Gözlem'de son iki ay içinde yayınlanan bu makalelerde yapılan değerlendirmeler, bugünkü gelişmeleri doğruladı.
Amerika'da Şahinler olarak adlandırılan ve çok etkin bir grup olan yarı resmi DPC-Savunma Politikası Kurulu üyeleri baskın çıkmaktalar. Dolaylı ifadeler en sonunda Başkan Bush'un "Birlik Durumu-State of Union" adlı yıllık konuşmasındaki bir sözü ile son şeklini aldı:
" MDW-Kitle imha silahları üreten ve terörizme destek veren İran, Irak Ve Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, şeytan eksenini (Axis of Evil) oluşturuyorlar."
Dünya Ne Diyor?
(Bush's Evil Axis Comment Stirs Critics, BBC, 2 February 2002.)
* Rusya: Başbakan Mikhail Kasyanov, böyle bir suçlama ile ortaya çıkılabilmesi için, elde muhakkak geçerli delillerin bulunması gerektiği üzerinde duruyor. İran'a sürekli MDW desteği sağlayan Rusya'dan, suçlamalar esnasında dikkati çekilecek şekilde söz ediliyor. Başkan Bush'un bu suçlamasında doğrudan olmasa da Rusya önemli bir yer işgal ediyor.
* Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti: Dışişleri Bakanlığı, bu ifadenin bir harp ilanı anlamına gelebileceğini belirtiyor. Bundan önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, bu ülkenin bazı yetkilileri yayın organlarına verdikleri beyanlarda 'küstah' (Arrogance) sözcüğünü kullanacak kadar ileri gidebildiler.
* Ürdün: Kral Abdullah, babasının politikasını izleyerek Başkan Bush'un görüşlerini bütünüyle destekler gözükmekte. Diğer yandan İslam Konferansı, Arap Birliği ve Körfez Ülkeleri Konseyi gibi kuruluşların aldıkları kararları da onayladığını bildiriyor.
* NATO: Genel Sekreter Lord Robertson ABD'yi uyarır şekilde ifadeler kullanmakta. İttifakın 11 Eylül'den sonra Amerika'ya tam destek vererek, İttifak antlaşmasının 5. maddesine işlerlik kazandırdığını hatırlatmakta ve sanki bu dünyanın dışında bulunan bir kişiymiş gibi, bilinen konular için delil bulundurulması üzerinde durmaktadır.
* İran: İran Lideri Ayattullah Ali Hamaneyi Başkan Bush'u "Büyük Şeytan"ın kana susamış başkanı olarak nitelemiştir. (Iran Lashes Out at Bush, BBC News MIDDLE EAST, 31 January 2002.) "İran İslam Cumhuriyeti dünyada en çok nefret edilen Şeytanın nefret ve kızgınlığına hedef olma onuruna ulaşmıştır." açıklaması ile İran ilgilileri Afganistan'a yaptıkları büyük destek karşılığında bu düşmanca tavırla karşılaşmanın şaşkınlığını belirtmekteler. Daha 11 Eylül felaketi olmadan önce Afgan göçmenlerinin binlercesini beslediklerini beyan ederek, Amerika'nın bu davranışını kınamakta ve Filistin desteğini sürdüreceğini belirtmektedir. Daha ılımlı bir tutumu benimseyen devrimci Cumhurbaşkanı Hatimi ve Dışişleri Bakanı Harrazi Amerika ziyaretlerini iptal etmekle iktifa etmişlerdir.
* Irak: Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz destek aradığı Rusya ve Çin ziyaretlerini yarıda keserek, ülkesine dönmüş ve yayın organları Amerika'yı dünyada mevcut yegane şeytan olarak ilan etmiştir.
* ABD Müttefikleri: Çoğunluğu terörle mücadelede yeni bir cephenin açıldığını belirterek büyük bir suskunluk içindeler. Ancak, bu davranışın olumsuzluk içerdiği anlaşılmaktadır.
* Güney Kore Cumhuriyeti: Kuzey ile birleşimin olanaklarını araştıran karşılıklı görüşmeleri sürdüreceğini belirterek, bir ölçüde ABD'ye tepkisini göstermiş olmaktadır.
* İngiltere: Dışişleri Bakanı Straw, Bush'un benzetmesi için "Sert mesajlar" ifadesi ile olumsuz davranışı ortaya koydu.
* AB-Avrupa Birliği: İran ile işbirliği görüşmelerini kesintisiz sürdürüyor. Esasen AB'nin üyelerinin el altından sağladıkları destek ile Irak NBC ve MDW silahlarını geliştirme olanağını buldu.
* Suudi Arabistan: Başkan Bush yönetiminin Filistin olaylarına karşı ilgisizliğini ortaya koyarak, İsrail'in de MDW'lere sahip olduğunu dolaylı yoldan ima etmiş oldu. (Bush Ignores Palestanians' Cause, Elaine Sciolino, New York Times, 29 January 2002.)
Yukarıda sunulanlar ileri sürülen tepkilerin sadece küçük bir bölümü. Genelde şu ifadeyi kullanabiliriz: Başkan Bush'un terörizm ile savaş planını mütefikleri ile işbirliği yapmadan; İran, Irak ve K.Kore üzerinde genişletmesi ve bu ülkeleri "şeytan ekseni" gibi kaba bir benzetme ile anması dünyada destek bulmadı, tepki uyandırdı.
Amerika'nın Tepkisi
(Top Officials Stern Talk on US Policy, Reuters, Todd S. Purdum and David E. Sanger, 2 January 2002 ).
New York Waldorf Astoria Oteli'nde yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nda ABD Dışişleri Bakanı C. Powell'ın, MDW-Kitle İmha Silahları ihraç eden ülkelere karşı Başkan Bush'un sürekli bir kampanya sürdüreceğini ilan etmesi, bu üç ülkeye destek veren birçok müttefik ülkeyi ve özellikle Rusya ve Çin'i rahatsız edecek niteliktedir. Buna ek olarak Hazine Bakanı Paul O'Neil'in de "Şeytan" rejimlerin üzerine gidileceğini ifade etmesi Amerikan tepkisinin ciddiyetini belirtti.
Çin'in rahatsızlığı
Aynı toplantıda Afganistan konusu işlenirken, ABD'nin buradaki kuvvetlerini 25,000 adede çıkarılmasını söz konusu etmesi dikkatleri çekti. Bu konu için ayrılan 20 milyar doların 40 milyara çıkarılması, ABD'nin Orta Asya'da kalıcı olmanın yollarını aradığını ortaya koydu. Bundan en büyük rahatsızlığı ise Çin duymakta.
Gerekirse tek başına
Bu arada Almanya'nın Münih şehrinde yapılan uluslararası güvenlik toplantısında, ABD Şahinlerinin baş temsilcisi ve Başkan Bush'un en yakın güvenlik danışmanı, eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Türkiye konularında uzman Richard Perle, "Size garanti veriyorum, eğer biz terörizme karşı kendimizi korumak ile müttefiklerimizin istekleri arasında bir seçim yapma durumunda kalırsak biz kendimizi terörizme karşı tek başımıza koruyacağız" ifadesi ile, Amerika'nın kararlılığını belirledi.
"Yeni çağda yeni olanaklar var, bekleyemeyiz"
Şahinlerin dış ilişkilerini ve Irak muhaliflerini düzenleyen eski Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ise "Farklı müttefikler farklı görevler içindir. Bazıları ABD'ye açıkça katılırlar. Diğerleri sakin kalır ve koalisyona ihtiyatla yaklaşır. NATO'nun rolü önemli. Ancak Batı Savunma İttifakı, yeni çağda yeni olanaklarla karşılaşmakta. Beklemek için zaman yok." sözleri ile ABD'nin gelecekte benimseyeceği politikaya ışık tutmuş oldu.
Şahinler başarılı olmaya başladı
Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice, "Üç ülke hükümetinin bu yolla dikkatleri çekildi" derken; eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright bu politikayı hatalı bularak, her şeyden önce söz konusu üç ülkenin birbirinden çok farklı yapıda olduklarını belirtti. Özetle Şahinlerin ABD'de başarılı olmaya başladıkları söylenebilir.
Dünya Devleti Türkiye
Olanlara ilişkin olarak, hiçbir görüş belirlemeyen ve yayın organlarınca yukarıdaki ayrıntıya önem vermeyen Türkiye suskun kaldı. Sadece Başbakan'ı Irak Liderine bir mektup yazarak kapıların BM-Birleşmiş Milletler denetleme heyetlerine açılmasını, aksi halde sonuçlarının Türkiye, Irak ve çevre ülkeleri için iyi olmayacağını belirtti.
Sonuç:
Bugün artık koalisyon yoluyla sağlanan kontrolden çıkmış bir ABD ile karşı karşıyayız. Küreselliğin ekonomik, politik, kültürel, sosyal, güvenlik, teknolojik ve bilimsel yayılımcılığından yararlanarak ülkesinin yaşam düzeyini yükseltmeyi hedefleyen Amerika; bu ulusal hedefi saptadığında kendi ülkesinin küreselliğin terörizm gibi olumsuz etkilerinden uzak olduğunu düşünüyordu. Mal, hizmet, sermaye ve iş gücünün serbest dolaşımı yolu ile sağlayacağı serbest ve hakça bir ticareti yayarken; çıkarlarına hizmet vereceğini düşündüğü IMF, Dünya Bankası (WB) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kurumları kurarken; fakirin daha fakir olacağı ve bu ortamın terörizmi,kara parayı, çürümeyi,uyuşturucuyu, göçleri, etnik anlaşmazlıkları, kalpazanlığı ve her türlü olumsuzluğu da küreselleştireceği unutuldu.
Amerika ne kadar inandırıcı?
Amerika terörizm ile savaş konusunda ne kadar inandırıcıdır? Tam olumlu bir yanıt verilemiyor. Çünkü bu ülke 38 Dışişleri mensubumuzu katleden Ermenilere arka çıkarak Daşnak terörizmini desteklemiş, kuzeydeki Türklerini katleden Kıbrıs Rumlarına BM yolu ile devlet özelliği sağlayarak Rum terörizmini desteklemiş ve son olarak PKK terörizmini, Yürütme olarak sözde reddederken Kongre'de temsilciler açıkça desteklemiştir.
ABD terörü desteklemektedir
Bu örnekler birçok ülke gibi ABD'nin de terörizmi desteklediğini göstermektedir. Halihazırda fanatik sağ teröristlerin sempati duydukları bazı insanlar, ABD'de yaşamaktadır. Ayrıca Şeytan Ekseni olarak adlandırdığı ülkelere karşı himaye ettiği İsrail Başbakanı Şaron en az Arafat kadar terörizm ile ilgili sayılabilecek bir liderdir..
NBC silahlarına gelince... Kimyasal silahların, küçük çaplı silahlar ile mayınların üretiminin uluslararası kontrol altına alınmasına ABD itiraz etmektedir. İsrail'in nükleer teknolojiye kavuşmasını da Amerika sağlamıştır.
Ayrıca, Amerika dünyada nükleer silahı ilk ve yegane kullanan, sivil halk üzerine atarak yüz binlerin ölümüne neden olan ülkedir.
Çok özet olarak belirtilen bu nedenler dolayısıyla ABD'nin girişimleri onaylanmamakta ve bütün dünya ülkeleri tarafından endişe ile izlenmektedir.