İş sağlığı ve güvenliği haftası içindeyiz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, çalışanlara önemli haklar tanıyor. Ancak, hakların kullanılabilmesi için öncelikle bilinmesi gerekiyor. Bu nedenle, çalışanlara sağlık ve güvenlikleri için tanınmış haklardan eğitsel amaçlı sözedilecek.
Geçtiğimiz günlerde Tuzla’da boya fabrikasında yaşanan patlama sonucunda üç işçi öldü. Yaralananlar var. İlk söylenenlere göre, koşulları uygun görülmediği için faaliyetine izin verilmemiş ve mühürlenmiş olduğu halde faaliyetin sürdürüldüğü ve sonunda patlamanın meydana geldiği anlaşılıyor.
Bu örnek olayda olduğu gibi pek çok kazada daha ince ayrıntılara inmeye gerek olmaksızın önemli eksikliklerin varlığına karşın, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca başta, sorumlulukları olan iş güvenliği uzmanına, işyeri hekimine ve çalışanlara tanınmış hakların hayata geçirilemediği ya da işsiz kalmama pahasına veya işi olsun diye kullanılamadığı görülüyor.
İşsizlik yüksek düzeylerde oldukça, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalındığı farkedilse, hatta bilinse bile önlemlerin alınmasını istemek zayıf bir olasılık. Ancak, 6331 sayılı Kanunun, riskler ve önlemleri konusunda özellikle çalışanlara tanıdığı hakların kullanılmasındaki önemli engellerden birinin de bilgisizlik olduğu söylenebilir.
Bu nedenle yazının amacı, iş sağlığı ve güvenliği haftası münasebetiyle, çalışanların sağlık ve güvenliklerini koruyabilmeleri için Kanunun kendilerine vermiş olduğu hakları hatırlatmak olacak.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu önceki yasal düzenlemeden çok farklı. Bu defa, işverenlerin sorumluluk ve yükümlülükleri düzenlenirken, daha önce olduğu gibi tüzükle, yönetmeliklerle önceden belirlenmiş önlemlerin işyerinde uygulanması yaklaşımı benimsenmedi.
Yeni yaklaşıma göre, faaliyete başlarken her işveren işyerine özel olarak risk değerlendirmesi yapacak, tekniğin ve bilimin olanak verdiği her tedbiri alacak ve uygulayacak. Sonra da, süreç içinde hem periyodik olarak hem de işyerinin fiziksel ortamında, kullanılan araç ve gereçlerinde, hammadde ve benzerlerinde meydana gelebilecek her değişiklikte tekrar tekrar risk değerlendirmesi yaparak belirlenen riskleri önleyebilmek için her tedbiri alacak.
Böylece, değişen risklere karşı gereksinim duyulan önlemler alınabilmiş olacak. Başka bir söyleyişle, riskler ve önlemleri sürekli güncellenmiş olacak. Elbette, risk değerlendirmesi ve alınacak önlemlerin teknik ve tıbbi boyutu nedeniyle işveren, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanından hizmet alacak. Ya bu meslek elemanlarını doğrudan istihdam edecek ya da bu elemanları istihdam eden, oluşumu Kanunda belirlenmiş, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden temin edecek.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenlere yönelik genel düzenlemeleri dışında, çalışanlara üzerinde önemle durulması gereken haklar getirdi. Buna göre, işyerindeki riskler ve önlemleri konusunda çalışanlar bilgilendirilecek, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sürekli eğitilecekler. İşyeri mekanının düzenlenmesinden, görevin verilmesine kadar geçen her aşamada çalışanın sağlık ve güvenliği gözetilecek.
Çalışanlar, işyerindeki eksikleri, alınması gereken önlemleri işverene bildirecek ve gereken önlemlerin alınmasını işverenden isteyebilecek. İşyerinde yakın ve ciddi bir tehlikenin varlığını gören çalışanlar, tehlikenin önlenebilmesi için işvereni uyararak gereken önlemlerin alınmasını isteyebilecek.
Önlemler alınamadığında, tehlike ile karşı karşıya kalındığında, işverence bu gibi durumlar için gösterilmiş olması gereken güvenli alanlara çekilebilecek. Şimdi çalışanların sözü edilen bu haklarını biraz daha açalım.
Çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilecek
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğe göre, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, çalışanların işe girişlerinde yapılacak sonra da, işyerinin girdiği tehlike sınıfına göre değişen periyotlarla eğitimler yenilenecek. Yani, eğitimler sadece işe girerken değil, işe girdikten sonra da işyerinin tehlike sınıfına göre değişen periyodlarla tekrarlanacak.
İşyerleri tehlike yönünden, çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere üç grupta toplanıyor. Çok tehlikeli işyerlerinde her yıl , tehlikeli işyerlerinde iki yılda bir, az tehlikeli işyerlerinde ise üç yılda bir en az bir defa çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek (Yön.m.6).
Çok tehlikeli işyerlerinde verilecek eğitim süresi en az onaltı saat, tehlikeli işyerlerinde oniki saat ve az tehlikeli işyerlerinde ise, en az sekiz saat olacak(Yön.m.11). İşçilere yapılacak iş sağlığı ve güvenliği eğitiminde geçen süre çalışma saatlerinden sayılacak. Bu nedenle eğitim, çalışma saatleri sonrasında yapılıyorsa, eğitimde geçecek süre fazla çalışma sayılarak fazla çalışma ücreti ödenecek (Yön.m.8).
Periyodik olarak yapılacak iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri yanında, işyerinin üretim sürecini etkileyecek örneğin, işyeri mekanında, üretim araç ve gereçlerinde, kullanılan teknolojide, ham maddelerde meydana gelebilecek her değişiklikte, yeniden risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken önlemler belirlenecek ve bu bilgilere göre çalışanlara yine, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek. Yani, iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinç oluşturulması ve önlemlere uymaları amacıyla çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sürekli olarak eğitilmesi sağlanmak isteniyor (6331sk. m.17).
Yine, çalışan iş kazası geçirmişse veya meslek hastalığına yakalanmışsa bu durumda olan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilecek. Herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalan çalışanlara, tekrar işe başlatılmadan önce eğitim verilecek (6331 sk.m.17/4).
Çalışanlar işyerindeki riskler ve önlemleri hakkında bilgilendirilecek
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri dışında, çalışanları, işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri ile koruyucu ve önleyici önlemler hakkında da bilgilendirilmelerini sağlayacak (6331 sk.m.16).
Ayrıca, yasal hak ve sorumlulukları hakkında çalışanlar bilgilendirilecek. Sadece sağlık ve güvenlik konularında değil, çalışma süreleri, dinlenme hakları, özlük hakları, yükümlülükleri ve benzerlerinin de yapılacak bilgilendirmeye dahil edilmesi isteniyor.
Çalışanlara uygun çalışma ortamı hazırlanacak ve uygun görev verilecek
Kanunun işverene verdiği belki de en çarpıcı yükümlülük, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamını sağlamaya çalışırken, verilecek görevin de, çalışanın sağlığı ve güvenliğine uygun olmasını göz önüne alacak olmalarıdır (m.4). Hatta bu nedenle işverenlerden, işin çalışanlara uygun hale getirilmesi için işyerlerinin mekan olarak tasarımı aşamasından başlayarak, iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim yöntemlerinin seçiminde özen göstermeleri, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun çalışanların sağlık ve güvenliğine olumsuz etkide bulunmasını önlemeleri, önlenemiyor ise en aza indirmeye çalışmaları isteniyor. (m.5)
Çalışanların görüşleri alınacak, katılımları sağlanacak
İşverenler, ilk defa bu Kanunla işyerindeki riskler ve önlemleri hakkında çalışanların görüşlerini almakla yükümlendirilmiş. Buna göre;
* İşverenler, görüşlerinin alınabilmesi ve katılımlarının sağlanabilmesi için çalışanların, varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerinin yoksa çalışan temsilcilerinin(1) iş sağlığı ve güvenliği konularında yapılacak görüşmelerde yer almalarını ve katılımlarını sağlayacaklar, riskler ve önlemleri ile ilgili teklif getirmelerini isteyecekler.
* İşyerinde yeni teknolojilerin uygulanması, iş ekipmanlarının seçimi ile çalışma ortamı ve koşullarının sağlık ve güvenliğe olası etkileri konularında işverenler çalışanların görüşlerini alacaklar.
* İşverenler, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için destek elemanların(2) görevlendirilmesinden; risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken koruyucu ve önleyici tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu donanım ve ekipmanın belirlenmesinden; sağlık, güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesinden; çalışanların bilgilendirilmesinden; çalışanlara verilecek eğitimin planlanmasından önce bu konularda çalışanların, sendika temsilcisinin yoksa çalışan temsilcisinin görüşlerini almakla yükümlendirilmişler.
İşverenler, çalışanların veya çalışan temsilcilerinin iş sağlığı ve güvenliği için işyerinde alınmış önlemlerin yetersiz olması nedeniyle veya işyerinin teftişi sırasında yetkili makama başvurmalarından dolayı haklarını kısıtlayamayacak. Bu nedenle iş sözleşmeleri feshedilemeyecek. Aksi takdirde fesih, haksız fesih niteliğinde olacak ve haksız feshin sonuçları uygulanacak.
Çalışanlar, ciddi ve yakın tehlike karşısında güvenli alana çekilebilecek
Çalışanların sağlıklarının ve güvenliğin sağlanabilmesi için işverenlere verilmiş yükümlülüklerden başka, işyerinde olasılık dahiline girmiş ya da gerçekleşmiş tehlike karşısında sağlıklarının ve güvenliklerinin korunabilmesi için çalışanlara tehlikeden uzak durma hakkı tanınmış.
Buna göre çalışanlar, yakın ve ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kaldıklarında, güvenliklerini sağlayabilmek için çalışmayı durdurarak tehlikeli alandan uzaklaşabilme hakkına da sahipler. Kanun, çalışanlar tarafından kullanılabilecek bu hakları hangi koşullarda hangi prosedüre uyarak yapabilecekleri hususlarını da düzenlemiş.
Bu hak önemli, böylece işyerinde meydana gelebilecek ve çalışanların sakatlanmalarına, can kaybına yol açabilecek tehlikenin ortaya çıkması hallerinde çalışanların kendilerini koruyabilmeleri için önemli bir olanak sağlıyor. Ancak, çalışanların kendilerini olası tehlikelerden koruyacak hakları konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıkları gözleniyor. Çalışanların ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kaldıklarında, bilmeleri gereken hakları aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin varlığını işverene bildirerek önlem alınmasını isteyebilecek
İşyerinde, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar, işyeri sağlık ve güvenlik birimine, (işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, çalışan temsilcilerinin de katıldığı )birimin bulunmadığı işyerlerinde ise doğrudan işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilecek.
Bu durumda işyeri sağlık ve güvenlik birimi acilen toplanarak, birim yoksa işveren derhal talebi inceleyerek verecekleri kararı tutanakla tespit edecek ve çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirecek.
İşyeri sağlık ve güvenlik biriminin veya işverenin çalışanların talebi yönünde tespit yapması hâlinde, gerekli önlemler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınılabilecek. Bu gibi durumlarda yapılacakları belirlemek üzere işveren tarafından önceden hazırlanmış “acil durum planı” uyarınca, çalışanlar işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılarak gösterilen güvenli yere gidebilecekler.
Hatta, ciddi ve yakın tehlike karşısında gereken önlemler alınamıyorsa işverenler, çalışanlarına,“acil durum planı”nda gösterilen güvenli yerlere gitmeleri yönünde, baştan talimat vermiş olacaklar.
Çalışanlara yazılı olarak yapılacak bildirimde gereken önlemlerin alınmış olduğu veya ciddi ve yakın bir tehlikenin bulunmadığı bildirilmiş ise, çalışmaya devam edilecek (6331 sk.m.12).
Ciddi ve yakın tehlikeyi bildirecek amir bulunamıyorsa, kendileri müdahale edebilecek.
Çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında hemen haber verebilecekleri amire (ustabaşı da bu gruba giriyor) ulaşamıyorlarsa, istenmeyen sonuçların önlenebilmesi için, bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilecekler.
Ciddi ve yakın tehlike önlenemez boyuttaysa, çalışanlar derhal güvenli yerlere çekilebilecek
Ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği biriminden yoksa işverenden önlemlerin alınmasını istemek zorunda olmaksızın, başka bir ifadeyle iş sağlığı ve güvenliği birimini veya işvereni uyarmadan doğrudan, işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek acil durum planında belirlenmiş güvenli yere çekilecekler. Çalışanların çekilebilecekleri güvenli alan, bu olasılığa karşı işverenin hazırlamak zorunda olduğu ve işyerinde çalışanların kolayca görebilecekleri yerde ilan edilmiş “acil durum planı” nda gösterilmiş olacak (6331 sk.m.12).
Ciddi ve yakın tehlike nedeniyle çalışmaktan kaçınan çalışanların ücretleri ve sözleşmeden doğan hakları ödenmeye devam edecek
Çalışanların, güvenli yerlere çekilmelerinden dolayı hakları kısıtlanamayacak, çalışmaktan kaçındıkları dönemdeki ücretleri ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları ödenmeye devam edecek (6331 sk.m.13).
Ciddi ve yakın tehlike için gerekli önlem alınmıyorsa, çalışanlar iş sözleşmesini haklı olarak feshedebilecekler
Ciddi ve yakın tehlikenin varlığı nedeniyle çalışanların talep etmesine rağmen, ciddi ve yakın tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı durumlarda çalışanlar, güvenli alana çekilebilecekleri gibi, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini haklı nedenle tazminatlı olarak feshedebilme hakkına da sahip bulunuyorlar (6331 sk.m.13).
Sonuçta,
6331 sayılı Kanunla, riskler ve önlemleri konusunda bilgilendirilen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilen çalışanın, risk oluşturabilecek tehlikeyle karşılaştığında bunu anlayabilecek konuma gelmiş olması ve önlemlerin alınmasını yasal bir hak olarak isteyebilmesi, önerilerini, görüşlerini işverene bildirebilmesi sağlanmak isteniyor.
Ciddi ve yakın bir tehlikenin varlığı görüldüğünde, çalışanın bu durumu varsa işyeri sağlık ve güvenlik birimine yoksa işverene bildirmesi, işyeri sağlık ve güvenlik biriminin yoksa işverenin iddiayı değerlendirerek çalışana durumu yazılı olarak bildirmekle yükümlü kılınması önemli.
Yanıtın yazılı olarak yapılması sağlanarak çalışanın gerekiyorsa önceden işverenin göstermiş olduğu güvenli alana çekilmesinin gerekçesi belgelenmiş oluyor. Tehlike olduğu halde işverenin tehlike yokmuş gibi davranmasının önüne geçilmek isteniyor. Hatta, tehlikeye karşı uyarıldığı halde işveren uyarıyı dikkate almayarak tehlikenin bulunmadığını yazılı olarak bildirmişse ve fakat tehlike hayata geçmişse, sorumluluğun belgelenmiş olmasından söz edilebilir.
Tehlikenin varlığı kabul edildiğinde, çalışanların yine işveren tarafından önceden belirlenmiş plana göre güvenli alana çekilmeleri ve olası tehlikeden kurtulmaları sağlanmış oluyor. Üstelik, önlemler alınıncaya kadar güvenli alanda kalarak çalışılmayan süre için çalışana ödenecek ücret de güvence altına alınmış oluyor.
Çalışanların, işyerindeki riskler ve önlemleri konusunda bilgilendirilmesi, sağlık ve güvenlik konularında eğitilmesi bunun için önemli. Bu bilgiler ve önlemlerin alınmasını işverenden isteyebilme yönünde verilmiş haklar eğer çalışanlar tarafından etkin biçimde kullanılacak olursa, çalışanların işverenden ve teknik kadrosundan önce farkedebilecekleri tehlikeleri, eksiklikleri gereği yapılmak üzere işverene bildirerek kazaların hatta büyük kazaların olmasının önüne geçebilmiş olabilecekler.
Kanun, bu hakları çalışanlara vererek, işin tekdüzeliği içinde veya başka nedenlerle işverenin ve teknik kadronun gözünden kaçabilecek ya da önemsenmeyerek ertelenebilecek eksiklik ve bozuklukların tehlike yaratmadan, soruna dönüşmeden önlenmesini amaçlıyor. (DK/APK)
(1) Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı.
(2) Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişi.