bianet'in "2010 Erkek Şiddeti Raporu"nu değerlendirirken öncelikle, bu çapta bir medya taramasının yapılmasının kendi başına çok önemli olduğunu söylemeliyim.
Dilerim ki bir ara gündeme gelen ama yaygın bir uygulama imkânı bulamayan kadın ve çocuklara yönelik şiddetin kaydedilmesi fikri yeniden ve daha büyük bir güçle gündeme gelir.
Böylelikle, yalnızca haber olmuş şiddet olaylarını değil, karakola yansımış olanların hepsini görmek ve düzenli olarak izleyebilmek mümkün olur.
bianet'in derlemesinin ilk işaret ettiği yer, aile. Aile, kadın ve çocuklara şiddetin merkezi gibi görünüyor. Aileyi korumak için bir bakanlığın bulunduğu bir memlekette aile içi şiddeti önlemek için geliştirilecek politikaların da baştan sorunlu olduğunu söylemek zor değil.
"Kadın ve aileyi" korumak demek, kadını aile içinde tutmak, aile birliğini de son noktasına gelinceye kadar sürdürmeye çalışmak demek.
Oysa ki pek çok durumda açıkça görülüyor ki, bir tercih yapmamız gerek: Aileyi mi yoksa kadınlar çocukları mı koruyacaksınız?
Güçlü kadın, sağlıklı aile vb laflarının ne kadar boş ne kadar yalan olduğunu şimdiye kadar anlamadıysak, şu derlemeye bakınca anlamamız lazım.
Kadın biraz kafasını kaldıracak kadar güçlenip de diyelim çalışmak diyelim boşanmak diyelim arkadaşlarıyla gezmek istediğinde, kafasına sopayı yiyor! Bilmiyorum o Nuh Nebiden kalma çekirdek ve mutlu aile tablolarına daha ne kadar gerçek muamelesi yapmamız gerekecek! (AB/BB)
* Doç. Dr. Aksu Bora İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi