bianet'in 2010 Erkek Şiddeti Raporu'nu okurken tüm döküm içeren metinler gibi bu metinle de irkiliyorsunuz. Gündelik olanın içine sinmiş pek bilinenler yoğun bir biçimde karşınıza çıkınca birbirinin karşıtıymış gibi görünen iki tutumdan birine yönleniyorsunuz.
İlki görmezden gelici, yazılanların malumu ilan olduğuna sığınmak, çaresizliği kabul etmek diğeri ise klavyenize söz geçirememek ya da çaresizliğe karşı çıkmanın en kolay yolunu aramak, yani su üstüne yazmak.
Bu yazıcık, hınçlanarak yazıldı, binlerce kadın tarafından söylenenleri bir kez daha tekrar etmesinin nedeni hınç.
Kadına yönelik şiddetin "haber" olması için
Öncelikle bianet'in çetelesinden, kadına yönelmiş şiddetin haber değeri taşıması için fiziksel mağduriyetin en vahşi şeklinde zuhur etmiş olmasının bir ön koşul olduğunu bir kez daha öğreniyoruz.
Haber editörlerinin filtresinin tıkanıklığı, yaşam hakkının ortadan kaldırılmasına yönelik tehdide haber değeri atfetmemesi, kadınların polis ve/veya savcılıkta dikkate alınmama ve sözlerinin değersizleştirilme girişiminde onların yalnız olmadığı, kurulu düzenin devamı ve bekası için sacayağını oluşturan güçlerden birinin yaygın habercilik anlayışı olması ile ilişkidir.
Taraflılığını kadın sözünü değersizleştirerek kuran haber, tarafsızlığını ancak bu sözün değerini takiple, duyurulmasına aracı olmakla kurabilirdi.
Kadını önce yurttaş sonra okuyucu/izleyici olarak tanımlamakta zorlanan haber yayın kurulları, dehşetin uyandıracağı gerilimi sindirebilmek ve merhamet dolandırıcılığı yapmak için öldürülen her genç kadına "güzel" sıfatını yapıştırmanın neredeyse 50 yıllık geleneğine sahip bir işleyiş düzeneği içinde hukuki gelişim sürecini doğru aktarma gayreti içinde olamazlardı, olmadılar da...
Kadın cinayetleri ve Kürt töresi mitik yargısı
bianet'in çetelesi, kadın cinayetlerinin Doğu Anadolu'ya, Güneydoğu Anadolu'ya özgü Kürt töresi yargısının nasıl bir mitik yargı olduğunu bir kez daha söylemektedir.
Marmara, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde gezen cinnetin etnik kökenini yaftalamaya yönelik bunca uğraş karşısında yayın kurulları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yeterli sayıda Türk acar muhabirlerinin olmadığını söyleyemeyeceklerine göre, herhalde ya Marmara ve iç Anadolu bölgesinin medya merkezlerine yakınlığını ya da bu bölgelerde iç göçle beslenen modern hayatın baskına dayanamayan talihsiz erkek nüfusun umutsuzluğunu ön plana çıkaracaklardır.
Hangi "uzman kişiden" görüş alırlarsa alsınlar, kadın cinayetlerinin sistematikliğini sağlayan işbirlikçi tutum muhalif toplumsal hareketler ve yayınları tarafından birincil önemdeki toplumsal sorun olarak nitelendirilmediği sürece, kadın cinayetlerinin gerekçelerini aile içi görüş ayrılığına indirgeyen cümleler değişmeyecektir.
Erkek şiddetinin "gerekçeleri"
Aile içindeki tartışmaları öldürme nedeni olarak seçen ve sunan haber dili, öfkesine yenilen erkek halini masumiyetin karinesi olarak kabul ediyorsa, elinde şiddet aracı bulundurma yetkisine sahip olanların taciz ve tecavüze yönelmelerini olağanlaştırıyorsa, keyfiliğin sorumsuzluğunu normalleştiriyorsa, sadakat ve bağlılık yeminlerini ilahi değil yasal olduğuna ilişkin hiçbir başvuru kaynağıyla beslenemiyorsa genç kadınların ki bu genç kadınlık hali 49 yaşına kadar uzanıyor, ölümcül şiddete maruz kaldığı haberlerini okumaya devam edeceğiz.
bianet'in çetelesinde yer bulmuş haber metinleri içinde salınan cümlelerde kadın cinayetlerine bahane olarak ileri sürülen kadınlık görevlerindeki ve kocaya hizmet işlerindeki aksaklığın bu denli yoğun biçimde dillendirilmesi, yaygın değer ve inançlara yaslanma zorunluluğunu tiraj ya tıklanma oranının garantisi olarak gören anlayışın izdüşümü olsa gerekir.
Bahane cümlelerin saçmalığı ile "ne tuhaf insanlar var, biz onlardan değiliz!" rahatlığına okuyucunun sıkıştırılmak istendiğini varsaysak bile, bu cümlelerin yoğunluğu, aynı zamanda, aile ve toplum düzeninin pamuk ipliğine bağlılığının altının çizilmesi ve her türlü terk, ayrılma, boşanma gibi sadakat ihlallerinin ölümcül suç olarak tayin edilmesi anlamına da gelmektedir.
Her popüler metin gibi haber de içine yığdığı bu çok anlamlılıktan beslenmektedir. Ne yazık ki ölüme koşulan haberde mündemiç çok anlamlılığın herhangi bir katmanında kadının çıkarı ve hayatı yoktur. (EK/BB)
* Prof. Dr. Eser Köker Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı