Krizin meydanlara taştığı an: İspanya’da 'Öfkeliler' hareketi ve siyasi mirası

İspanya, 2008 küresel finansal krizinden en ağır etkilenen Avrupa ülkelerinden biri oldu. Kriz öncesinde, emlak sektöründeki spekülatif balon (1996-2007 arası konut fiyatları %200 arttı) ve bankaların riskli ipotek kredileriyle beslenen büyüme, ülkenin ekonomik yapısını derinden kırılganlaştırmıştı. Kriz patlak verdiğinde gayrimenkul piyasası çöktü, bankalar iflasın eşiğine geldi ve devlet, finans sektörünü kurtarmak için yaklaşık 40 milyar avro harcamak zorunda kaldı.
Krizin sosyal etkileri, özellikle genç nüfus üzerinde yıkıcı oldu; genel işsizlik oranı 2013’te %26’ya, genç işsizliği ise %56’ya ulaştı. Bu koşullar altında, özellikle 18-35 yaş arasındaki kuşağın “kayıp nesil” olarak tanımlanması toplumsal hafızaya yerleşti. Avrupa Birliği ve IMF’nin baskısıyla uygulamaya konan kemer sıkma politikaları -kamu harcamalarında kesintiler, eğitim ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve emeklilik yaşının 67’ye çıkarılması- toplumsal tepkinin büyümesine neden oldu.

Kayalara Çarpan Dalgalar
‘Öfkeliler’ hareketinin doğuşu
Bu tepki, 15 Mayıs 2011’de Madrid’in Puerta del Sol meydanında başlayan ve kısa sürede Barcelona (Plaça Catalunya), Valencia gibi diğer büyük şehirlerin meydanlarına yayılan Indignados (Öfkeliler)[1] hareketini doğurdu. Hareket, neoliberal ekonomik politikalara ve temsili demokrasi krizine karşı radikal ve doğrudan demokrasiye dayalı bir meydan siyaseti oluşturdu. Sosyal medya platformları (özellikle Facebook grupları), Democracia Real Ya gibi bloglar, duvarlara asılan posterler ve anlık mesajlaşma uygulamaları gibi dijital araçlar hareketin örgütlenmesinde hayati rol oynadı.
Meydanlarda gerçekleştirilen açık forumlarda, kararlar Loomio gibi açık kaynak yazılımların sağladığı platformlarda katılımcı süreçlerle alındı. Bağımsız medya platformları ve eylemcilerin gerçekleştirdiği canlı yayınlar, ana akım medyanın protestoları sansürleme girişimlerine karşı alternatif bir medya alanı oluşturdu. İnsan zincirleri, “flash mob”lar ve performans sanatları gibi yaratıcı ve sembolik eylemlerle neoliberal düzenin ekonomik ve siyasi mantığı protesto edildi. Hâlihazırda mevcut olan mahalle meclisleri ve yerel örgütlenmeler, hareketin daha hızlı yayılmasını ve kökleşmesini sağladı.
Indignados hareketinin temel sloganları arasında, temsili demokrasinin krizini yansıtan “Bizi temsil etmiyorlar” (No nos representan) ve “Gerçek Demokrasi Şimdi!” (¡Democracia Real YA!) vardı. Hareketin meydanlarında genç işsizler, öğrenciler, feminist gruplar, çevre eylemcileri, emekliler ve “Öfkeli Büyükanneler” (Abuelas Indignadas) gibi çok farklı toplumsal kesimler bir araya geldi ve bu buluşma hareketin güçlü bir toplumsal taban oluşturmasını sağladı.
Sokak siyasetini parlamentoya taşımak
Bu toplumsal enerji, kısa süre içinde siyasal arenaya taşındı ve 2014 yılında akademisyen ve eylemcilerden oluşan bir grup tarafından Pablo Iglesias liderliğinde Podemos Partisi kuruldu. Podemos, Indignados hareketinin sokak siyasetini parlamentoya taşımayı hedefledi ve 2015 genel seçimlerinde %20,7 oy oranıyla üçüncü büyük parti konumuna yükseldi. Podemos’un politikaları arasında temel gelir uygulaması, borçların yeniden yapılandırılması, anayasal reformlar ve kadın hakları öne çıktı. Ancak Podemos’un, İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ile 2019’da kurduğu koalisyon hükümetinde asgari ücret artışı ve feminist politikaları ilerletmesine rağmen, kemer sıkma politikalarını bütünüyle ortadan kaldırmayı başaramaması, hareket tabanında ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
Benzer bir süreç yerel yönetimlerde de yaşandı; özellikle 2015’te Ada Colau liderliğinde Barcelona en Comú hareketinin belediye yönetimini kazanmasıyla birlikte, katılımcı bütçeleme ve konut hakkı gibi sosyal haklara öncelik veren yenilikçi belediye yönetimleri ortaya çıktı. Zaragoza, Madrid ve Valencia gibi büyük şehirlerde de benzer yönetim modelleri denendi.
Ancak Indignados hareketinin sahip olduğu yatay örgütlenme yapısı, karar alma süreçlerinin yavaşlamasına ve farklı ideolojik gruplar arasındaki çatışmaların artmasına neden oldu. Podemos’un parlamenter sisteme entegrasyonu ve özellikle Katalonya bağımsızlık referandumunda aldığı “referandum hakkına evet, bağımsızlığa hayır” tutumu, merkezci ve milliyetçi seçmenler arasında tepkiyle karşılandı ve bu durum sağ popülist Vox partisinin yükselişine zemin hazırladı. Bununla birlikte, Vox’un yükselişi yalnızca Podemos’un tutumuyla sınırlı değildi; merkez solun (özellikle PSOE’nin) kriz karşısında yeterince etkili bir siyasal yanıt üretememesi ve anaakım siyasetin toplumsal muhalefeti soğurma kapasitesinin zayıflaması da bu yükselişi besleyen yapısal dinamikler arasında yer aldı. Vox, 2019 genel seçimlerinde %15,1 oy alarak parlamentoya güçlü biçimde giriş yaptı.
Hareketin küresel etkisi
Uzun vadede Indignados hareketinin etkisi Avrupa ve dünya çapında yayıldı. Hareketin uyguladığı doğrudan demokrasi yöntemleri (mahalle meclisleri, katılımcı bütçeleme ve dijital platformlarla alınan kararlar), Avrupa’daki Yeşiller ve sol hareketler tarafından örnek alındı. ABD’de Occupy Wall Street, Yunanistan’da Aganaktismenoi’nin Syntagma Meydanı işgali ve Fransa’da Sarı Yelekliler hareketi gibi pek çok küresel hareket, Indignados’tan da ilham aldı. Evrensel temel gelir, konut hakkı ve feminist grevler gibi toplumsal talepler, hareketin mirası olarak günümüzde de önemini koruyor.
Sonuç olarak Indignados hareketi, neoliberal politikalara karşı mücadelede sokak siyasetinin kritik rolünü gösterirken, kalıcı bir dönüşüm için ideolojik netlik, güçlü kurumsal yapılar ve somut politikaların önemini ortaya koydu. Hareket, İspanya’da monarşinin eleştirisini ve anayasal reform ihtiyacını siyasi gündeme taşıyarak yeni siyasi tartışma alanları açtı. Ancak neoliberal politikaların Avrupa genelinde yeniden konsolide edilmesi, toplumsal hareketlerin siyasi dönüşüm potansiyelinin sınırlarını da gözler önüne serdi.
Dipnot:
[1] Bu yazıda hareket için yaygın uluslararası kullanımı nedeniyle “Indignados” (Öfkeliler) terimini tercih ettik. Ancak hareketin başlangıç tarihi olarak kabul edilen 15 Mayıs 2011’e atfen, İspanya’da ve bazı kaynaklarda hareket “15-M” olarak da adlandırılıyor.
Kayalara Çarpan Dalgalar
- Unutulmuş olanın geri dönüşü: Bellek, geleceksizlik ve direniş - Beril Sercem Şengül (5 Nisan 2025)
- Hindistan: Bir genel grevin gücü neye yeter? - Kavel Alpaslan (5 Nisan 2025)
- Krizin meydanlara taştığı an: İspanya’da 'Öfkeliler' hareketi ve siyasi mirası - Diyar Saraçoğlu (5 Nisan 2025)
- Sokağın öğrettikleri: Şili’deki gösteriler - Kavel Alpaslan (7 Nisan 2025)
- Yunanistan’da kemer sıkma karşıtı hareket (2010-2012) ve etkileri – Diyar Saraçoğlu (7 Nisan 2025)
- Sarı Yelekliler Hareketi: Bir Fransız öfkesi - Gülgün Günal (8 Nisan 2025)
- Wall Street’ten yükselen itiraz: %99’un mücadelesi ve işgal siyaseti - Diyar Saraçoğlu (8 Nisan 2025)
(DS/VC)
Wall Street’ten yükselen itiraz: %99’un mücadelesi ve işgal siyaseti

Yunanistan’da kemer sıkma karşıtı hareket (2010-2012) ve etkileri

Yapay zekâ balonu hepimizi tehdit ediyor

Alex Hanna: Yapay zekâya değil, şirket çıkarlarına hizmet etmeyen teknolojiye ihtiyacımız var

Chris Avramidis: Tempi grevi, Yunanistan işçi hareketi tarihine altın harflerle yazıldı
