Bütçe Kanunu görüşmeleri tamamlandı. Anayasa değişiklik teklifine bakılırsa bu görüp görebileceğimiz son bütçe görüşmesi olabilir.
Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi de “kınadın” “kınamadın” kınasana ya” kınadım ya” gürültüsü arasında geçti, gitti.
MHP Antalya milletvekili Ahmet Selim Yurdakul, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a Erzurum’da 1.200 yataklı bir hastane gayet makul bir fiyata yapılıyor da niye akıl almaz paralara şehir hastaneleri yaptırılıyor diye sordu. Sağlık Bakanı “bunlar hep aynı ezberler” dedi ve ekledi, “Bunların finansmanının hesaplanma yöntemi çok karmaşık. Ben çalıştım uzun vadede karlı çıkacağız”.
CHP Manisa milletvekili Tur Yıldız Biçer de Sağlık Bakanı’na “doları bozdur kampanyası kapsamında şehir hastanelerinin sözleşmelerini de Türk Lirasına çevirecek misiniz, şirketlere verdiğiniz Hazine garantilerini, kur garantilerini değiştirecek misiniz” diye sordu. Yanıt gelmedi.
Bunlar siyaset meydanlarında konuşulanlar tabii. Bir de işin teknik tarafı var. Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu açıklandı.
Dünya Bankası ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 10 yılda kamu özel ortaklığı projeleri 140 milyar ABD dolarına ulaşmış. Köprüler, otoyollar, şehir hastanelerinin de içinde olduğu bu projeler uzun vadeli yabancı para kredileriyle finanse ediliyor. Bu arada “bozdur doları” kampanyasına niye buradan başlanmadı diye merak ediyoruz tabii.
Rapora göre 29 şehir hastanesinin yaklaşık 10 milyar ABD dolarına mal olacağı umuluyor. Bu hastanelerin de “kamu kesiminin sağladığı garantilerden yararlandığını” belirtiliyor ve diyor ki “firmalarının gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışı finansmanı kullanarak yaptığı hastaneler, kira sözleşmeleri veya hizmet satın alma garantisi ile kamu tarafından desteklenmektedir. Bu sayede yatırımcı firmalar işletme veya kiralama süresince, uzun vadede (ortalama 25 yıl), gerek talep ve gerekse kur şoklarına karşı korunabilmektedir. Son olarak, Sağlık Bakanlığı verilerine göre yapımı devam etmekte olan şehir hastaneleri projelerine bu güne kadar toplam yatırım için kullanılan kredi miktarı 3,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir”.
Merkez Bankası kamu özel ortaklığı işi yapan şirketlerin toplam yabancı para borçlarının 46 milyar ABD dolarına ulaştığını söylüyor. Bu rakamın yaklaşık 31 milyar ABD doları kamu hizmet/ürün satın alma, kiralama veya dolaylı garanti yöntemleriyle kur ve talep risklerine karşı korumaya sahipmiş.
Raporun en ilginç bölümünde diyor ki, “ihale alan şirketlerin kurdukları ortaklıkların karışıklığı, içinde finans kuruluşlarının da olması ve kendi aralarında bütçe kaydırması yapmaları nedeniyle finansmanı izlemekte zorlanıyoruz”. Bir zamanlar bankaların nasıl batırıldıklarını anımsayınca insanın tüyleri diken diken oluyor.
O nedenle burada seslenmek istiyorum.
Ey kamu! Ortaklarına dikkat et!
Not: Bir dost... (ÖE/HK)