Sedat Uysal

[email protected]

1998’de açtığı Cafe Paloma’nın sahibi ve çalışanı. 1977’de Politika gazetesinde gazeteciliğe başladı. Çağdaş Gazeteciler Derneği yönetim kurulu üyesi oldu. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu...

1998’de açtığı Cafe Paloma’nın sahibi ve çalışanı. 1977’de Politika gazetesinde gazeteciliğe başladı. Çağdaş Gazeteciler Derneği yönetim kurulu üyesi oldu. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu.1985'de Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Bulaşıkçılık, tabelacılık, boyacılık gibi işlerde de çalıştı. Ankaralı.

"Yol umuttur..."

SEATTLE MEKTUBU

"Yol umuttur..."

Benim haberim yok ama Suzi ablam bi tek şehirdeki tek gazete kalmamış ama o ‘’sosyal platform’’ dedikleri yerlerde ilanlar vermiş!

Çatal iğnesi

SEATTLE MEKTUBU

Çatal iğnesi

İnsan bir çatal iğnesine bakarken, burnunun direği sızlar, gözleri dolar, ağlar mı?

Nevzat Gözaydın’a güle güle derken…

SEATTLE MEKTUBU

Nevzat Gözaydın’a güle güle derken…

Nevzat Gözaydın Türkiye folkloru üzerine bir bölüm oluşturulması isteğine o zamanki Dil Tarih Coğrafya Fakültesi dekanının "Hocam bu yaştan sonra folklor mu oynayacaksınız allah aşkına, bırakın bu işleri’’ dediğini anlatırken çok gülmüştük ağlanacak halimize.

26 Ağustos 2023

“Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur”

SEATTLE MEKTUBU

“Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur”

“Muhabbet Akşamları”nın, herkesin birbirinden uzaklaştığı bir dünyada, bir araya gelmenin anlam ve önemini anlatmasından sonra katılanların övgü dolu sözleri üzerine adı bende saklı yeni arkadaş mikrofonu aldı ve 25 senelik öykümüzü anlattı…

24 Haziran 2023

Galip sayılır bu yolda mağlup

Galip sayılır bu yolda mağlup

Seçim sonuçları ne olursa olsun, onurumuzla yaşamaya devam edecek bir geleceğimiz var! O’nun gideceği ihtimali bile güzel! O gidince bir tek o gitmeyecek…

Hüzünlü bir anneler günü mektubu...

SEATTLE MEKTUBU

Hüzünlü bir anneler günü mektubu...

Artık yıllardır aramıza giren okyanuslarca, kıtalarca uzaklığın hiç de önemi kalmadı. Gariptir bir yandan bundan böyle sana sarılamayacağımın, oturup yüz yüze konuşamayacağımın, seninle gülüp seninle ağlayamayacağımın o katlanılmaz acısını yaşarken, öte yandan bu zamana dek hiç duyumsamadığım bir '' birliktelik" var yüreğimde ve bu anneler gününde...

Küçük mutlulukların eksik olmasın...

SEATTLE MEKTUBU

Küçük mutlulukların eksik olmasın...

Beni yoğun bakıma aldıklarında birbiri ardına gelen yakınlarıma heyecanla başımdan geçenleri anlatmaya çalışıyorum.

Bahar bütün güzelliğiyle kapıda!

Bahar bütün güzelliğiyle kapıda!

Bugünlerde yabani kiraz ağaçları, laleler çıldırdı... Bahar bütün güzelliğiyle kapıda! Güneşli güzel günlere umudun eksilmesin!

Sessiz çığlık

SEATTLE MEKTUBU/ SEDAT UYSAL

Sessiz çığlık

Yakın bir dostumun dediği gibi şu kısa hikayeyi uzatayım! Üç gün üst üste yağan karlar nedeniyle bir beyazlık, bir temizlik, bir ferahlık vardı kentin üstünde. Enes’in sessiz çığlığı ile uyandım!

Kırılan sazlar üzerine…

SEDAT UYSAL’DAN SEATTLE MEKTUBU

Kırılan sazlar üzerine…

O yıllarda sevgili Rahmi Saltuk, Ruhi Su’dan sonra bizim evde en çok dinlenen isimdi. Üstelik abimin arkadaşıydı ve nişanında saz çalıp, türküler söylemişti. Ben de ona eşlik etmiştim…

"İşin kolayına kaçmadan ama..."

SEATTLE MEKTUBU

"İşin kolayına kaçmadan ama..."

Bu şehir beni ben bu şehri çok sevdik ama bana yaramadı. Bizim buraları Karadeniz'e benzetirler, bana orası da yaramaz.

Tiyatro sevdası

SEATTLE MEKTUBU/SEDAT UYSAL

Tiyatro sevdası

Yenimahalle 5.Durak’ta Alemdar sinemasında abilerimle izlediğim, Yılmaz Güney’in başrolünü oynadığı ‘’Kasımpaşalı Recep’’, ‘’Kasımpaşalı Recep’in Dönüşü’’, ‘’Kasımpaşalı Recep’in İntikamı’’ filmleri beni çok etkilemişti.

12 Aralık 2020

ABD’de sayım devam ederken

SEDAT UYSAL SEATTLE'DAN YAZDI

ABD’de sayım devam ederken

Amerika Birleşik Devletleri ve dünyanın dört gözle beklediği seçimler oldu bitti ancak tartışmalar bir süre daha devam edeceğe benziyor.

Benim adım Yayla

SEATTLE MEKTUBU/SEDAT UYSAL

Benim adım Yayla

Ailemin bütün fertleri insanlar tarafından zehirlenerek öldürülmüşken, ben kendimi nasıl “şanslı” sayarım? Ama hayat sürprizlerle dolu. Şimdi Amerika'da bir çiftlikteyim, iyi insanlarla...

“Deniz olunmalı oğlum deniz olunmalı”

SEDAT UYSAL/SEATTLE MEKTUBU

“Deniz olunmalı oğlum deniz olunmalı”

“Geçen yıl kasım ayında beyin kanserine yenik düşen oğlumun küllerini okyanusa en yakın yerde, deryaya dağılsın diye burada serpmeye geldik. Bizi açığa götürebilecek bir tekne bakıyoruz. Bize yardım edebilir misiniz?”

"Biz burada polissiz rahatız!"

SEDAT UYSAL'DAN SEATTLE MEKTUBU

"Biz burada polissiz rahatız!"

Seattle'da küçük bir serigrafi tezgahında gömleklerinin, ceketlerinin arkasına "Black Lives Matter" yazdıranlar, çadırlarının yanına küçük bahçeler inşa edenler... Bizim Nova’nın dediği gibi sanki "sokak festivali var"!

16 Haziran 2020

Paloma Günlerinden Corona Günlerine-2

SEDAT UYSAL’DAN SEATTLE MEKTUBU

Paloma Günlerinden Corona Günlerine-2

Benim bugünlerde tek bildiğim, bahar yaza döndü… Dinmek tükenmek bilmeyen yağmurlar durdu… Güneş bulutları deldi geldi… Parklar yavaş yavaş açılıyor… Gün gelince denizimizde soluklanır, okyanusa kıyısından bakarız…

Paloma Günlerinden Corona Günlerine…

SEDAT UYSAL’DAN SEATTLE MEKTUBU

Paloma Günlerinden Corona Günlerine…

Dışarıda deli dolu bir bahar beni çağırıyor. Sokaklar sessiz. Bütün dünya bir "maskeli balo." Bakalım nerede nasıl görüşeceğiz. Sevgiyle kal, sağlıcakla kal. Şimdilik evde kal...

Bir Askerlik Hikayesi - 2

SEATTLE MEKTUBU / SEDAT UYSAL'DAN

Bir Askerlik Hikayesi - 2

Bugünlerde, hani her birimiz korona vesilesiyle ev hapsindeyiz. Teskeremi ararken neler buldum neler. Onlar da ayrı ayrı birer hikaye… Dışarıda deli dolu bir bahar… Babama "Ben de askerlik yaptım, üstelik teskerem bile var" diyebilmeyi çok isterdim.

Bir Askerlik Hikayesi...

SEDAT UYSAL’DAN SEATTLE MEKTUBU

Bir Askerlik Hikayesi...

Aslında sana oturup ‘’Burada Korona günleri nasıl geçiyor ‘’ diye günlerdir belleğimize kazınmış görüntülerle bir mektup da gönderebilirdim… Ancak babam derdi ‘’oğlum senin anlatacak bir askerlik hikayen dahi olmayacak!’’

Nazım Hikmet 118 yaşında…

SEDAT UYSAL'DAN SEATTLE MEKTUBU

Nazım Hikmet 118 yaşında…

Nazım’la Arundhati Roy’u buluşturduğum için ne mutlu bana. "Yürekte, her şey yürekte." Seni yürekten selamlarım. Kalbinden öperim!

Çorum Yanıyor

SEATTLE MEKTUBU

Çorum Yanıyor

Bir asker çağırıyorlar, ''evet buydu komutanım'' diyor, selamı çakıp gidiyor. Komutan, ''askerler evi sardığında çatıdan bahçeye bu tabanca atılmış, sen atmışssın,'' diyor, ''Abi, komutanım ben gazeteciyim,'' diyorum, ''aç bakayım avuçlarını'' diyor.

DENİZ, HÜSEYİN, YUSUF

Güzel Günlere İnancımız...

Bizi biz yapan sosyal adalet, eşitlik, insan hakları için iyi günlere, güzel günlere olan umudumuzu, aşkımızı yokedemediler.

UYSAL'dan Seattle mektubu

Bahar Umut Demek, Güneş Mutlak Açar

Geçenlerde tanıştığım asker bir hemşire, "Ölenler ölüp gidiyor, ya kalanlar? Binlerce, on binlerce yaralı... Yüzlercesi evlerine hapis... Onları hiç arayan soran yok" diye yakındığında bir umutsuzluk sezmiştim gözlerinde.

SEDAT UYSALın mektubu

Türk-Ermeni Kardeşliği İçin Bir Kar Yağsa

Seattle'da Ermeni kardeşim Kelly Asadoryan'ın doğum gününü kutladık. Kelly babasına Türk arkadaşı olduğunu söylebilmişti. Bu hepimiz için adım. "Bir kar yağsa yumuşar" derdi anacığım. Oysa Türkiye'de milliyetçilikle sertleşiyor hava.

Barış İçin Kalpte Barış Gerek

SEDAT UYSAL'dan Seattle mektubu

Barış İçin Kalpte Barış Gerek

Sedat Uysal yeni yılı ABD'den yazdığı mektubuyla kutluyor: Ziya Ül Hak'a sorduğu soruyu, California'daki savaş karşıtlarını, Nazım'ı başka bir dilde okumaya çalışmasını ve Lao-Tse'nin barış sözlerini anlatarak.

SEDAT UYSAL'dan Seattle'dan Mektuplar

Savaş Ancak Barışarak Biter...

Binlerce insan ( keşke onbinler, yüzbinler diyebilseydim ) ‘’Savaşa hayır’’ pankartları taşıdılar, barışa özlemlerini dile getirdiler. Seattle’da yürüyüş bizim mahallenin Occidental Parkı'nda sona erdi.

SEDAT UYSAL'dan Seattle'dan Mektuplar

Orhan Pamuk Seattle'daydı...

Orhan Pamuk'u ilk tanıdığımda kendisinin bu kadar heyecanlı ve yerinde duramayan bir adam olup olmadığını pek düşünmemiştim.

SEDAT UYSAL'dan Seattle'dan Mektuplar

Che, Alberto Korda ve Zaman...

Che'nin şimdi hepimizin zihninde kazılı o yakışıklı yüzünü çeken Korda, fotoğrafın bir biçimde kendinden çıkıp dünyaya malolmasından hiç şikayetçi değil: "Che hayranı yüzbinlerce torunum var..."