York Düşesi Sarah Ferguson'un kimliğini gizleyerek İngiliz ITN ekibiyle Ankara'daki çocuk rehabilitasyon merkezine girmesi ve gördüklerini haberleştirmesi, sosyal hizmetlerin sorunlarından Türkiye-Britanya ilişkilerine kadar bir dizi tartışmaya yol açtı.
Olay
Ferguson'la birlikte haberi hazırlayan gazeteci Chris Rogers, Daily Mail gazetesinin web sitesinde olayın gelişimini aktarıyor.
Bu konu üzerine çalıştığını ve dünyanın farklı yerlerinden benzer haberler yaptığını söyleyen Rogers, konuya duyarlı olan Ferguson'un birlikte çalışmayı teklif ettiğini ve ilk olarak da Türkiye'ye geldiklerini anlatıyor.
Asıl kimlikleriyle Saray rehabilitasyon merkezine girme izni alamayınca, Rogers bir yardım kuruluşu görevlisi olarak kendini tanıtmış; Ferguson da kimliğini gizlemiş. Rogers, yazısında Türkiye'yi yine aynı haberde yer alan Romanya'yla karşılaştırıyor ve Avrupa birliği'ne üye olmaya çalışan bir ülkeden bu tip haberlerin yapılmasının kamuoyunu bilgilendirmek açısından meşru olduğunu söylüyor.
Tepkiler
Bu haberin Türkiye'de de medyaya yansımasının ardından hükümetten de tepki geldi. Ankara ve İstanbul'da haberin konusu olan merkezlerin yöneticileri iddiaları reddetti. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, görüntülerin gizlice alınmasını tasvip etmediğini açıkladı ve diplomatik tepki gösterdiklerini belirtti.
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu da iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını, görüntülerin doğruluğunun da araştırıldığını söyledi.
Çubukçu, Ferguson'un "Türkiye'ye gitmeyin, Türkiye'yi AB'ye almayın" dediğini söyleyerek bunu eleştirdi.
Cevaplar
Ferguson'un sözcüsü bu tepkiye verdiği cevapta, Ferguson'un siyasi bir gündemi olmadığını, sadece "çocukların iyiliğini düşündüğünü" söyledi.
Britanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, haberdeki görüşlerin Ferguson'a ait olduğunu ve kendi tutumlarını yansıtmadığını belirtti.
ITN'den yapılan açıklamada da Britanya'nın türkiye'nin AB'ye üyeliğini desteklediği hatırlatılarak, çocuk haklarının iyileştirilmesinin de bunun bir koşulu olduğu, dolayısıyla haberde "kamu ilgisi" bulunduğunu savundu.
Etik dışı gazetecilik
Bu gerekçe anlaşılır olsa da, haberin verilişi şekli ne ITN'in ne de Ferguson'un derdinin "Türkiye'deki çocukların iyiliği" olmadığı yönünde bir izlenim oluşturuyor.
Korunmaya muhtaç çocukların bakımıyla ilgili birçok sorun olduğu aşikar, fakat İngiliz ekibi cımbızlayarak seçtiği bir sorunu bütüne ikame edip sunuyor. Oysa bu alanda çalışan uzmanların, örgütlerin görüşüne başvurmak; dahası elde edilen bilgiyi konunun taraflarının görüşüne sunarak vermesi gerekir.
Haberin elde ediliş biçimi de etiğe aykırı. Britanya Basın Şikayetleri Komisyonu'nun ilkeleri, gizli kamera kullanımını yasaklıyor. Dahası, gazetecinin kendisini yardım çalışanı olarak göstermesi de kabul edilemez. Bu durum, tamamen insani sebeplerle görev yapan yardım çalışanlarının güvenirliliğini de tehlikeye atar.
Öte yandan bakım kurumlarının kamuoyu ve medyanın denetimine açık olması hak savunucularının yıllardan beri dile getirdiği bir talep. Aslında her gazeteciye gerekli izinler kolaylıkla verilebilmeli.
Sonuçta, ortada bir diplomatik krizden çok kötü ve gayri etik bir gazetecilik vakası var. Bu konuda pek de dikkatli olmayan medyaysa sorunu milliyetçilikten diplomatik krize varan bir alanda tartışmaya devam ediyor. (EÜ)