Çocuk Bedenime Dokunma İnisiyatifi’nin (ÇBD) çağrısıyla, yüzlerce kişi 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda çocuk istismarına karşı birlik olmak için buluştu. Ortaköy Meydanı’nda gerçekleşen buluşmaya, her dilden, her renkten insan katıldı.
Anne adayları, gül satan sokak çocuklar, oradan sadece geçmekte olan ama etkinliği duyunca kalan turistler, hepsi bir arada çocuk istismarına karşı çocukların sesini duyurmak için oradaydı.
ÇBD İnisiyatifi’nden Nihan Erkmen bianet’e konuşarak, toplumun her kesimini birlik olmaya, çocuk istismarına dur demeye çağırdıklarını söyledi. Sadece çocuklar için toplandıklarını söyleyen Erkmen, ÇBD İnisiyatifi’nin siyasetten uzakta olduğunu, toplumun çocuk istismarına karşı ortak bir bilinçle savaşması gerektiğini dile getirdi.
Modacı Barbaros Şansal da her fırsatta ÇBD İnisiyatifi’nin yanında olduğunu, çocuk istismarıyla mücadele ettiklerini söyledi.
Etkinlikte “Çocuk”un yazdığı mektubu, “Çocuk” adına büyükleri okudu;
“Sevgili Büyükler
Merhaba, benim adım çocuk. Henüz çocuk yaşımdayım. Bugün benim de bayramım. 23 Nisan'ım. Hep büyükler kolluklarını verir bugün bizlere; bense söz hakkımı bir büyüğe verdim, kendi yerime. Benim söyleyemediklerimi o anlatacak sizlere. Ve diyecek ki: ‘Lütfen artık beni koruyun, beni ve arkadaşlarımı…’
Geçen gün uzaklarda, taa Kars'ta bir arkadaşım öldü. O da benim gibi çocuk yaşındaydı. Gördüm ki bütün iyi büyükler ona çok üzüldü. Biliyor musunuz? En çok ben üzüldüm. Çünkü o benim arkadaşımdı. Oturup ağladım... Tıpkı çocuk yaşındaki okul arkadaşımın kendi düğününde ağladığı gibi, içime içime. Sonra o gün başka bir arkadaşım geldi aklıma. Siz onu da tanıyorsunuz ama adını bilmiyorsunuz. Baş harfi "NE" demeyin, son harfi de "Ç" değil zaten, onun bir adı var aslında.
Benim de var, benim adım çocuk.
Peki, ben kim miyim? Ben de onlardan biriyim. Hala adımla sesleniyorlar bana çünkü söyleyemedim. İnanmazsınız sandım, utandım, korktum, sustum.. Ya bir şey diyeceğim, aramızda kalsın olur mu? Ben aslında susturuldum. Sus pus oldum. Çok korktum.
Annem babam hep bana derdi, ‘Buradan uzağa gitme, orada kötü insanlar var, kaçırırlar’ diye. Çok yakındaydı kötü insan oysa. Annemle babam kaçırdılar, gözlerinden.
Öğretmenim! Şimdi her gün ona bakıyorum ama biliyor musunuz? O da anlamıyor nedense. ‘Aklı beş karış havada, dalıp gidiyor uzaklara’ diyor benim için. Annem babam çok kızıyor dersi dinlemiyorum diye. Kızmasalar! Aklım dalıyor. Dalıp hayallerde yaşıyorum çocukluğumu, neden anlamıyorlar? Çünkü bilmiyorlar, sadece kızıyorlar.
Doktora götürdüler beni geçenlerde. ‘Çok dalıyormuşsun’ dedi, ‘Nereye’ dedi. ‘Bilmem’ dedim. Baktım gözlerine. Ağzım sussa da gözlerim susmuyordu. DUYMADI! ‘Uyumuyormuşsun, kötü rüyalar görüyor musun?’ dedi. ‘SİZ HEPİNİZ UYUYORSUNUZ YA YETMEZ Mİ’ diye bağırmak istedim. Ama usulca ‘evet uyumuyorum, kötü rüyalar görüyorum ama hatırlamıyorum’ dedim. Uyumaktan korktuğumu söyleyemedim.
Şimdi bugün ilk kez biri size olanları anlattı benim yerime. Ne anladınız bilmiyorum, bu kadar anlatabiliyorum. Ama hepinize sesleniyorum. Annecim, babacım, öğretmenim, doktor abla, polis abi, hakim amca! Beni ne zaman kurtarırsınız bilmem. Ama ben artık bu karanlıktan kurtulmak istiyorum. Ve arkadaşlarımı da kurtarmak istiyorum. Biz çook kalabalığız biliyorum. Ama siz daha kalabalıksınız ve daha büyüksünüz. Onları yenebilirsiniz. Kocaman boyunuz var, elleriniz de bizimkinden daha büyük.
Yaramazlık yaptığımızda bize kızıyorsunuz ya! Asıl onlara kızın, onlara ceza verin. Hem onlar çocuk bile değil, kocaman insanlar. Kendi rızalarıyla dokunuyorlar çocukluklarımıza.
Lütfen artık beni koruyun, beni ve arkadaşlarımı.”
Çocuk
Etkinliğin sonunda, çocuklar için, çocuklar ellerinde tuttukları balonları uçurdu; büyükler ise dilek feneri yaktılar. (MA/EKN)