Kadın bir şeydir. Nasıl hap kadar hak elde etmek için bu kadar çılgınca şeylere kalkışabilir? Bunu deneyenler de enikonu hepimizin vardığı durakta inerler.
"Sürekli kocamı methedip duruyorum. Bari iyi bir şeye boyun eğdiğimi düşüneyim diyorum."
Öyle bir şeydir. Sıkılınca çevredeki varlıklar bu muhabbetten, "Bunun kadınlıkla ne ilgisi var, insan olmak önemlidir" derler. İnsan da en yüce varlıktır kâinatta. Küçük bir farenin yerinde olmak istediğim ne çok gün olmuştur hayatımda hâlbuki. Zekâmız falan var bi kenarda ama sonuna kadar kimseyi mutlu kılmıyor zekâ.
Sırf kadın olduğumuz için çektiklerimizi insan olarak çekilenlerden çıkarırsak, ortaya "İnsan olmak önemli" diyenlerin kaba yuvarlamaları çıkıyor.
Yoksa "Kadın erkek eşittir hatta biz kadınlar tarafından eziliyoruz" diyen komiklik savaşçılarından zaten potansiyel bir canlı olarak bir şey beklemiyoruz.
Bir de "Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" diyenler var ki, onlardır ideal olanın tam aksini söyleyerek yeni bir çağı başlatmış, bir diğerini kapatmış tek söz sahibi diktatörler.
Bunları duymazlıktan gelip gülüp geçeriz hafta sonu pikniğinde kendini bilmez bir koca söylese.
Uzun uzun konuşsak amacımız söyleyeni ikna etmek değildir zaten. Duyanları korumaktır.
Biz bir grup fani de "Kadın erkeğe eşittir" demiyoruz da bunu anlatmaktan da utanıyoruz, muhataplarımızı çok basite indirgemek oluyor.
Cinslerin bu biyolojik farklılığının inanç meselesi olmadığının ilk çiftleşmeden bu yana farkındayız. Ama hayatı ikna etmeye çalışmakla, sürekli kendisini geliştirmekle geçmiş, bu uğurda her yorgunluğa katlanmış kadınlara da eşitlik, aynılık, farklılık, bilmek, inanmak gibi ayrımlara varamadan konuşmak, sözün değil konuşmacının önemli olduğu durumlarda "Yalova'yı il yapalım mı?" demek gibi bir şeydir. Dönüşte hatırlarsınız Yalova'nın zaten il olduğunu.
Feminizmi karikatürize ederek bu zamana kadar erkekliğin nimetlerini yemeye devam edenlerin torunlarına çalışıyoruz da denebilir.
Komik duruma düşürülerek, aşağılanarak, basit işlerin başına konularak, yaşamış kadın bir şeydir. Garip bir şeydir hem de.
Bir şeyle çok şey olma arasında gide gele kafası şişmiş, bir türlü hazır sofraya oturamamış bir şeydir. Canı sıkılan oturup bir tarif düzenleyebilir onunla ilgili.
Kadın, kadınlar, erkek gibi kadınlar, ay aman tarihte kadın, savaşlarda kadın ki orada da yine getir götür işi yaptırıp mermi taşıtıyorlar.
Her konunun içine sığıyorlar, her konudan çıkıyorlar, kucağa alınıyorlar, başlarda gezdiriliyorlar.
Yerlerimiz çeşitli, isimlerimiz çetrefilli. "Kadınsız olmaz" diyorlar, "kadınsız olmalı" diyorlar, "kadın erkek ayrı otursun" diyorlar. Netleşmedi bir türlü kadının ne olduğu. Her şey midir, bir hiç midir?
Benim bulduğum cevap konumlu bir cevap kadar muamma ve maalesef bıçağın keskin tarafı bize dönük. Şöyle ki kadın hizmet alınırken her şey, hizmet verilirken hiçbir şey. Söyleyenin ağzına göre değişen eşitlik şansı tadından yenmiyor.
İçimizde patlamış orgazmlar ve üzeri süslenmiş acılarımızın kafamızı daha çok çalıştırdığı kesin ama efendilerimiz "bunlarla bir yere varamazsınız" diyorlar.
Oysa biz yeni isimlere şans vermek istiyoruz. Böyle bir şeyiz işte takipçilerimiz bıkıp usanmadan yol kat ediyorlar. Kadının ne olduğuna karar vermenize yardımcı oluyorlar.
Bizi mini etekli görünce kendini tutamayan insan güruhuna dizkapağımızın üst kısmına alıştırmaya çalışıyoruz. Öldürülmeye elverişliyiz, dayağa dayanıklıyız, tecavüze dayanıklıyız (!) aslında. Olageleni değiştirmeye cüret eden hayalperestleriz.
Sessiz sinema oynarken "kadın" ı anlatmaya kalksanız göğsünüzün önüne bir çift meme şekli yapmaktan başka çareniz yoktur. İştahı kabartan bir şeydir kadın. Aynı durumun erkek anlatımında birileri bıyıklarını burar. Kaparsınız köfteyi.
Sıkıştırılabiliriz her köşeye ya da teşhirde kullanılabiliriz. Ergonomiğiz yani. Alınganız biraz da ama alıngan olmamız sizin kaba olmadığınız anlamına gelmiyor.(BB)