Bir insanın mutluluğunun doruklarına ulaştığı an, bana göre gerçekleşmesini çok arzuladığı bir şeyin hiç beklemediği bir anda gerçekleşmesidir. Herkesin hayatının bir bölümünde böyle bir an vardır. İşte benim için o an 1 Temmuz 2014 günüydü. O gün bianet’ten OHO 2014’e seçildiğime dair mail almıştım.
Benim için neden önemliydi?
Siz hiç yazılarını zevkle okuduğunuz, haberlerini sabırsızlıkla bekleyip daima takip ettiğiniz ve dile getiremediğiniz düşüncelerinizi sanki aklınızdakileri okuyormuşçasına, eşsiz bir anlatımla kitaplarında dile getiren, kendinize model aldığınız kişilerle tanışma hayali kurdunuz mu? Ben kurdum ve kurduğum hayalin gerçekleşmesinin önsözüydü, tekrar tekrar okuma gereği duyduğum o mail…
Okuldan Haber Odası’na programına katılmam, unutmayacağım bir deneyim olmasının yanısıra habercilik üzerine düşüncelerimde bir dönüm noktası oldu diyebilirim.
Şunu açıkça belirtmekte fayda görüyorum: Türkiye’de haberciliğin steril gazetecilikten öteye geçemediğini düşünüyorsanız -ki biliyorum bu düşüncede olanların sayısı hiç de azımsanmayacak düzeyde- bianet’i ziyaret etmenizi öneririm. Çünkü OHO 2014’ten önce benim de düşüncelerim aşağı yukarı bu doğrultudaydı ve hatta çevreme bu noktada umutsuzluk saçtığım, ‘’Öğrenilen fakat yapılamayan mesleğe Türkiye’de habercilik denir’’ sözü de dilime pelesenk olmuştu.
Tabii OHO programı ile işin içine girip her şeye bir de bianet’in penceresinden bakmak, birçok konuda olduğu gibi bu konudaki düşüncelerimi de yontmamı sağladı.
Kimine göre çok iddialı bir cümle olabilir fakat gördüğüm ve yaşadıklarımdan sonra habercilik üzerine sözümü, ‘’Öğrenilen ve bianet’te yapılan mesleğe habercilik denir’’ şeklinde değiştirme gereği duydum. Çünkü, Bianet’te yapılan işler ve savunulan ilkeler, habercilik anlayışında ister istemez, ‘’bianet’te yapılanlar habercilik ise yaygın medyada yapılanlar ne’’ sorusunu akıllara getiriyor. Bu noktada habercilik üzerine düşüncelerimi OHO 2014’ten önce ve sonra şeklinde iki bölüme ayırmak, sanırım kendi adıma yerinde bir tespit olur.
Başka bir iletişim mümkün
IPS İletişim Vakfı/bianet, ‘’Haklar için Habercilik, Gazeteciler için Özgürlük’’ projesi çerçevesinde hepimize başka bir iletişimin sözde değil özde de her zaman mümkün kılınabileceğini bana göre OHO 2014 programı ile kanıtladı.
Her üniversiteden bir gazeteci adayından çok bir düşünce temsilcisinin katıldığı program, bence gerek teorik gerekse pratik anlamda olsun, herkesin bir hafta gibi kısa sürede bile, gelecek adına olmazsa olmaz faydalı bilgi ve birikimler elde etmesine katkı sağlamıştır.
Ben dahil tüm arkadaşlarımın sitem ettikleri tek nokta, programın daha uzun süreli olamamasıydı. Zira program o kadar güzel bir yoğunluk, tatlı bir telaş ve hiç istemediğimiz bir süratle bitti ki tadına doyamadık doğrusu… Fakat iyi biliyoruz ki, sürenin uzunluğu yahut kısalığından çok verimin çokluğu önemlidir ve ben planladığımdan çok daha fazla verim aldım diyebilirim.
Hak haberciliği, ifade özgürlüğü, kadın hakları, çocuk hakları ve daha birçok evrensel ilkeler üzerine değerli fikirler dinledik, yorumladık, tartıştık, sorular sorduk ve kendi düşüncelerimizi rahat bir şekilde ifade ettik. Hayati öneme sahip bu ilkelerin ihlallerine yalnızca eleştirel olmakla kalmayıp yaratıcı bir bakış açısıyla farklı pencerelerden bakabilmeyi, yapılan her haberin hak adına yapılmadığını, aksine hak ihlallerine bile dönüşebildiğini bizzat hak savunucularından öğrenme fırsatı bulduk.
Sendikaları, azınlık vakıflarını, gazete, radyo ve derneklerini ziyaret edip görüş alışverişlerinde bulunduk; 36 farklı üniversiteden 36 farklı düşünceyle tanışıp, ortaklaşa haberler ürettik.
Bu saydıklarımın hepsi ‘’başka bir iletişimin her zaman mümkün’’ olabileceğinin birer göstergesi. Açık yüreklilikle belirtmek isterim ki, bianet ve benzeri medya organları var olduğu sürece, başka bir iletişimin mümkünatı da her daim var olacaktır.
Yeni projelerde tekrar birlikte olmak umudu ile bu programın gerçekleşmesini sağlamakta, en ufak dokunuştan en büyük desteğe kadar katkısı olan ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunar, OHO 2014 ile başlayan birlikteliğin kopmaz birer bağa dönüşmesini temenni ederim. (MB/))