Segui il tuo corso, e lascia dir le genti
(Dante, İlahi Komedya)
Dante’nin zamanında tapu-kadastro müdürlükleri henüz icat olunmamıştı. Eğer olaydı, ikinciyle üçüncü kat arasında bir asma kat olarak bunlara yer vereceğinden şüphem yok. Danışmak için girildiği takdirde kat malikleri yasasından milli emlakla ilgili türlü kararnamelere kadar her konuda geniş bilgiler edinebilirsiniz. Ancak sorduğunuz soruyla alakalı bir cevap almanız tamamen müstahdemin insiyatifindedir.
Elinizde anlamsızca doldurduğunuz çeşitli matbu evraklara mühür basacak imzası güzel bir yetkili ararsınız. Yoğun bir koşuşturma sonunda ilgili dairenin kapısını bulursunuz. Yetkili, belgelerinizi inceler ve başka bir daireyi söyleyerek, o dairenin yetkilisinin imzası olmadan kendisinin imza atamayacağını belirtir. Söylediği yere gittiğinizde, onlar da başta gittiğiniz yetkilinin imzası olmadan imzalayamayacaklarını belirtirler. Bizlerle bu kadar idman yapan tapu-kadastro memurlarının balkan şampiyonalarında pinpondaki başarılarına şaşmamak gerekir.
Hayatımızın her anında kendimizi bir pinpon maçının topu olarak bulabiliriz. Mesela, bugünlerde hukuksuzluk ve kanunsuzluktan şikâyet edenler sokaklara döküldüler. Sokaklardaki manzaralardan pek bir rahatsız olanlar, eylemcilerin dilek ve şikâyetlerini mahkemelere bildirmeleri gerektiğini buyuruyor. İfade ve basın özgürlüğü için yapılan eylemlere de cevap hazır: “Yazsınlar, okuyalım dertleri neymiş?”. Adliyeyi şikâyet için adliyeye, polisi şikâyet için polise, basını şikâyet için basına…
Pinpon kısır döngüsünün her tür yönetim tarafından sıklıkla uygulandığını görebiliriz. Çemberi çeviren için faydaları saymakla bitmez. Bir kere her kabuğunda ayrı bir vitamin vardır. Halk arasında kimi-kime-şikâyet-ediyorsun olarak bilinen özelliği sayesinde her katmana bir krallık yaratmak mümkündür. Kapıdaki müstahdem çalıdan asasıyla kapıların ve dahi muslukların kralıdır. Memur, karbon kâğıdından tahtında karşılar seni. Müdürün sumeni bile krallık değilse de hiç değilse bir dukalıktır.
Krallıklarımızda meşruti monarşi geçerlidir. Yani bir anayasa, bir meclis filan var ama gene kralın dediği oluyor. (Madem kralın dediği oluyor o zaman meclis niye var diyerek bizleri lise günlerimize döndürmeyin lütfen!) Kısır döngü krallıklarında tüm kurallar keyfe keder işletilir. Binanın içine girmeniz müstahdemin insafına kalmıştır. Memur lütfederse evraklarınız damgalanır. Yapyasal bir yürüyüş yapacaksınız mesela, lütuf puanlarınızı biriktirip mülki amirinizin iznine başvurabilirsiniz.
Bu sistemin en önemli yanı ise kendi kendini temizleme özelliğidir. Krallığı, ondan en çok zarar görenler korur. Sıra beklemekten sıkılanlara ilk müdahale çıkıntılık-yapma-lancılar tarafından gelir. Çoğunlukla başka müdahaleye gerek kalmaz. Sıradakiler, lütuf kod adlı yetkili-imza şikâyetleri duyar da kafası bozulursa diye korkar. Kafası bozulmuş bir imza ise krallık kapısında beklenecek bir gün daha demektir. Bu sebeple ses çıkaranlar anında bertaraf edilir. Ayrıca sıradakilerden bazıları o kadar çok beklemiştir ki sırayı krallığın bir parçası zanneder. Ezberledikleri çaresizliklerini ve önlerine atılan lütuf parçalarını korkak bir saygıyla kabul ederler. Krala ve krallığa yapılan her şikâyeti özlerine yapılmış sayarlar. Bu sebeple çıkıntılara karşı önce kendileri davranırlar. Çıkıntıların susturulmasıyla krallık her gün yeniden doğar.
Pinpon krallıkları ve ona bağlı dukalıklarda çıkıntıların işi çok zordur. Arafta kalmışlardır. Ne cennete girerler ne cehenneme. Kimselere yaranamazlar. Yasadışı ve soyguncudurlar. Kökü dışarda bir aşktır onlarınki, Dante ile Beatrice’inkine öykünürler. Madem ki araftalar, Beatrice’in Dante’ye orada verdiği öğüdü takip ederler: “Sen kendi yolundan git; bırak diğerleri konuşsunlar”. (BT/HK)
* Araş. Gör. Bilge Terzioğlu, Işık Üniversitesi - İktisat Bölümü