Öğrenci Seçme Sınacı'nın (ÖSS) ardından bir açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin sorumlu olduğu sistemi, öğrencilerin sınava hazırlanmak için dershaneye gitmek zorunda kalmasını "garabet" olarak niteledi.
Bununla birlikte 2002'den bu yana iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) üniversite giriş sistemi de dahil olmak üzere yükseköğretimle ilgili bir reform girişiminde bulunmadı.
Parti programı ve 2007 seçim beyannamesinde de bu konuya yer verilmedi. Eğitim sisteminin gelişmesinde özel sektöre vurgu yapılırken, yoksul öğrencilere yardım yapılması öngörüldü.
Öne çıkarılan tek somut sorun, meslek lisesi –dolayısıyla İmam Hatip mezunların katsayı indirimine maruz kalması oldu.
Erdoğan konuştu, yine ortalık karıştı
Özel Dershaneler Birliği (ÖZDEBİR) başkanı Faruk Köprülü, başbakana tepki gösterdi ve " Esas bariyer yıllardan beri eğitim sistemimizdeki bu sorunlara yol açan nedenleri ortadan kaldıracak siyasi kararlılığın gösterilememesidir. Garabeti de sistemin kendisinde aramak gerekmektedir" dedi.
Erdoğan'ın açıklamasının ardından konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'se daha temkinliydi:
"Dershaneler sebep değil sonuç, bu sebepler var oldukça bunlar da var olmaya devam edecektir."
Öte yandan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de "dershanelerin kapatılması" konusunda Erdoğan'a destek verdi ama daha kapsamlı bir reform gerektiğini belirtti.
En son benzer bir durum yaşandığında ortaya siyasi kriz çıkmıştı. Erdoğan başörtüsü yüzünden üniversiteye giremeyen öğrencilerle ilgili konuşmuş, MHP destek vermiş, anayasa değişikliğine gidilmiş, değişiklik Anayasa Mahkemesi'nden dönerken AKP hakkında kapatma davası açılmıştı.
AKP döneminde artış sürdü
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) derlediği veriler, AKP iktidarı döneminde hem dershane sayısının, hem de dershaneye giden öğrenci sayısının arttığını gösteriyor.
- 2002'de 2 bin 122 olan özel dershane sayısı 2007'de 3 bin 986'ya yükseldi.
- Aynı dönemde dershaneye devam eden öğrenci sayısı 606 bin 522'den 1 milyon 71 bin 827'ye çıktı. Dershanelerde çalışan öğretmen sayısı da iki buçuk kat arttı.
Sendika, eğitim kalitesinin gerilemesiyle dershanelere yönelişin arttığını, bu durumun yoksul ve varsıl öğrenciler arasındaki eşitsizliğin de artmasına neden olduğunu belirtti.
"Halbuki yükseköğretim, eğitim hakkı çerçevesinde her ortaöğretim mezununun ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yararlanması gereken bir aşamadır."
Sadece eşitsizlik değil
Bu durum, öğrencilerin eğitime erişim hakkı açısından yarattığı eşitsizliklerin yanı sıra bir dizi başka soruna da neden oluyor.
Eğitim-Sen, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi 41 ülke içinde "iyi ve kötü okullar arasındaki farkın" en derin olduğu ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Velilerin çocuklarının dershaneye gitmesini zorunlu görmeleri, kırsaldan şehirlere göçün artmasına neden oldu.
Dershanelerin verdiği yüksek ücretler de, öğretmenlerin kamudan o tarafa kaymasına yol açtı. (EÜ/EZÖ)