"Terör olaylarıyla ilgili görüntülerin montaj aşamasında kamuoyunun hassasiyetlerinin göz ardı edilmemesi önemli bir konu. Örgütün ekmeğine yağ sürecek görüntü ve haber metinlerinden kaçınmak gerekir. Terör olayı ne kadar etkili, çok, uzun, acıları derinleştirici verilirse, terör örgütü o kadar propagandasını yapmış olur. Yazılı ve görsel basının örgütün bu hedefini dikkate alarak yayın yapması gerekir. Biz hükümet olarak medyamızın terör konusundaki yayın politikasını bir kez daha gözden geçirmesini, daha duyarlı olmasını, iyi niyetli de olsa, istemeden de olsa bu tür yayınlar yapmamasını diliyoruz."
Beşir Atalay, İçişleri Bakanı, medya yöneticileriyle toplantının ardından yaptığı açıklama, 23 Haziran.
"Muhalefet de, sivil toplum da, medya da kendisini bu mücadelede bir taraf olarak görmeli, sorumsuz davranışlardan kaçınmalıdır. Allah aşkına görüntülü medya, yazılı medya böyle bir milli meselede birlik beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğu dönemde kalkıp da evin içine girmek suretiyle orada o içi yanık, canı yanık annelerin tavırlarını her taraftan çekerek bunları sürekli göstermek, oradaki ayılıp bayılmalarla ilgili bu görüntüleri yayınlamak kime hizmet eder Allah aşkına, ülkeye mi, terör örgütüne mi?''
Recep Tayyip Erdoğan, başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi grup toplantısı konuşması, 22 Haziran.
"Basın-yayın organlarının terörle bağlantılı haberlerde halkı bilgilendirirken terör örgütünü farkında olmadan cesaretlendirici duruma düşmemeleri için daha duyarlı davranmalarının gereğine dikkat çekilmiştir."
Cumhurbaşkanlığı, Güvenlik Toplantısı ardından yapılan açıklama, 21 Haziran.
Vakit tamam
Hükümet PKK'nin saldırılarını yoğunlaştırmasının ardından cenaze haberleri artarken "açılım" konusunda geri atmayacağını söylüyor. Çözüm konusundaki bu ısrarın en önemli ayaklarından biri de şüphesiz yurttaşların bilgi edinme ve düşüncelerini daha özgürce ifade etmesini sağlamak.
Muhalefetin acımasız eleştirilerine karşın demokratikleşmeyi cesurca savunan hükümet yetkilileri son günlerde art arda yaptıkları açıklamalarda medya özgürlüğü ve sorumlu gazeteciliğin ülkede hakim kılınması için de ellerinden geleni artlarına koymayacaklarını açıkça gösteriyor.
Terörle Mücadele Yasası, Ceza Kanunu gibi düzenlemelere rağmen medyanın görevini gerektiği gibi yapamadığını fark eden hükümet, bir adım daha atarak bir kılavuz hazırlamalı.
Oğlu öldürülen anne-babanın fotoğrafı çekilir mi? PKK'nin saldırılarını artıracağını söylemesinin haber değeri var mıdır? Saf muhabirlere habercilik şuuru nasıl zerk edilir? Dengelilik, kamuoyu ilgisi, güncellik gibi haber kriterlerine terörle mücadelede tarafgirlik pratik olarak nasıl eklenir? Arkadaşını kaybeden askere çatışmanın ertesi günü nasıl kamera önüne geçirilip intikam çağrısı yaptırılır?
Atalay, Erdoğan ve Gül'ün filen değilse de, teorik olarak gazetecilik konusundaki engin birikimlerini gerekirse Genelkurmay Basın Müşavirliği, web haberciliği konusunda uzman olan eski Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt, Türk ailesine neyin tesir edip etmeyeceği üzerine derin çalışmaları bulunan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleriyle de birlikte çalışarak dört dörtlük bir kılavuz çıkaracağı muhakkak.
Hali hazırda böyle bir gazeteciliği başarıyla sürdüren ustalardan da danışmanlık alınabilir. Böylece "açılım" ileriye doğru sıçrarken dünya gazetecilik literatürüne önemli bir katkı da sunulabilir. (EÜ/EÖ)