bianet ile ilk tanıştığımda sıradan bir okuyucuydum. Şuanda da okuyucuyum, çünkü haber alma hakkımı en iyi şekilde sağlayan bir kuruluş olduğunu düşünüyorum. Haberin ve haber öğelerinin eksiksiz bir şekilde okuyucuya sunulduğu bir kuruluş.
bianet’te staj yapma isteğim, geçen sene orada staj yapan bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine gelişti. Staj talebime cevap gelir mi? Ya beni yeterli görmezlerse? gibi soruların gözümü korkutmasına vakit veremeden, staj için uygun olduğum cevabı geldi.
İlk bir kaç günümde, güvensizlik hakimdi. Deşifre yapıyor, haber değeri olabileceğini düşündüğüm şeyleri ise paylaşmaktan çekiniyordum.
Haber yapamamaktan, yanlış fikirleri sunmaktan çekincelerim vardı. Ortaokulda olur ya, cevabı doğru bilsen de belki yanlış olur, sınıftakiler dalga geçer korkusu.
İlk haftam daha bitmeden DİSK binasına, 1 Mayıs açıklamasına muhabir olarak gittim. İşte o günden sonra anladım, çekinecek kimse yoktu. Herkes son derece yardımseverdi.
Daha önce Cumartesi Anneleri/İnsanları oturmalarına gitmiştim. Her seferinde ağlayarak, devlete ve kurumlarına isyan ederek bitirmiştim oturmaları. bianet stajyeri olarak gittiğim ilk Cumartesi Anneleri oturmasında ise bir elimde kayıt cihazı ve not defteri, diğer elimde fotoğraf makinem vardı. 1996 yılında kaybedilen Talat Türkoğlu için toplanılmıştı.
Ben Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın kim olduğunu, neden orada olduklarını; katledilenlerin ve kaybedilenlerin faillerinin kim olduğunu biliyordum. Ama hala Cumartesi Annelerinin adını duymamış, her cumartesi 12.00’da Galatasaray Meydanı’nda niye toplandıklarını bilmeyen binlerce insanın var oluşu, bana bir gazeteci adayı olarak kayıp yakınlarının sesini duyurmaya, bilmeyenleri bilinçlendirmeye yöneltti. Stajım boyunca hiç üşenmeden her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda ki yerimi aldım.
Beni en çok etkileyen şey ise Sevag Balıkçı’nın ölümünün üçüncü yıldönümünde, 24 Nisan günü gerçekleşti. Yine elimde kayıt cihazım, kimseyi tanımadığım ama her kalbin aynı şekilde attığı bir ortamdaydım.
Ermeni soykırımın 96. yıldönümünde, 2011 yılında zorunlu askerliğini yaptığı sırada, belki de sırf Ermeni olduğu için öldürüldü Sevag. Onun unutulmasına izin vermemek için, ailesinin ve dostlarının adalet mücadelelerini duyurmak için oradaydım.
Daha önce hayatımda hiç görmediğim insanlar gelip benimle konuşuyor, bianet’ten geldiğimi duyunca yüzlerinde bir tebessüm beliriyordu. Anma sonrasında yanıma biri geldi. Aslında hiç tanımadığım ama sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissettiren bir amca. Yanağımı okşadı ve “üzülme” dedi, “gülümse” dedi. Umut doluydu, belki de orada yeni bir yüz gördüğü için. Gülümsedim, orada olduğum için sevindim. Hiç tanımadığım insanların acısını paylaştığım, paylaşabildiğim için sevindim.
Yapmak istediğim mesleğin gazetecilik olduğunu tam olarak anlamamı sağlayan, şüphelerimi yok eden en önemli etken bianet ailesiydi.
Taraf edinmeden, sesini duyuramayanların sesi olan, hak haberciliğinden ödün vermeyen müthiş insanlarla, gazetecilerle tanıştım;
Haluk Kalafat, Ekin Karaca, Elif Akgül, Nilay Vardar, Ayça Söylemez, Çiçek Tahaoğlu, Beyza Kural, Yüce Yöney, Erol Önderoğlu, Korcan Uğur, Leyla İşbilir, Barış Mumyakmaz, Baran Gündoğdu, Evren Gönül ve Nadire Mater...
Daha iyisini yapabileceğimi bilen, bana yol göstermekten çekinmeyen insanlar. Öğrenmemin önünü açık tutan insanlar. “Siz” diye hitap ettiğimde, ısrarla “sen diye hitap et” diyen samimi insanlar.
Uğradığı cinsel istismar sonrası açlık grevine başlayan trans mahpus Avşa’nın, Kürtçe şarkı söyledikleri için “ırkçı” söylemlerle karşılaşan Arpak Kardeşlerin, Meskan Dağı’nda kalekol istemeyen Hakkarililerin, haber yapmaya gittiklerinde saldırıya uğrayan DİHA muhabirlerinin, Berkin Elvan’ı andıkları için haklarında soruşturma açılan öğrencilerin, çocuk istismarıyla mücadele edenlerin, Hrant’ın Arkadaşları’nın, Sevag Balıkçı ve daha nicelerinin sesini duyurmama imkan sağladığınız için teşekkür ediyorum.
Bu ailenin kısa bir süre için de olsa bir parçası olmak gerçekten gurur verici. Uzun yıllar unutmayacağım bu deneyimi, benimle birlikte yaşadığı için bianet ailesine çok teşekkür ediyorum. Gerçek haberciler ile tanışmak, onlar ile birlikte çalışmaktan onur duydum. (MA/EKN)