*Fotoğraf: İsmail Daye
Bugün sabah saat 07.00'da kulağımın dibinde köyümüz olan Belenkoe köyünde patlayan iki bomba sesi ile uyandım. Beş aya yakındır nehrin karşısından gelen sesler evimizin temelini zaman zaman sarsmış, pencereleri titretmişti ama ilk kez böyle bir ses ile irkildim.
Bahçeye çıktım. O saatte bahçede olan insanlar benim duyduğum sesi daha bir derinden duymuşlardı. Yaşlı yan komşumuz kadın, bu ses ile yerinden irkildiğini ve uzun süre kalkamadığını, tit tir titrediğini söyledi.
Kısa süre içinde bizim köyün içinde bu patlamanın olmadığını öğrendik. Bir süre kadar patlamaların devam edeceği endişesi ile bekledim. Devamı gelmedi. Peki ne olmuştu?
Öğleden sonra patlamanın ayrıntılarını öğrendim. Gelen bilgiler Rusların ele geçirdiği karşımızdaki Malokaterynika'dan, iki roketin yanımızdaki Kanivske köyüne fırlatıldığı ve Ukrayna güçlerinin bu roketleri nehrin üzerinde patlattığı yönündeydi.
Yöre halkının anlatımına göre roketlerin ses dalgası ile nehrin yanındaki ağaçların devrildiği ve yine sesin şiddeti ile onlarca nehir balığının öldüğü şeklindeydi.
Ortalık sakinleşince yöre halkı nehre akın etmiş ve nehrin değerli balıklarını kovalarına doldurarak evlerine taşımışlardır.
Şimdi ortada kalan soru şu: Roketler sözü edilen köye yönelik olmayacağına göre; çünkü bu köyde hedef olacak herhangi bir askeri nokta yok, o zaman neredeye atılmıştı?
Zaporojiya’nın çevre köy ve ilçelerinden bizim köy dahil çok sayıda sığınmacı var. Başka da gidecek yerleri yok. Bu ses ile çevremizdeki tedirginlik bir kat daha artmış durumda.
Yarın nasıl bir sesle uyanacağımız hiç belli değil. Her şeye karşın insanlar sakin olmaya çalışıyorlar. Başka da ne yapabilirler ki? Umarım kulağımın dibinde patlamış gibi hissettiğim bomba seslerini bir daha hayatımda hiç duymam. Umutlu olmaktan başka bir yol bulamıyorum.
(İD/RT)