İnsanlık tarihi, bir anlamda savaşlar tarihidir.
Binlerce yıl karada ve denizde birbirini boğazlayan insanlığa buralar yetmedi, Birinci Dünya Savaşı ile birlikte savaşın dehşeti deniz altına ve göklere de taşındı.
21'nci yüzyıl, çatışma alanlarına yenilerini ekledi. Küresel ısınma, Kuzey Kutup Bölgesini deniz trafiğine açmakla kalmadı; petrol, doğalgaz ve değerli madenler için verilecek muhtemel savaşlara da kapıyı araladı.
Uzay ve dünya yörüngesi, ekonomik ve askeri açıdan hızla önem kazanan, dolayısıyla savaşın yeni cepheleri arasına katılan bir başka alan oldu.
Yörüngede, halen 60'dan fazla ülkeye ait bine yakın uydu bulunuyor. İletişim artık dünya genelinde uydular üzerinden yürüyor (http://spacenews.com/military/110418-af-nasa-study-high-radiation-orbits.html ).
Kimi zaman gizliden gizliye kimi zaman açık şekilde ABD ile rekabetini ortaya koyan Çin yönetimi, önümüzdeki yıllarda sivil ve askeri amaçlı 100 uyduyu daha fırlatmayı planlıyor ( http://www.spacedaily.com/news/china-04zzzf.html ).
Yalnızca ABD, Rusya ve Çin değil, Hindistan ve İran da uydu imha operasyonlarıyla dikkat çektiler (http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/1539948/Chinese-missile-destroys-satellite-in-space.html ).
ABD'nin uzay mekiği görünümlü, insansız uzay aracı X-37B'nin hedefi ve sahip olduğu silahlar bile belli değil ( http://usmilitary.about.com/od/usmilitaryaircraft/a/unmannedspacecraft.htm ).
Enformasyon savaşı
Kara, hava, deniz ve uzay derken bütün bunlara bir de enformasyon savaşı eklendi. ABD Hava Kuvvetleri Akademisi bünyesindeki Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (Institute for National Strategic Studies), enformasyon savaşını şu aşamalarda ele alıyor: ( http://www.ndu.edu/inss/ )
1. Komuta-kontrol savaşı
2. İstihbarat odaklı savaş
3. Elektronik savaş
4. Psikolojik savaş
5. Hacker ve siber savaş
6. Ekonomik enformasyon savaşı
Enformasyon savaşı, "siber saldırıları, psikolojik savaş uygulamalarını ve iletişim tesislerine gerçekleştirilecek konvansiyonel saldırıları da kapsayan muhtelif araçlar kullanılarak düşmanın enformasyon kaynaklarının tamamen tahrip edilmesini" kapsıyor (Enformasyon Savaşı için Ağır Silahlanma, Biamag, 22 Mart 2002, http://bianet.org/bianet/bianet/8406-enformasyon-savasi-icin-agir-silahlanma ).
Enformasyon savaşında en çok siber savaş ve ekonomik amaçlı hacker faaliyetleri öne çıkıyor. İster sivil olsun isterse askeri, internete bağlı olmayan ağ kalmadı. Yalnızca ABD Savunma Bakanlığına bağlı 4 binden fazla üs ve tesiste 15 binden fazla bilgisayar ağı ve bunlara bağlı 7 milyondan fazla cihaz bulunuyor (http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2010/08/24/AR2010082406528.html ).
Ağ teknolojileri birçok açıdan hayatı kolaylaştırırken saldırılara açık zayıf noktaları da barındırıyor. Kaliforniya merkezli güvenlik şirketi Symantec 2009'da bir yıl önceki yıla kıyasla yüzde 100'lük artışla 240 milyon farklı zararlı kod programı tanımladı. (http://www.siliconvalleywatcher.com/mt/archives/2010/04/symantec_report.php ) Yine aynı dönemde askeri, istihbarat ya da terör amaçlı siber saldırılar organize eden kurum sayısı 100'ü aştı.
Amerikan Federal Polisi siber saldırıları küresel güvenlik tehditleri sıralamasında 3'üncü sıraya yerleştirdi. (http://www2.fbi.gov/page2/oct08/cyberthreat101708.html )
Dijital Pearl Harbour
Havaalanı kontrol kulelerinde radarlar çalışmaz. New York Borsası'nda bilgisayarlar çöker. ATM'lerden para çekilemez... Hastanelerde hayat bağışlayan makineler çalışmaz olur... Telefonlar susar... (ABD'nin Dijital Savaş Hazırlığı, http://bianet.org/bianet/bianet/8063-abdnin-dijital-savas-hazirligi, Biamag, 1 Mart 2002)
ABD'de bir "dijital Pearl Harbour" kaygısı giderek daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Enformasyon savaşı amaçlı birçok teşkilatın ardından 3 milyar dolar bütçeli, 90 bin kişinin istihdam edildiği Cyber Command'ın kurulması şaşırtıcı olmadı ( http://online.wsj.com/article/SB10001424052748704875604575280881128276448.html ).
Gelişmişliğin güç anlamına geldiği günümüzde en çok ekonomik casusluk amaçlı sanal saldırılar önem taşıyor. Ar-Ge birimlerinin uzun yılların çabası ve geniş bütçeli projelerle elde ettiği know-how'ı elde etmek, bir hackerin birkaç saatini alıyor. Üretiminde Türkiye'nin de yer aldığı F-35 savaş uçağı projesinin tüm sırları hacker saldırısında ele geçirildiğinde bu işin ciddiyeti daha iyi anlaşılmıştı ( http://www.defensenews.com/story.php?i=4048737 ).
Siber Uzay Stratejisi Belgesi
Obama yönetimince hazırlanan ''Uluslararası Siber Uzay Stratejisi'', ABD'nin Çin kaynaklı olduğu tahmin edilen bu saldırıları ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor:
* Siber saldırı, askeri saldırıyla aynı seviyeye çekiliyor. "Bize zararlı yazılım gönderdiğini, sanal saldırı düzenlediğini tesbit ettiğimiz ülkeye bomba atabiliriz" tehdidi dile getiriliyor.
* "İnternet'i yasaların egemen olmadığı bir mecra olarak algılayanlar yanılıyor" ifadesinin adresi ise Wikileaks ve benzeri aykırı oluşumlar... Biamag'da bu yılın başında yayınlanan 2011 öngörüleri birer birer çıkıyor:
"AB ve ABD'nin 2011'de ortak düzenlemeleri yürürlüğe koymaları, Wikileaks depreminin ne kadar etkin olduğu hatırlandığında pek de şaşırtıcı olmayacaktır." (2011'de Bilişime Yön Verecek 10 Trend, http://bianet.org/bianet/biamag/127055-2011-de-bilisime-yon-verecek-10-trend , 8 Ocak 2011).
"Elitlerin devrilmesine artık alıştık. Kitlesel medya, film ve müzik üreticileri gibi denetimi elinde tutan muktedirlere şimdi de askerler, gizli servisler ve hükümetler eklendi. Bir yandan seviniyor, bir yandan da kendime sormadan edemiyorum: Kontrolü kaybedenler bunlara ne zaman cevap verecek, karşı devrim ne zaman başlayacak?" (Wikileaks, Demokratikleşme, Saydamlık ve Aydınlanma, http://bianet.org/bianet/biamag/126276-wikileaks-demokratiklesme-saydamlik-ve-aydinlanma , Biamag, 27 Kasım 2010)
* Obama'nın imzaladığı Siber Uzay Stratejisi'nde öne çıkan bir başka nokta, "elektrik ve su şebekeleri ile telekomünikasyon, ticaret ve kamu haberleşme ağları gibi kritik altyapının siber alanda korunmasının önemine" yapılan vurgu...
Belgedeki bu satırları okuyunca, ister istemez insanın aklına Stuxnet geliyor ( http://www.debka.com/article/20963/ ). Stuxnet'in hedefi barajlar, fabrikalar, nükleer tesislerdi. Biamag'da yayınlanan 2 Ekim 2010 tarihli Dijital Savaşta İlk Hedef İran Oldu yazısında, "Stuxnet'in görevi gerçekten de‚ sisteme bulaş, ele geçir ve sistemin kontrol ettiği tesisi imha et' olarak mı tanımlanmıştı?" sorusu ortaya atılıyordu.
"Alanında bir ilki ifade etmesi, sanal alemden gerçek dünyaya uzanan ilk saldırı niteliğini taşıması, onun bu görevini fazlasıyla yerine getirdiğini ortaya koyuyor. Stuxnet, endüstriyel kontrol sistemlerini şimdilik sınadı. Benzer yazılımlar 2011'de daha etkili sonuçlar almak üzere ortaya çıkacaktır." (NH/EÖ)