Uzun zamandır ilk kez kitabın kapağını kapattığımda bir insanı düşünmeye başladım. Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken dâhil olduğu politik mücadelede, eşi Zülfü ile birlikte Bebek’teki kiralık çatı katında. Ülkeyi terk edip Almanya’ya gitmek zorunda kalmaları, yeniden Türkiye’ye dönmeleri. Kadın hakları mücadelesinde yer alması, kızı ve torunuyla kurduğu bağ.
TIKLAYIN - Kadın Mücadelesinin ''Uzmanlaştığı'' Yıllar
Düşündüğüm kişi, Ayşe Bilge Dicleli. Okuduğum kitap da kızı Zeynep ve eşi Zülfü Dicleli’nin hazırladığı “Bilge”.
Ayşe Bilge Dicleli, KA.DER eski başkanlarından, Sosyal Dayanışma Ağı’nın da kurucularından feminist ve hak savunucusu, yayıncı, yazar. Dicleli, Haziran 2017’de kanser nedeniyle yaşamını kaybetti. Geride, onlarca yazı, mücadele içinde geçen bir yaşam, ilham olduğu onlarca kadın ve yol arkadaşları bıraktı.
KA.DER'in 15.yılı için hazırlanan video, KA.DER'in geçmişten günümüze uzanan serüvenini gözler önüne sermişti.
Eşi ile birlikte kurduğu Optimist Yayınları’ndan çıkan kitap tam da bu noktadan hareket ediyor. Yol arkadaşları Dicleli’yi anlatıyor. Kitabın önsözünde kızı Zeynep ve eşi Zülfü şöyle sesleniyor:
“Onu öven methiye tarzında bir kitap olsun istemedik. Zaten o da istemezdi. Yazacak olanlardan Bilge’yi farklı kılan özellikleriyle anlatmalarını rica ettik. Kırmadılar bizi.”
Bu cümlenin ardından da, kitap, satırlardan oluşan sayfalardan çıkıp, fotoğrafların aktığı bir belgesele dönüşüyor. Söze önce kız kardeşi Banu Mahir başlıyor:
“Annemizin kalp rahatsızlığı olması sebebiyle çocukluğumda beni hep ablam yıkardı. Aramızda sadece sekiz yaş fark olmasına rağmen ergenlik çağıma kadar yarı annem gibi olmuştu. Onun bana gösterdiği sevgi, şefkat ve destek sonraki yıllarda da hep baki oldu.”
Anne ve babası arkeolog olan Dicleli, onların çalışmalarına da katılıyordu. Bu durum kitapta, Asitavan’da (Karatepe’nin eski ismi) babasıyla birlikte kazı yaparken fotoğrafıyla ifade ediliyor. Kazıda keramaik yıkayan Dicleli, uzun yıllar sonra aynı bölgeyi tekrar ziyaret edecekti.
"Öğrenci hareketinin önce kıyısında, sonra içinde"
Kitapta, Alman Lisesi’nden arkadaşları Gönül Beker Ertör, Melih Kamil’in tanıklılarına da yer veriliyor. Dicleli’nin Alman Lisesi’nin gazetesinde Almanca yazılarla yer aldığını, tiyatro oyunlarında rol aldığını öğreniyoruz.
Dicleli’nin üniversite yılları dönemin politik gelişmelerinin bir hayli hareketli olduğu bir döneme denk geliyor. Sosyalist mücadelenin yükseldiği, özgürlük ve barış taleplerinin daha görünür olduğu dönemler. Bu noktada, Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşı Bülent Bercan’ın anlatımına dikkat çekmekte fayda var.
“Öğrenci hareketlerinin önce kıyısında sonra içinde yürüdü. Sevgiyle, inançla yürüdü. Sevdiği için ve sevdiği kişi için yürürdü. İçinden öyle geldiği için..”
“Bilge’yle Türkiye’de ilk 8 Mart kutlaması”
Üniversiteden başka bir arkadaşı Hacer Kutgün Ansal da, üniversitede ilk kez düzenlenen 8 Mart Kadınlar Günü’ne dair salon etkinliğine birlikte katıldığını söylüyor. Ansal, “Türkiye’deki ilk 8 mart salon kutlamasının düzenlenmesine katılmıştık. O tarihte henüz Birleşmiş Milletler 8 Mart’ı ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak ilan etmemişti. 0 1977’de oldu”
Dicleli 1972 yılının sonlarına doğru tutuklandı. Gözaltına alındığında üç aylık hamileydi. 256 sanıklı dava olarak anılan davada yargılandı. Sıkıyönetim tutukluluk dönemini Sağmacılar Cezaevi’nde kadınlar koğuşunda geçirdi.
O günleri koğuş arkadaşları Taciser Belge ve Jülide Aral anlatıyor:
“1970’li yılların, 12 Mart’ın ünlü Sağmacılar Cezaevindeydik ve bizleri de ‘er kişi’ olarak tanımlıyorlardı. Sivil değil ‘askeri’ tutuklulardık.”
Dicleli cezaevinden çıktıktan sonra eşi ile birlikte Almanya göç ediyor. Kızları Zeynep’i de yanlarına alıyorlar. Leipzig’de yoğun bir çalışma dönemine giriyorlar. Yazıyorlar, okuyorlar Türkiye’deki politik gelişmelere katkı sunuyorlar. Türkiye’ye döndükten sonra da çalışmalarını sürdürüyor. Kadınların siyasete katılımını arttırmak için Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin kuruluşunda yer alıyor, başkanlığı yürütüyor.
Ayşe Bilge Dicle'nin hayatında önemli bir yer tutan KA.DER bölümünün yazılmasını Şirin Mine Kılıç, KAGİDER ölümünün yazılmasını Zehra Güngör örgütlemiş.
Yol arkadaşları
Zeynep Erdoğan Dicleli - Zülfü Dicleli imzalı sunuş yazısı kitabın nasıl ortaya çıktığı anlatılıyor.
"Baba-kız konuştuk, evet Bilge'yi anlatan bir kitap hazırlamlıydık ve bu kitabı onu tanıyan, hayatının değişik evrelerinde onunla birlikte olmuş, yaşamış, çalışmış, ve birlikte mücadele eden insanlar yazmalıydı."
Kızkardeşi Banu Mahir, Prof. Dr. Refik Duru, Gönül Beker Ertör, Melih Kamil, Faruk Atasoy, Bülent Becan, Hacer Kutgün Ansal, Berin Uyar, Barış Trak, Taciser Belge, Julide Aral, Fahri Aral, Ayşe Emel Mesci, Uğur Olca, Oya Baydar, Enis Coşkun, Feza Şişman, Çiçek Yağcı, Cavlı Çulfaz, Nabi Yağcı, Cengiz Dicleli, Filiz Kardam, Şeyda Talu, Semra Ulusoy, Azer Aras, Neşet Özsoy, Ahmet Muhtar Sökücü, Semra Ulusoy, Şeyda Talu, Gönül Dinçer, Çiğdem Aydın, İlkin Kılıç, Sırma Evcan, Hilal Dokuzcan, Suat Özçelebi, Şule Yüksel, Doğa Tamer, Özgül Öztürk, Berrin Kuleli, Fisun Usta, Meral aruy, Yeşim Seviğ, Muzaffer Göçüncü, Mutlu Dinçer, Deniz Bektaş Çelik, Halim Bulutoğlu, Cihan Yiğin ve Yavuz Çizmeci anlatılarıyla kitapta yer alıyor.
Torunu Hazal
Dicleli’nin hayatını, yol arkadaşları ve ailesinin gözünden okurken, başka bir sayfa daha karşılıyor sizi. Torunu Hazal’ın sözleri:
“Anneanem hayatımda gördüğüm en iyi inşalardandı. Bir gün bana çok hasta olduğunu söyledi ve oyunlarımız azalmış olsa da şen kahkahası azalmadı…”
Optimist Yayınları’ndan çıkan “Bilge: Yol Arkadaşları Ayşe Bilge Dicleli’yi” anlatıyor isimli kitap, 232 sayfa. Fotoğraflarında yer aldığı kitabın sonunda Dicleli’nin yazıları yer alıyor.
Ayşe Bilge Dicleli hakkında Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Eşi Zülfü Dicleli ile 1996'da BZD Yayıncılık'ı, 2004'te Optimist Yayıncılık'ı kurdu. Çok sayıda kitap çevirdi, Türkiye İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) dergisi "Görüş"te dış politika değerlendirmeleri yazdı. Kadın Adayları Destekleme Derneği'nin (KA.DER) Kadıköy şube kurucuları arasında yer aldı, 1999 seçim maratonu ekibinde çalıştı. "Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset" eğitimleri verdi. KA.DER'in 2001-2005 arasında üst üste iki kez KA.DER Genel Başkanlığı yaptı. Ekolojik Anayasa Girişimi Çağrıcılarındandı. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) "Yeşil İş Çalışma Grubu" üyesi olarak "İşimi Kuruyorum" eğitimlerinde "Yeşil İş" dersi verdi. KA.DER eğitimlerinde "Yeşil Siyaset Dersi" kolaylaştırıcısı olarak yer aldı. "Pencereni Aç" isimli kitabı yazdı, "Konuşa Konuşa: İletişimin Sırları", "Yurttaş 2000/ Günlük Yaşam İçin Bir Hukuk Kılavuzu", "Eğrisi Doğrusu-Görgülü Ol Hoş Yaşa", "Kimse Bana Ne Diyemez" kitaplarının ortak yazarları arasında yer aldı. "Küçük Yeşil Adımlar" ve "100 Yeşil Adım" kitaplarının editörlüğünü yaptı. Sosyal Dayanışma Ağı kurucuları (SODA) arasında yer aldı. WWF Türkiye, Greenpeace Türkiye ve Buğday Derneği üyesi, Global Action Plan International Türkiye temsilcisiydi. İlerici Kadınlar Derneği üyeliği, Türkiye Barış Derneği Genel Yönetim Kurulu üyeliği ve Sosyalist Birlik Partisi Genel Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Zeynep Dicleli Erdoğan'ın annesi, Hazal'ın anneannesiydi. |
(EMK)