Dün sabah Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı yoğun saldırı sonrası, bir süredir elektrik kesintilerin yapılmadığı günleri hızlıca, gün içinde altı saat elektrik kesintisiyle geride bıraktık. Gece yarısı 00.00’da elektrik geldi. Sabah 06.00’ya kadar elektriğimiz olacak. Yarın aralıklı 12 saat elektrik yok gözüküyor. Yani günün yarısında halk elektrikten mahrum olacak. Bir süredir unuttuğumuz jeneratör sesleri yeniden kulaklarımızı tırmalayacak.
Bu yazıyı bu saldırının devamı olan gecede, uyuyamadığım için gecenin bir yarısında yazıyorum. Saat 03.00’e geliyor. Biraz önce köyün üstünde uçan dron sesi ile uykum dağıldı. Artık köyün üzerinde uçan dronlar bizim gerçekliğimiz oldu. Şu anda da dron sesi duyuyorum. Geçen gün olduğu gibi belki yoğun bir otomatik silah sesleri duyacağım. Sonrasında hangi evin üzerine düşerse o dron o evin çatısını uçuracak. Belki yakınlarda olduğu gibi evde yangın çıkacak. Şansı varsa insanların bahçede oynayan çocuklar içeri kaçacak, yaralı ve ölümün olmamasına insanlar sevinecek.
Önceki gün Zaporojiya kent merkezine gittim. Kentin belediye binası önü ve cadde boyunca savaşta ölen gencecik askerlerin fotoğrafları var onları görüntüleyip videosunu çektim. Geçen yıl aynı yerde 50 civarı ölen askerin fotoğrafını çekmiştim. Şimdi onlarca ölen askerin fotoğrafı, geniş caddede karşılıklı olarak sıralanmış durumda. İnanın saymak içimden gelmedi. İnsan o fotoğrafları çekerken bir an irkiliyor. Bu savaş devam ederse daha ne kadar askerin fotoğrafını ekleneceğini düşünemiyor. Yaşadığım köyde de ölen asker fotoğraflarında artış var.
Bize çok da uzak olmayan Donbas bölgesindeki Rusların saldırıları bütün hızıyla devam ediyor ve her gün Ruslar neredeyse bir ya da birkaç köyü ele geçiriyor. Şu an patlama sesleri duyuyorum. İyi ki uyumamışım. Zaten nasıl uyunur ki onu da bilmiyorum. Sesler hala bir türlü kesilmiyor.
Rusların hedefinin Donbas’taki önemli bir yerleşim yerini almak olduğu ayan beyan ortada. Orayı alırlarsa Dinipro ve oradan da bizim bulunduğumuz yere doğru gelmeleri çok daha kolay olacak. Bunu herkes çok iyi biliyor. Oradan yoğun bir kitle batıya bize doğru geliyor. Gelenler de kendi hikayelerini getiriyorlar. Dün evi barkı işi gücü olanlar bir anda ortada kalıyorlar, sığınmacı durumunda kalıyorlar. Bizim de bu açıdan geleceğimiz belli değil.
Batıya Liviv’e giden bir kadının kapıda iş ilanı üzerine, iş başvurusu ile kendisinin doğudan geldiğinin söylemesi üzerine “sana burada iş yok” denildiği konuşuluyor. Rusça dili oralarda artık geçerli bir dil olarak kabul edilmiyor. Himelniski’de yaşayan Türk bir arkadaşım sokakta Rusça konuşan birilerini gördüklerinde yanındaki insanların irkildiklerini söylüyor.
Hala sosyal medya buralarda sınırsız ve özgür biçimde kullanılıyor. Belki de halkın tek özgürlük alanı burası. Orada yazılanlar batıdaki halkın doğudaki halkı Rus yanlısı olmakla suçladıkları hatta Rusları kentlerine beklemekle, bu yüzden ihanetle, nefretle andıkları yazılarla dolu. Bu durum bu bölgede yaşayan insanları derin bir üzüntü ve kaygıya itmiş durumda. Biliyorlar ki gidecek yerleri yok. Hem yaşanan psikolojik durum açısından hem de Liviv’de iki odalı bir dairenin bin dolar gibi bir kira karşılığını ödeyemeyecekleri için. Toplum hızlı bir şekilde adeta Rus yanlıları ve milliyetçi batı yanlıları olarak sanki hızla bölünüyor gibi bir durum var. Bu durum buradaki insanları daha bir ürkütüyor ve batıdaki Ukrayna milliyetçilerinin kendiler hakkında söyledikleri sözlere inanamıyorlar.
Ortalarda iki haftadır burada 1 Eylül’de okulların açılacağına yönelik haberler dolaşıyor. Ben de gerçekten bu haberin doğru olup olmadığını çok merak ediyorum. Aslında bu yazıyı bu haberi doğruladıktan sonra yazmak istiyordum ama olmadı. Yoğun saldırılar ve benim uykusuzluğum erken bir yazıya yol açtı.
Bakalım sabahı nasıl edeceğiz. Köpekler çok yoğun havlıyorlar. Onlar tehlikeyi bizden daha iyi algılıyorlar sanıyorum.
(İD/AS)