavanlık olarak kalıyor; hikâyenizi hatırlamak, Aldaş'ın hikâyesi ile kendi hikâyeniz arasında köprüler kurmak için yaşamış olmanın yeterli olabildiği bir dinlenme sahası gibi burası.
Kilitlenmiş bir iletişimin konuşmanın açıklığını çağrıştırdığı, yatağa uzanmış kadının yatağın kenarındaki kedi olmadan resmedilemeyeceği bütünleyici tezatlarla örülmüş resimlerden tutun da, hava kalan zeminlerle sanki mekanın gizli tutulduğu, figürler arasındaki konuşmaların mümkün olduğunca yoruma açık bırakıldığı bakışlara kadar türlü çalışmalar selamlıyor sizi.
Sanıyorum bir dönem lise öğretmenlerinin korkulu rüyası olan "kişilere ve nesnelere çekilen çerçeveler"in, rengarenk, hatta çoğu zaman cümbüş içinde sunulması ise, benim için serginin en muzip hoşluğuydu.
Kadın bedenine zorlama bir cinselliğin yüklenilmemiş olması, kabalığın türlü dışlamalarla temsiline yönelik ucuz anlatımlarla karşılaşmamak gibi enstantaneler bu serginin havasını açan diğer ayrıntılardan.
Aldaş, Naci El Ali gibi sanki resimlerinin bir yerinde gizlenmiş oturuyor, oradayken konuşuyor, gözlemeye devam ediyor. Tablolarına verdiği isimler bu konuşmaların devamı gibi de görülebilir bu yüzden.
İsimler tabloyu çağırmaktan öte, bazen ona ek hikâyeler yükleyen, bazen tabloyu bütünleyen ve bazen ayıran, sizi resmin içine alakasız bir figür olarak yerleştiren ustalıklarla dolu. Bu açıdan sergi sadece resmi değil, okumayı sevenler için de iyi bir fırsat...
İnsan, hayvan, motor, ses, renk, hava vs... kaynayan Tarlabaşı, bünyesine yakışır bir sergiyi kucaklamış, adeta bütünleşmiş sergiyle. Sadece "ilgi çekecek" nitelikteki hislerimizi parlatarak bir "hisler sarfiyatı"na dönüşmemiş bu sergi, günlük şamatalarımızdan seçip çıkardığı kareleriyle huzurlu huzursuz bir sıcaklık yayıyor. Yakala-n-mak isteyenler için bir fırsat...
Resim öğretmenliği yapan, aynı zamanda müzik ve kısa film çalışmaları ile de uğraşan Bozkaya Aldaş'ın bu yedinci kişisel sergisi. Sergi 16 Eylül-17 Ekim 2010 tarihleri arasında, Piramid Sanat'ta "hayat memat sever"lerle buluşuyor. (GE/BB)