Bana göre bu savaş karşıtlarının bir başarısı, dahası "ısrar" etmenin zaferi. Çünkü ortaya çıkan şey "tezkerenin geçeceğine inanarak İskenderun'dan harekete geçen askeri konvoyun geri dönmek zorunda kalmasıydı". Tezkere Meclis'ten geçseydi bile sokaklarda "ekonomik çıkarlar"ı değil, etik kaygıları, vicdanı, dünyanın gidişatını önemseyenlerin olduğu ortaya çıktı, bu anlamda miting sonucunda fütursuz bir şekilde "siyaset yapmakla", halka rağmen siyaset yapılmayacağı görüldü.
Miting bir saflaşmanın ifadesiydi
* Miting öncesi ve sonrasıyla bir saflaşmanın göstergesi oldu: Bir yandan kilometrelerce yol geçerek dayanışma içerisinde "sesleri çoğaltanlar", diğer yandan dünyayı kendilerine göre dizayn etmeye çalışanların, insanları sessizleştirme isteği vardı, "ses çıkartmak" gerektiği ortaya çıktı.
* Miting hayat gailesi içerisinde, sızlanarak muhalefet etmekle, sesini daha çok çıkarmadıkça hayatımızın dahi elimizden alınmak isteneceği arasındaki farkı çizdi, sızlanarak değil "homurtu"lu bir muhalefetin olması gerektiği ortaya çıktı.
* Miting matematik ilmi ile kimya arasındaki fark ortaya çıktı. Egemenlerin matematik hesaplamaları, (ekonomik kriz dolayısıyla mecburiyet duygusu) kitlelerin tezkereyi "anlayışla" karşılayacağı üzerineydi. Ama mitinge katılanların yarattığı şey, yani işin kimyası bu hesabı bozdu. Bu vesileyle sol da kimya yaratmanın fiziki güç olmaktan önemli olduğunu anlamıştır belki!
* Miting öncesi ve sonrasıyla bir üslup yaratmanın göstergesi oldu. Tayyip Erdoğan'a düne kadar "delikanlı" diyenler, "d" harfini tashih ettiler, tencereler çalındı, tiyatro yapıldı, "askere gitme lunaparka git" gibi eğlenceli sloganlar atıldı, dolayısıyla savaşa karşı farklı tarzdan bir muhalefet gerçekleşti. Belki bu da solun kazanç hanesine yazılabilir?
* Miting bir moral kaynağı oldu. Latin Amerika'nın adım adım ekonomik bağımlılıklardan ve Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) kopmaya başladığı bir süreçte "çantada keklik" Türkiye'nin de dünya basınının da belirttiği gibi "demokratik" tavır göstermesi önemliydi. En azından "biz"e rağmen bir şey yapılamayacağı görüldü, uzun zamandır tahrif edilmiş olan moral az da olsa yerini buldu.
* Bütün bunlardan sonra Ertuğrul Özkök'ün sorusuna cevap verebiliriz; evet bu savaş karşıtlarının bir başarısıdır: Meclis'te tezkereye "hayır" diyenler nasıl bir hesap içerisinde olursa olsun, muhalif olanın "akıl tutulmasına" uğrayanlara ufak çaplı bir ders verdiği görülmeli.(NK)