Lale Oraloğlu 50 yıl önce bugün açlık grevine başlamıştı.
Oraloğlu, Türkiye tiyatrosunun önemli sanatçılarından biri. Açlık grevine girme nedeni Aristophanes'in "Lysistrata" adlı oyununu kendi adıyla kurduğu tiyatrosunda “Kadınlar I-Ih Derse” adıyla sahneye koyması ve oyunun müstehcen bulunmasıydı.
Aristophanes’in oyunu savaş ve barışı konu edinir. Tiyatro tarihinin çok bildik bir oyunudur. Kısaca özetlemek gerekirse, konusu şöyle: Kadınlar, savaşı sürdüren erkeklerin barış yapmalarını sağlamak için Lysistrata'nın önerisiyle eylem başlatır. Eylem erkeklerle barış yapana kadar cinsel ilişkiye girme boykotudur.
Bu oyun müstehcen bulunur.
5 Nisan 1967 günlü Milliyet Gazetesi’nin haberi şöyle:
"Kadınlar I-ıh Derse, müstehcen Bulundu: Oraloğlu Tiyatrosu'nda temsil edilmekte olan Aristofanes'in "Kadınlar I-ıh Derse" isimli piyesi, Basın Savcılığınca müstehcen bulunmuştur. Prof. Dr. Sahir Erman, Prof. Dr. Öztekin Tosun ve Prof. Dr. Ayhan Önder'den kurulu bilirkişinin verdiği rapordan sonra Savcılık eserin temsilden kaldırılması için Valiliğe yazı yazmıştır. Ayrıca Savcılık isteği üzerine Beşinci Sulh Ceza Mahkemesi eserin temsiliyle ilgili olarak şu kararı almıştır: ‘Seyredenlerin ar ve hayâ duygularını incitici mahiyette müstehcen görülen piyesin sahnelerine ait fotoğrafların suç delili olarak muhafaza altına alınması" Eserin temsiliyle ilgili şahıslar hakkında da kovuşturmaya başlanmış, tiyatro vitrinindeki fotoğraflar da kaldırılmıştır. Tiyatro yöneticileri dün akşamüzeri ve geceki oyunlara gelen seyircilere savcılığın kararını bildirmişlerdir". (1)
Lâle Oraloğlu açlık grevine 11 Nisan günü tiyatro salonunun sahnesinde başlar.
Eylemi dokuz gün sürer. O gün Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki açılan dava görülmektedir. Lâle Oraloğlu, dokuz günlük açlık nedeniyle ayakta 1,5 saat savunma yapar.
Sonuçta mahkeme yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirir. Bu heyet oyunun müstehcen olmadığı yönünde rapor verir ve oyun tekrar sergilenmeye başlar.
Üstelik Lâle Oraloğlu "Kadınlar I-Ih Derse" ile Anadolu turnesine çıkar. Oyunun müstehcen bulunmuş olması, gösteriminin yasaklanması, açlık grevi, mahkeme kararıyla gösterimine yeniden izin verilmesi oyunun ününü artırmıştır. Oraloğlu, dönemin muhafazakar kafasına “Hayır” demişti.
1924 İzmir doğumlu olan Lâle Oraloğlu’nu 15 Ocak 2007’de kaybettik. Kariyeri boyunca sinema ve televizyonun yanı sıra tiyatroda cesur işlere imza atmayı sürdürdü: “Ezilenler”, “Anna Frank'ın Hatıra Defteri", "Anneme Koca Arıyorum" gibi oyunları sahneye koydu.
Belki de en önemlisi Lâle Oraloğlu'nun kendi cezaevi günlerinden yola çıkarak yazdığı "Kadınlar Koğuşu" oldu.
Hapse girişi ise bambaşka bir acayiplikti. 1974’te Anadolu turnesinde Ağrı’ya düşer yolu. Ağrı’da sahneye çıkacağı ilçenin kaymakamı oyunu iptal etmek ister. Lâle Oraloğlu yine “Hayır” der. Bu kez İstanbul’a dönüşünde gözaltına alınır. Suçlama Ağrı’dan aldığı çatal bıçak takımının Türkiye’ye sınırdan kaçak getirilmiş olmasıdır. Tam 10 ay hafif hapis ve 1 314 lira 60 kuruş ceza alır. Hapse atılır. İkinci açlık grevi eylemini o tarihte gerçekleştirir. Açlık grevi yine büyük ses getirir. Kamuoyu baskısı artar.
Sonuçta 23 Şubat 1978’de TBMM Lale Oraloğlu’nun adının geçtiği bir af kanunu çıkartmak zorunda kalır: “Emine Lale Oraloğlu’nun Kaçakçılık Nedeniyle Çarptırıldığı Cezanın Bütün Hukuki Neticeleri ile Affına Dair Kanun”. (2)
Bircan Değirmenci 5 Nisan 2017 günü bianet’te yayınlanan “Açlık ve Sessizlik” başlıklı yazısında açlık grevi için “Sözün bittiği yerde başlayan açlık grevi, kişinin çığlığını duyurması için son çırpınışıdır” diyordu.
Bugün 17 cezaevinde 148 mahpus açlık grevinde. Açlık grevdekilerin 13’ü 56. gününde.
Zaman değişti, nedenler değişti ama Bircan Değirmenci’nin de belirttiği üzere sözün bittiği yerde son çığlık açlık grevi. Dün bu çığlık Lâle Oraloğlu’nun nezdinde sonuç getirmişti… Bugün 56 gün bitti… (HK)
(1) Lâle Oraloğlu'nun tiyatro kariyerini ayrıntılı biçimde anlatan yazı için tıklayın.