Çıplak arama: Yasada yok diyorlar fakat sistematik

Bir ülke düşünün... Gözaltına alınan insanların, cezaevine giren kadınların, gençlerin, öğrencilerin üstü başı didik didik edilip bedenleriyle tehdit edildiği, onurlarının paramparça edildiği, ama buna rağmen tüm bunların "yok" sayıldığı bir ülke.

Gezi’de çıplak arama davası: Mücella Yapıcı’nın şikayetçi olduğu iki polise hapis cezası
Türkiye’de çıplak arama bir sır değil, sır gibi saklanmaya çalışılan ama herkesin bildiği, yaşadığı, tanıklık ettiği bir utanç gerçeği.
Ama hâlâ ısrarla, inatla, üst üste “çıplak arama yok” deniliyor. Yerine yumuşatılmış bir ifade yerleştiriliyor: “Detaylı arama.” Ne kadar zarif değil mi? Kelime oyunlarıyla, dilin köşelerini eğip bükerek gerçeğin çığlığını boğmaya çalışıyorlar. Oysa gerçeği en iyi, bedenleriyle o işkenceyi yaşayanlar biliyor.
Bu ülkede çıplak arama var. Nokta.
Mesele bir muamma değil. Mesele bir “iddia” değil. Bu ülkede çıplak arama var. Gözaltına alınanların büyük kısmı bunu yaşıyor. Cezaevine giren kadınların anlatımları bununla dolu.
Solin Esra Dal, Bakırköy Cezaevi’nde yaşadığı çıplak aramayı açıkladı. Mücella Yapıcı, 62 yaşında Gezi gözaltısında maruz kaldığı çıplak arama nedeniyle açtığı davayı kazandı. Duygu Zeynep, "çırılçıplak soyunmadığınız için darp ediliyorsunuz, tehdit ediliyorsunuz" dedi. Yıl 2017. Yıl 2024. Yıl 2025. Yıl değişiyor, yöntem aynı kalıyor.

ÇIPLAK ARAMA TARTIŞMASI
Özlem Zengin: Çıplak arama hiç yoktur demiyorum
"Yok" denilen bir uygulamanın sayısız tanığı var
Ekrem İmamoğlu protestolarında yeniden gündeme gelen çıplak arama iddiaları sosyal medyada dalga dalga yayılırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç çıktı ve “Bu süreçlerle ilgili kararı bağımsız yargı verir” dedi. Güvenlik güçleriyle “hoş olmayan durumlar” yaşandığını kabul etti, ama kimse açık açık “çırılçıplak arama uygulaması”nın varlığını telaffuz etmedi. Çünkü çıplak aramanın kendisi kadar, onun telaffuzu da utanç verici. Oysa biz kelimelerden değil, uygulamadan utanmalıyız.
"Buna izin veremeyiz"
Tunç'un açıklamasının tamamı şöyle:
Bir kere bizim mevzuatımız açık. Ceza infaz kurumlarının yönetimine dair ve ceza güvenlik tedbirlerine ilişkin kanunlarımız var, yönetmeliklerimiz var.Bu yönetmelikler gereğince yapılan uygulamalar söz konusu. Tabii bu bütün dünyada geçerli olan detaylı arama dediğimiz, birilerinin çıplak arama şeklinde ifade ettiği hususlar ülkemizde kesinlikle çıplak arama diye bir durum söz konusu değildir, olamaz. Buna izin veremeyiz .Burada özellikle cezaevlerinin güvenliği bakımından hem oradaki hükümlü ve tutukluların güvenliği bakımından hem de cezaevlerine yasak madde sokulmaması bakımından eğer bir şüphe durumu varsa cezaevi idaresine böyle bir detaylı arama yetkisi verilmiştir.Ama bu yetki kullanılırken elbette ki bu bir istisnai yetkidir. Detaylı arama bu yetki kullanılırken kişinin mahremiyetine özellikle dikkat edilir. Detaylı aramada kişinin mahremiyeti, özellikle aynı cinsten kişinin aramış olması ve kıyafetlerinin dışında kendisine ekstra bir kıyafet verilmiş olması dolayısıyla her türlü mahremiyete ilişkin tedbirler alınarak bu detaylı aramalar yapılır ve bu detaylı arama bir istisnai durumdur."
Yasa ne diyor?
Türk Ceza Kanunu’nda “çıplak arama”ya dair açık bir madde yok. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116 ve 119. maddelerinde “üst araması” geçer. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 36. maddesi “onura saygılı aramadan” bahseder. Ama ne “çıplak arama”yı tanımlar, ne de bu aramaların sınırlarını açıkça çizer. Yani yasada adı yok, ama uygulamada var.
TİHEK (Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu) bile, 2020’de “çıplak arama ancak son çare olarak yapılmalı” dedi. O bile dolaylı yoldan varlığını kabul etti. Peki biz neden hâlâ “yokmuş gibi” davranıyoruz?
“Kitap mı arıyorsunuz? Slogan mı var vücudumuzda?”
2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefetten tutuklanan gençler, “çıplak aramaya maruz kaldık” dediklerinde sorulması gereken soru şu: Ne arıyorsunuz? Kitap mı gizlenmiş vücuda? Veya bir slogan mı dövme gibi yazılmış deriye?
Avukat Gökmen Yeşil’in dediği gibi: “İnsan onuruna aykırı bir uygulamanın Avrupa’da da olması onu meşru kılmaz.” Bu bir güvenlik meselesi değil, bu bir iktidar meselesi. Bu, insanların üzerinde tahakküm kurmanın en çıplak hali.

“Ne PVSK ne CMK ne İnfaz Kanunu’nda çıplak arama var”
İnsan onuru, detaylarla ezilemez
Anayasa’nın 17. maddesi “kimseye işkence yapılamaz” der. Çıplak arama, işkencedir. Sessizce yapılır, belgelenemez, çoğu zaman korkudan anlatılamaz. Ama yaşanır.
Türkiye'de çıplak arama var. İnsanlar anlatıyor. Davalar kazanılıyor. Belgeler, ifadeler, tanıklar var. Ve çıplak arama, bir güvenlik tedbiri değil, sistematik bir baskı aracıdır. İnsan onurunu çıplak bırakmaktır.
Yokmuş gibi yapmayın!

Çıplak aramayı reddeden tutukluya darp

Boğaziçili öğrencilere gözaltında çıplak arama işkencesi

Çıplak arama işkencesi yargıya taşındı

İBB PROTESTOLARINDA 4'ÜNCÜ GÜN
ÇHD'li avukatlar: Gözaltında çıplak aramaya maruz kalan yurttaşlar oldu

Tutuklu gazeteci Ziya Ataman: Çıplak aramaya maruz kaldım
(EMK)
Peki tiyatronun suçu ne?

Sistematik şiddeti görmeyen mahkeme, Ezgi’yi tahliye etmedi

102 GENÇ TAHLİYE EDİLDİ
Anne Baba Dayanışma Ağı: Hepsi serbest bırakılana kadar buradayız

Ahmet Mattia Minguzzi davası 8 Mayıs'a ertelendi

Afganistanlı göçmenin sağlık hakkı bürokraside tıkandı
